Küçüklüğümden beri balonu çok severim. Bana göre balonlar özgürlüğü sembolize ediyorlar.
Balonlar insana huzur veriyor.Hadi ama elif burada düşüne düşüne kendimi yiyeceğim. Nerede kaldı bu kız. Saatime baktım. Saat 18:20. Ve bir göz devirme daha. Bir de sevgilisinin partisi.
"Elif nerede kaldın"
Telefonda bile acele ettiği belli oluyordu.
"Ya gizemciğim kusura bakma, bir yarım saate gelirim kuaför resmen saçımla oyun oynadı."
"İyi o zaman saçına fön çek iki dakika o zaman olmaz mı ? Çok az kaldı başlıyor parti."
"Tamam."
Tüm gözler üstümdeydi. Tamam kıyafet seçimimin güzel olduğunu biliyorum ama onların böyle bakmaları ellerimi titretiyordu. Ve yalnız kalmıştım.
Karşı masadan burak bana göz kırptı. Gözlerimi devirdim. Bu çocuk kaç dakikadır bana imalı bakışlarını yollamaktan çekinmiyordu. Geçen sene çıkıp ayrılmıştık ama ben onu sevmiyordum ve şimdi de sevmiyorum. Neden çıktın o zaman diye soracak olursanız gökçe kokoşundan intikam almak için çıktım.Önceki seneler de gerçekten çok hata yapmıştım. Şu an onları düşündükçe yüzüm kızarıyor dibe batıyor ve kendimi pişman hissediyordum.
Burağın mavi gözleriyle tekrar göz göze geldik ve bu sefer yerinde durmakla kalmadı. Bana doğru yürüyordu.
"Selam tatlı kız. "
"Burak şu an senle uğraşamam."
Buz gibi bakışlar gönderiyordum ona ama yine de geri çekilmiyor off bu zorlu bir parti olacaktı galiba.
"Öyle mi? Hiç şaşırmadım."
Elimi tuttu ve dans pistine doğru sürükledi gözler bizim üzerimizdeydi. Burak popüler olduğu içindi herhalde. Ama popülerliği beni zerre kadar ilgilendirmiyordu.
"Elimi tutmayı bırakmazsan kötü şeyler olacak burak."
"Göreceğiz gizemciğim."
Benden geçen senenin intikamını almaya çalışıyordu. İyice sinirlenmeye başladım ve onun koluna bir yumruk indirip beni tutmasını engelledim.
Arka bahçeye doğru koşarak ilerledim gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Beni hiç rahat bırakmıyordu. Benden geçmişin intikamını almaya çalışıyordu.
ama buna izin vermeyecektim.Burağın kahkaha sesini buradan duyabiliyordum. Ondan nefret ediyorum bana bunları yaşattıkları için ondan nefret ediyorum.
Pencere de onu izlediğim çocuk tabiki de o değildi.
Pencereden onun izlediğim kişi bambaşkaydı onun içinde bambaşka bir iyilik vardı saftı o.
Beni kötülüğe iten ise Burağın beni her seferinde zor durumda bırakmasıydı.Kötü biri gibi yaşamak mı yoksa iyi biri gibi yaşamak mı daha güzeldi? İşte bu cevapların hepsini ondan öğrenmek istiyordum onun içindeki iyiliği hissetmek ve kötülükle iyilik arasında ki farkı hissetmek istiyordum. O çok saf ve masumdu. Ben düşüncelere dalarken bir araba sesi geldi bu o idi. Bakışlarımı o tarafa doğru çevirdim beni farketmesini istedim ama yalnız değildi yanında kız arkadaşı vardı. Kız arkadaşı da onun gibi iyiydi. Kız arkadaşı arkadaşlarının arasına dalıp gözden kayboldu o ise partilerden hoşlanmadığı için dışarıda bekleyecekti. Ben ise ağlamamı hala durduramıyordum. Olmuyordu ağzımdan hıçkırıkla karışık bir ağlama sesi çıktı. Buna engel olamadım. Benim olduğum tarafa baktı ve beni gördü ona farkettirmeden ağzıma vurdum neden kendime hakim olamıyordum sanki bugünü bekliyordu gözyaşlarım. Bugün patladım herşeye. Gittikçe yaklaşıyordu kalp atışlarım hızlanıyordu. Başını eğdi.
"İyi misin? ." Dedi
Başımı sallamakla yetindim. Çenemi tutup kendisine doğru çevirdi. Makyajımdan dolayı bulanık görüyordum akmış olmalıydı.
"İyi değilsin anlatsana ne oldu bu kadar ağlamana sebep olan ne ?."
"herkesin geçmişte hataları vardır değil mi?."
"Elbette vardır ama önemli olan bunları bir kenara atıp geleceğe bakmaktır. Şimdi gözyaşlarını silip partiye gelmelisin." Deyip göz kırptı ve kolunu uzattı gülümseyip koluna girdim bu parti çok farklı bir parti olacaktı şu an kendimi gerçekten iyi hissediyordum ama önemli olan kız arkadaşının nasıl tepki vereceğiydi partiye girmeden önce saat kaç diye telefonuma baktım daha yarım saat geçmiş ve eliften sekiz cevapsız arama var umarım bugün parti de olaylar daha çok büyümez.