UNUTULMAZ DOĞUMGÜNÜ

OKULDA

YAZAR
Sevgili olarak sadece elele tutuşacakları konusunda anlaşan ikili, gergin şekilde okula girdi. Önce Toprak'ın arkadaşlarının yanına uğradılar. Gençler önce "oooooooooo" dediler sonra "ne iş?", "hayrola?" gibi şeyler söyledi. İkisi de pot kırmamak için sanki yalnız kalmak için sabırsızlanıyormuş havası yaratıp arkadaşlarının yanından ayrıldılar.
- Rol yapmak ne kadar zormuş diye söylendi Balım.
- Al benden de o kadar. Diye onayladı Toprak.
- Hadi şimdi Azra'nın yanına gidelim diyerek Toprak'ın elini bıraktı Balım.
Balım, kantinde oturan siyah kıvırcık saçlı kızın yanında durup Toprak'la Azra'yı tanıştırdı. Azra şaşırmış bir şekilde ikisine bakıp "neler oluyor" diye sordu. Soruyu Balım cevapladı.
- Bu andan itibaren üçümüz takılıyoruz, detayları sana okuldan sonra anlatacağız. dedi
Toprak'la anlaştıkları diğer konu buydu. Balım adının çıkmasını istemiyordu. Bu yüzden Azra'ya her şeyi anlatıp tampon bölge rolünü oynamasını isteyeceklerdi.

Okul çıkışı LAZ CAFE ye giden gençler Azra'ya her şeyi anlatıp yardım istediler. Azra'nın gözleri kocaman olmuş, şaşkın bakışlarla olayları dinliyordu. Şaşkınlıktan kurtulup cevap verdi.
- Ben, ben böyle bir şey yapamam. Hem bizim ders çalışmamız lazım. Toprak bize uyacak mı?
Toprak öne doğru eğilip;
- Kızlar, bu kadar inek olmaya gerek yok, genciz biz, biraz gençliğimizi yaşamalıyız değil mi?
Balım oflayarak cevap verdi;
- Bizim babamızın şirketleri yok Toprak, okuyup bir yere gelmeye çalışıyoruz, ya bize uyarsın ya da arabanı kaybedersin. Tercih senin.
Oflama sırası Toprak'a gelmişti.
- Tamam kızlar... dedi. Bir araba uğruna nelere katlanıyorum diye içinden geçirdi.

Kızlar ders çalışıp, ödevleri üstüne konuşurken, Toprak sıkıntıdan patlamak üzereydi. Onun bu halini fark eden Balım,
- Mehmet abi, Toprak senden çay demlemenin püf noktalarını öğrenmek istiyor diye masaya çay bırakan yaşlı adama söyledi.
- Öğretmekten memnun olurum. Çay, mutluysan keyif, yorgunsan ilaç, hüzünlüysen tesellidir. Gel Toprak oğlum. Toprağın büyüttüğü en güzel şey çay bence. Gel anlatayım, hem de göstereyim sana.
Toprak, bu hevesli yaşlı adamı kırmak istemedi. Kalkıp mutfağa gitti. Onun gidişini izleyen Azra, derin bir nefes alıp,
- Balım, Topraktan hoşlanıyor musun? Diye damdan düşer gibi sordu.
Balım tereddüt etmeden bir çırpıda bu soruyu cevapladı.
- Hayır Azra, Toprak sadece bir tanıdık, arkadaş o kadar. Geçen hafta tanıştığım biri var. Ondan çok hoşlandım. Umarım beni arar. diyerek Çınar'la ilgili herşeyi anlatmaya başladı. Anlatırken gözleri parlıyor, elleri heyecandan kıpır kıpır oynuyordu