Sevgilim, diye başlıyordu kadın.
On altımda gördüm seni ilk defa. Gözlerin çelik kadar sert, elindeki tüfeğinle mahallemizdeydin. Vefa amcanın biricik oğluydun sen, Veda Alabora'ydın. Adın gibiydin. Bir yerde asla uzun süre durmadığını söyler, şikayet edip dururdu baban. En çok da ben. Fakat asla belli etmezdim. On altımda verildiğim kocam, yüreğimin bir başkasında olduğunu anladığında bile inkar ettim. Nasıl olurdu, nasıl kapılırdım sana? Bilemem. Senin gibi adamları bilirdim. Senin gibi adamlar sevgilim...Gülüşleri kaş çatar gibi olurdu. Acıtarak severdi senin gibi adamlar. Bilmez miyim? Gözlerinden tanırım ben seni. Ruhundan bilirim. Acından. On altımda da biliyordum, yirmi ikimde de. O adam bana dokunmaya kalktığında, bir bıçak kapıp kalbine saplandığımda ve tüm mahalle, "Atasını öldürmüş!" diyerek beni işaret ettiğinde, gizli kapaklı işler çevirdim içimde. Zihnime bir iskemle çektim. Seni oturttum ve herkes benim hakkımda konuşurken, ben zihnimdeki sana baktım. Veda ben, sana işte o gün, herkes benim hakkımda konuşurken tutuldum. Sen kollarıma kelepçeleri geçirirken ve parmakların bileğime sürtünürken tutuldum sana. Ansızın. Riyakar acılarımı unuttum. Ve düzenbaz kelimeleri. Hissizlikle boyanmış cümleleri. Asla gerçekleşmeyecek hayalleri. Ben sana tutuldum. Ben sana...ben hep sana...
Beni bir hücreye kapattılar. Düzeni bozuyor dediler. Kaşlarını çata çata atardın beni hücreye, hatırlar mısın? Bir keresinde, "Rahat dur," demiştin. "Bu gidişle sürgün yiyeceksin."
O gün benimle ilk defa konuşmuştun ve ben ilk defa olay çıkartmamıştım. Belki ertesi gün bana gülümsediğini görürdüm ve belki ben ertesi gün...ertesi gün...Cümlenin devamı okunamıyor.
Gün geçtikçe kötüleştim. Bir teşhis koydular bana. Hasta, dediler. Ölecek. Belki de hak ettiğim buydu ama sahi, senin hak ettiğin bu olabilir miydi?
Olamazdı.
Birazdan geleceksin. Ve eğer beni hala nefes alıyor olarak görürsen biliyorum ki gitmeme asla izin vermeyeceksin.
Hastalığım git gide ilerledi. Beni sevdiğini hissettiğimde iyileşirim sandım ama daha da kötüleştim. Aşk, böyle hastalıklara deva olmuyormuş, sevgilim. Şimdi anlıyorum. Baş ucumda beklediğin geceler, ansızın öptüğün dudaklarım ve parmak uçlarım. Unutmam, unutamam. Ve biliyorum ki şu an nefes alıyorsam senin dokunuşun ömür kattığı için ömrüme. Yoksa bir gün olsun yaşayamazdım ben, bilesin.
Neden gittiğimi merak ediyorsun, değil mi?
Ben özgür olmak istiyorum, Veda.
Gökyüzünde doya doya uçmak, bir çiçek bahçesinin içinde kıvrılıp uyumak, solmuş papatyalarımı sulamak istiyorum. Bir insan olmak istiyorum ben. Yalnız olmadığımı fark ettiğimde bir diyarda, düşüncelerimin kölesi olmadığım bir mecrada olmak istiyorum. Mübalağa etmiyorum, inan. Ben sadece, bu haksız yaşamın esaretinden kurtulmak istiyorum. Kocasını öldürdüğü için toplumda dışlanan o kadın değil, bedenine sahip çıktığı için saygı gören olmak istiyorum.
Veda ben...
Ben ağlarken, saklanmak istemiyorum.
Gökyüzünde bir salıncak olsun istiyorum. Sallanayım ama asla düşmeyeyim. Ellerim yaralansın ama asla kanamasın. Çünkü bilirim ki yara öğretir her şeyi. Kan değil.
Bu yüzden kan akıtmayacağım, sevgilim.
Kendimi asacağım.
Fakat ne bir tavana yahut bir lambaya.
Gökyüzüne asacağım kendimi.
Gidişimin ardından adım Gökyüzünde Asılı Kalan kadın olsun diye. Çünkü biliyorum ki gökyüzüne kendimi astığımda ne öleceğim, ne de yaşayacağım. Sadece...asılı kalacağım.
Unutma...Cümlenin devamı okunamıyor.
Ağıt Olgun.
Bir mektup bıraktı genç kadın adama. Kendini asmadan önce titreyen parmakları zar zor kelimeleri gömdü mezarlarına. Kelimelerin üzerlerine toprak atmayı unuttuğundan mı dersiniz bilmem ama mektubu okuduktan sonra vurdu kendini adam. Tüfeği boynunda, ruhu yollarda kavuşmak istedi bir kere olsun o da gökyüzüne. Ve kollarını dolamalıydı kadınına.
Bitmesin istedim.
Hiç bitmesin. Ama bitti. Gökyüzünde Asılı Kalan Kadın'ın son ağıdıydı bu. Duydunuz mu?
İletişimi koparmak istemem.
ask.fm/gokyuzukokan.
instagram:strateia.
Facebook grubu:Gökyüzünden Hikayeler.
yazın bana.
lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNDE ASILI KALAN KADIN
Short StoryBir kadın özgürlüğünü teslim etmiş. Bir adam, kadını gökyüzünde asılı bulmuş. O gün bugündür, gökyüzü hep özgürlük kokmuş.