İşkence

1.3K 25 2
                                    


Ailesi ve sevenleri ceza evinin önündeydi. Bir kişiyi çağırma hakkı vardı oda Dayı'yı çağırmıştı.
Dayı girdi içeriye ve dedi ki 
+ Ben çok yattım burada yeğeen

- Bırak şimdi yatmayı filan dayı gel , gel sarıl 
+ Evlat iyi kolla kendini düşmanların 3 aylık sürede seni çizmek isteyecektir.
- Biliyorum. Yaşayacağım dayı 
+ Ondan kuşkum yok çocuk .. Sen kendini tatilde gibi düşün İstanbul'u özlediğin kadar İstanbul'da seni özlüyor. 
- Niye uzak yere yolladılar beni onu anlamadım İstanbul yakınları değil ?

+ İstanbul yakınlarında halk seni içeride koymaz .. Onlar akıl etmiştir.

Ve görüş süresi bitti. İkisininde gözleri doluyken İrfan sinirlenip " bekle lan biraz " diyince asker kafasından tutup içeri götürüyordu İrfan bağırdı " aileme iyi bak dayiii , üzeni üz " 

Geceleri gençler karşıt görüşlüler birbirini öldürür diye uyuyamıyorlardı. Can korkusundandı gece yarısı İrfan kalktı ayağa ve ışıkları yaktırdı ;
- Beş dakika içinde uyumayanı yakarım .. Benim olduğum koğuşta ölü ceset çıkmaz . Haydi uyuyun.

İrfan içerideki adamlarını yanına çağırdı ; " her sabah 6'nız aranızda ayarlayıp vardiyalı nöbet tutun. Birine saldıran filan olursa direk öldürün . "

Sabah olduğunda askerler geldi " Kalk , kalk , kalk .. Burası baba evi değil kalk . "
Herkesi avluya çıkardılar ve sıra sıra İstiklal Marşı okutuyorlardı. Okuyamayan güzelce bir dayak yiyiyordu. Sıra İrfana geldiğinde jopu kafasına yavaşça vurup " bizimkine iyi bakın .. İrfan askeriye sana iyi bakmamı söyledi. Fakat askeriyedeki maaşımdan fazla veren arkadaşlarım seni diğerleriyle aynı muammeleye koymamı söylediler . Kusra bakma dayii "

- Senin anan , baban çocuğun yokmudur asker ?
+ Yook .. Olsa sence dokunurmuydum sana neyse herkes dinlesin beni ... Elinize kağıtlar dağıtılacak askeri marşlar var içinde .. Yarın sabah ilk 5 tanesini okuyamayan sonucuna katlanır. Şimdi dağılın

Gece olmuştu İrfan kitaba dalmıştı tam o sırada ışıkları kapattı askerler sinirlendi ve koğuş kapısını tekmelemeye başladı. Ardından en üst rütbelileri olan ve İrfan'a kafayı takan Cafer  onu teras katına çıkardı kafasına ise çuval geçirtti ..

+ Askere karşı gelmek ha İrfan .. Seninle anlaşmayacağız demek. Bak Kraldın dışarıda şimdi ise yarı çıplak , başında çuval olan bir köpek gibisin. İstihbarat , polis , asker , siyasetçi , savcı , çete örgütlerin , gazetelerin , şirketlerin , sevenlerin ve adamların seni bu bok çukukurundan kurtaramayacak. Çünkü burada sen krallar gibi yaşıyorsun sanacaklar.
- Okuduğum kitapta Atsız ne diyordu bilirmisin asker !
+ Ne diyor babalık söyle bakalım
"Askerlik öldü general! Sinsi siyasetçilere sırf üniformalı oldukları için asker diyemem!"

Ardından sandalyeye oturtum güzelce dövdüler. Ardından soğuk su ile bedeni uyuşana kadar ıslattıp koluna üç tane faça attılar. Önce acıyı hissetmedi ama uyuşma geçince üzerine kolonya döktüklerinde sinirden titremeye başladı.

