Lüks arabam işe yaramadı. Gül almakta işe yaramadı. Yemek teklifi işe yaramadı. Sırada ne var? Hediye. Pahalı bir hediye işe yarayabilir. Ama ne alabilirim ona. Hiç tanımıyorum ki... Hava soğuyor, pahalı bir kazak iyi bir hediye olur. Ama bedenini bilmiyorum. Offff...
Normalde sevgililerime bile kendim hediye seçmem. Onları alıp alışveriş merkezine götürürüm. Beğendiklerini alırlar bende öderim. Onlar mutlu olur ve beni mutlu ederler. Nasıl ettiklerini tahmin edersiniz artık...
Alışveriş merkezine geldiğimde son sevgilimin beni götürdüğü mağazaya girdim. Tezgahtar kız sırıtıp, sırnaşarak yanıma geldi.
- Yardımcı olabilir miyim? dedi.
- Arkadaşıma bir hediye alacaktım. Kazak olabilir.
- Bedeni kaç biliyor musunuz?
- En küçük beden olsun.
Tezgahtar birkaç kazak çıkarıp bu olur mu diye sordu.
- Siz seçin ve hediye paketi yapın deyip kasaya yürüdüm.
İşim gücüm yok bir de gıcık kıza kazak mı seçeceğim? Zamanımı ona ayıramam...
Hediye paketi elimde okul kapısında bekliyorum. Ne hallere düştüm. Ben bu iddayı kazanayım bak sana neler yapacağım göreceksin Balım!!!
- Balım bekle lütfen dediğim anda, kız koşmaya başladı.
O önde ben arkada koşuyoruz. Nihayet otobüs durağında durdu. Nefes nefese kalmıştık.
- Lütfen beni dinler misin? deyince gözlerini bana çevirip baktı.
- Dinliyorum, otobüs gelene kadar... dedi. Ben şimdi seni o otobüsün önüne süs diye asardım ama dua et iddaa var diye içimden geçirirken, en masum gülümsemem ve yüz ifademle elimdeki hediye paketini uzattım.
- Yanlış anlaşılmaları düzeltmek için sana küçük bir hediye aldım. Beni kırma, lütfen kabul et dedim.
Çok şaşırdı, uzattığım hediye paketine baktı ama almadı.
- Farkındaysan çıtayı yükseltiyorsun. diyerek alayla gülümsedi. Gülümserken gözleri parlıyordu.
- Ne çıtası ? dedim.
- Tavlama çıtası. Artık iki sözle kız tavlayamıyorsun. Çiçekten sonra hediye ile geldin. Sırada ne var? Otobüsüm geldi. Sana iyi işler. dedi ve gitti.
Otobüs durağında elimde hediye paketi ile kalakaldım.
Of ya hediye de bir işe yaramadı. Hediyeyi bagaja attığım gibi bara gittim. Bu konu beni çok sıktı. Düşünmek yordu. Biraz eğlenmek lazım değil mi? Yanıma yaklaşan hoş bayana bakıp dans edelim mi dedim. Dans etmekten yorulup oturunca Hakan ve Mert yanıma gelip;
- Ne haber Toprak? Arabama iyi bakıyor musun? Dedi.
Beni sıkan konu karşıma çıktı. Tabi ki hiçbir şey belli etmedim. Hakan'a dönüp;
- Asıl sen külüstüre iyi bak, satınca para etsin dedim.
- Duyduğuma göre kız sana yüz vermiyormuş. Yani bu durumda senin arabana iyi bakman daha önemli.
Tüm keyfim kaçtı. O sırada telefonum çaldı.
- Söyle koçum? Çok sağ ol. Bu iyiliğini unutmayacağım.
İşte şimdi elime düştün Balım. Arayan arkadaşım Balım'ın telefon numarasını bulmuştu.
- Hakan ben daha ısınma turundayım. Bekle ve gör deyip kalktım.
Kalkarken yanımdaki kızı da kaldırdım. Adı neydi hatırlamıyorum ama bu gece işimi görürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMAZ DOĞUMGÜNÜ
HumorKıpır kıpır, neşeli, gülümseten bir hikaye bu. Kötü çocuk yok, mafya yok, küfür yok. Sevgi var, saygı var, ask var, mutluluk var. Doğumgününe davetlisiniz. Bekleriz dostlar.