Ben ikisinin arasında öylece kala kalmıştım ki kalın bir ses,
"Hey ufaklık, eti pufun gidiyor tek bırakma ezmesinler."dedi Taeyang'ın uzun arkadaşı.
Ters ters bakıp,
"Hey! Sen --"
Sözümü tamamlayamadan Taeyang elinde ki topu sertçe yere atıp bileğimden tutup okulun arkasına götürdü. Bileğimi bırakmadan durup bana döndü gözlerimin içine bakıp,
"Sen." dedi sadece.
"Ben ne ?"dedim tavırlı bir şekilde.
Gözlerimin içine bakmaya devam etti sessizce,
"Bir şey söymeyeceksen gidiyo --"
Sözümü yarım bırakıp,
"Neden bana bunu yapıyorsun?"dedi.
Anlamaya çalışırcasına baktım.
"Ne yapıyormuşum sana artık söyler misin şunu ?"dedim.
Yine susup gözümün içine bakmayı bırakıp yüzümü incelemeye başladı. Hafif yüzüme doğru eğilince geri çekildim.
"Işte bundan bahsediyorum, yapma bunu bana. Önce sen bana geliyorsun sonra yine sen kaçıyorsun benden. Hem o çocukla niye tanışmamı istiyorsun ?"dedi.
Ne diyeceğimi bilemedim çünkü haklıydı onu takip eden onu ilk öpen bendim ve bunu neden yaptığım hakkında hiç bir bilgim yok. Ve şimdi o beni öpmek istedi ya da beni denemek istedi ne yapacağım diye. Kekeleyerek,
"Ş-şey... Ben --" yine sözüm yarım kalmıştı çünkü,
"Ne oluyor burada?" diyerek Inseong telaşlı bir şekilde hızla gelip önüme geçti.
Taeyang alaycı gülümsemesiyle doğrulup gözlerini havaya dikti ve Inseong'a omuz atıp bana göz ucuyla bakıp gitti. Inseong kızgınca bana döndü,
"Onunla konşmanı istemiyorum."dedi.
"Ama neden ?"dedim acınası bir şekilde bakarak.
"Işte istemiyorum."dedi sert ses tonuyla.
....
Öyle tatili arasınadan sonra sınıfa döndüğümde o yoktu, ne çantası ne de kitapları yoktu. Uzun arkadaşının lavobadan çıktığını görünce koşup ona sordum,
"Taeyang nerde ?"
"Her zaman gittiği yere gitmiştir, ne yapacaksın ?"dedi ters bir şekilde.
"Hiç... Her zaman nereye gidiyor ki?"dedim merakla.
Uzun çocuk biraz beni yalvartsada kendisine en sonunda söylemişti yerini. Sınıfa dönüp hızlıca çantamı aldım, Inseong'a görünmeden gizlice çıktım okuldan. Sanırım kısa sürede neden ona gitmek istediğimi anlamaya başlamıştım, Inseong'a karşı hissetmediğim duygularım Taeyang'da ortaya çıkmaya başlamıştı.
Uzun çocuğun söylediği adrese varmıştım, büyük mağazaların olduğu bir yere gelmiştim fakat burada onu nasıl bulacaktım. Bir müzük sesi oldukça kalabalık ve büyük bir insan çemberinin olduğu yer dikkatimi çekti, yavaşca kalabalığın arasana girip öne geçtim, kafamı kaldırdığım anda onu gördüm.
Şaşkınca onun dans edişini izlmeye başladım. Öyle dalmıştım ki ona müziğin bittiğini alkışlar sayesinde anladım.
...
Gülümseyip başını öne eğerek kalabalığı selam verdikten sonra göz göze geldik o, bana biraz uzak olsada bunu hissedip anlamıştım. Gülümseyip konuşmaya başladı,
"Bugün ek olarak bir süprizim var izniniz olursa onu göstermek istiyorum."dedi bağırarak.
Herkes dağılmadan onun ne yapacağını beklerken o bana doğru yaklaşıp elimi tutup az önce dans ettiği alanın ortasına getirdi. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum aynı zaman da tüm gözler üzerimizde olduğu için utanmaya başladım. Taeyang farklı bir müzik açıp yanıma geldi.
Gülümseyerek küçük harflerle
"Beni takip et sadece."dedi.
Çantamı kenarıya indirip onun dediği gibi sadece onu takip edecem. Fakat bunu nasıl yapacağım bilmiyorum çünkü bugüne kadar hiç dans etmemiştim. Artık yavaş yavaş oynamaya hareket etmeye başlamıştık. Onu bir iki gündür tanımama rağmen ilk defa böyle içten gülümsediğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Fanfic]Sokak Danscısı✡[Taeyang&Hwiyoung]
FanfictionBoy×Boy SF9 [Taeyang&Hwiyoung] #TaeYoung #HwiYang Grupla ilgili ilk fanfic(texting) kitap^^ 19/11/2016