" Ulan hepinizi öldüreceğim orospu çocukları ! ! Siz beni tanımıyors- " 
Derken sandalyeden yere attılar ve ayaklarını havaya kaldırıp her konuştuğunda beş kere sopayla vurmaya başladılar. İrfan susmuyordu .. Susturamıyorlardı ;
" Yemin olsun sizi yaşatmayacağım. Ve emin olun bunu dediğim kişileri toplarsanız Karaca Ahmet mezarlığı taşar .. Sizi süsleyip yatıracağım mezarlığa "

Askerler gülüyorlardı . Sigara içip bedeninde söndürüyorlardı , kemerlerle dövüyorlardı .. İki eline ağırlıklar veriyorlardı ve belirli süreden sonra elleri yere düşmek zorunda kalıyordu .. Zaten dermanı kalmamıştı ve her elleri yere düştüğünde bir tokat çakıyorlardı. Koskoca İstanbul'u , ülkeyi , hatta elin Sicilyalısını dize getiren adam işkence masasındaydı.

Ve görünüyordu ki Krallar bile bazen acı çekebiliyordu ..

Başka bir mahkum daha getirdiler sırf eğlencesine bayıldıklarında ayıltıyorlardı. İkisininde ayaklarına zincir bağladılar ve koşmalarını söylüyorlardı iki kişide bir birini diğer tarafa çekmeye çalışıyordu. Yenilen mi ? Falaka !

Saatlerce işkence edildi. Elleri bağlanıp yüzüne tükürüldü ve akıl almaz şeyler yapıldı.

Sonunda sorular gelmeye başladı ;
+ İrfan gerçek babanın mesleği nedir çabuk izahat ver mahkum !
- Asker ( alçak ve zor konuşarak ) 
+ İrfan kim için çalışıyorsun izahat ver mahkum !
- Ben ( konuşamıyor ve yutkunuyor )

+ Hemen izahat ver asker ! Tazyikli suyu getirttirme çabuk ol . Bir yudum su verin şuna
- Ben kimse için çalışmıyorum 
+ Doğruları söyle nasıl bu kadar ilerledin.
- Yemin ederim , şerefim üzerine yemin ederim.
+ Devlet içindeki insanları nasıl kafalıyorsun ?
- Ben kimseyi kafalamıyorum.
+ Mahkum izahat ver dedim sana ! Devlet içinde örgütlendinizmi ?
- Hayır biz sadece yakın dostuz ve bana saygı duyuyorlar.

O sırada askerler aralarında kahkaha atıyor

+ Peki mahkum ( gülerek ) İstanbul'un sahibiyim dediğin doğrumu
- Orası zaten benim
+ Jopu getirin 

Eline beşer kere vuruyor
+ Peki .. Bu halini görseler insanlar sana biat edermiydi ..
- ( Yavaş yavaş kendine geldi ve o sinirleninceki gülüşünü yaptı )
+ Soru soruyorum cevap ver

- Anan bile biat ederdi orospu çocukları , hepinizi lanet olası sovyetlere kadar sürücem , hepinizi hayvanat bahçemdeki maymunla yaşatıcam .. Öldünüz , hepiniz öld-

Sabaha kadar dövmeler ve sorular devam etti. Sabah olduğunda gözlerini hastanede açtı ... Elini ve ayağını dahi oynatamıyordu . Ağrıları başına vuruyordu . Askerlerden teki çaktırmadan yanına geldi ve kulağına fısıldadı " ben sizdenim efendim. Size bunu kim yaptı ? "  
- Ca 
+ Söyleyin efendim çabuk
- Caf
+ Kim efendim
- Cafer 
Ve tekrar kulağına eğildi " ant olsun ki intikam alınacaktır .. " 


İstanbul'un kabadayısının hikayesidir (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin