4. Bölüm
" Aşktan nefret edenler"
Bölüm şarkısı: Evanescence going under
Ben farklıydım... Sizden,ondan,bizden,senden...
Sen farksızdın...
Boktan,götten,ibneden ve yavşaktan sevgilim...
GÜZEL BULDUKLARIM
Kalbi kırılmış insanların yerde parlayan kalp kırıklarının renkleri güzeldir...
Göğsümün altında sol tarafta sıkışan kas kütlesi ne işe yarıyor. Bu organın işi kan pompalamak, acımak değilki, hele hele ağlayacak seviyeye ulaşması bu beni bayağı yoruyordu. Soğuk bedenime hafif örtüsünü örtmüşken ben sabah güneşinin verdi rahatsızlıkla sebepsizce güneşe bakıyordum. Bu kadar parlak olmak sıkıcı değilmiydi, yada yanlız olmak.
Kafamı yastıktan kadırıp telefonumdan saate baktım. Dersin başlamasına yarım saat vardı. Hızla kalkıp banyoya yürüdüm. Musluktan suyu açıp soğuk suyu yüzüme çarptım. Kafamı kaldırıp aynadakı kırık kıza baktım. Nerdeyse alışmıştı gözlerim bu enkaza yada alışmak zorunda kalmıştım. Aynaya bakarak havluyu aldım ve yüzümü sildim. Saçımla falan uğraşıcak değildim. Düzdü zaten uğraşmaya gerek yoktu.Banyodan çıkıp katladığım kıyafetlerimi giymeye başladım. Çeketimi yatağın kenarından hızla alıp giyinirken telefonumu cebime atıp odadan çıktım. Katranım temizlenmeye başlanılmıştı bile, katranın koridorlarında ilerlerken odalardan çıkan hayat kadınları vardı. Bazıları aldıkları paralarını sütyenlerine sıkıştırıyor bazıları ise bozulmuş saçlarını yada makyajlarını yapıyorlardı. Alışmıştım bu kadınlara bedenlerinden geçen bedenler onların ruhunun kanlarını gösteriyordu. Beden güler, eğlenir, mutlu olur, fakat cefasını ruh çeker.
Kadınlarla fazla göz teması kumak istemiyordum. Bu kadınların bazıları cidden sapıktı. Merdivenden hızla indim. Balkonlarda temizlik yapılıyordu. Buradakiler ve en başta ben temizliğe önem verirdik. Burası bir bar ve dövüş salonu olabilir ama biz türkler bilirsiniz fazla temiziz. Kimseye birsey söylemeden büyük adımlarla katrandan ayrıldım. Acelem vardı çünkü okula geç kalamazdım. Motoruma yaklaştım ve hızla çalıştırıp barlar sokağından ayrıldım. Okula fazla bir mesafe yoktu. Bide asfaltta kayan yılanım beni hayal kırıklığına uğratmazdı. Hızımı biraz daha arttırıp arabaların arasından geçmeye başladım. Ve tahmin ettiğim gibi okula 5 dakika gibi kısa bir sürede gelmiştim. Okulun oto park tarafına sürüp her zamanki yerime yılanımı park ettim. Okula söyle bir göz gezdirdim. Klasik özel okuldu işte, zengin öğrenciler ve onların zengin arabası, baba parası yemek böyle birşey heralde,
Öğretmenlerin bile arabaları bu okulun öğrencilerinin arabalarının el arabası gibi görünüyordu.Otopartan çıkıp okulun arka kapısından okula girdim. Yine aynı atmosfer sağda solda kız kesen erkekler ve onların rahatsız edici bakışlarından bisey anlayan salak kızlar, evet benim cinsim tam bir salaktı. Bi dakikada aşka inanır beş dakikada sevgili olurla,tabi lafım meclisten dışarı ama ben genelleme konuştum. Yürüdüğüm bölüm okulun kantin bölümüydü. Öğrencilerim çoğu burada takılırdı.
Kantine falan uğramaya gerek bile yoktu. O insanların yanında durmayı bıraktım. Nefes dahi almak ruhumu daraltıyodu. Bedenime sığmayan ruhum gögüs kafesimi yumrukluyordu. Kantin kapısının hemen karşısındaki merdivenlerden tam çıkıcakken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ AY - Tuhaf Serisi- Aşktan Nefret Edenler.
Ficção AdolescenteAŞKTAN NEFRET EDENLER... Hayatın bana bahşettiği yaşam şarabı ruhumu eriten asit gibiydi. Fazla yaşamaz dediler bana ama bilmiyorlardı ki ben, benim katilimdim. Ben çocukluğunu katletmiş kızdım. Ben yaşam almış kızdım. Ben elimden alınan çocukl...