Ankara'da bir benzin istasyonunda mola vermiştik. Bu sırada Orcan ve Ege'de bize katılmışlardı. Hep beraber bir şeyler atıştırıyorduk. İris ve Ekin kavga ediyordu, Orcan Ege ve Tamer'e şaka yapıyordu, Ege sinirlenmiş, Tamer Orcanı umursamayıp Efsunla konuşuyordu Efsunsa Orcana gülüyordu. Çınar elinde gözlemelerle benim yanıma doğru geldi. Tekini bana uzattı istemediğimi belirtmek için başımı olumsuz anlamda salladım.
"Bunu yemelisin, önümüzde uzun bir yol ve uzun bir gün var, güçsüz düşeceksin." dediğinde oflayarak elinde ki gözlemeyi alıp küçük bir ısırık aldım. Tebessüm edip, en sıcak bakışlarından birini bana gönderdi.
Sert ve sinirli halinden pek eser kalmamıştı. Yavaş yavaş yumuşuyordu, bunu fark edebiliyordum. Bana neden sıcak yaklaşmaya çalıştığını çözememiştim. Fakat şu an bunları düşünmeyecektim. Daha öncelikli düşüneceğim şeyler vardı. Yola çıkma vaktimizin geldiğini söylediğim de kimse itiraz etmeden onayladılar beni. Gitmek istiyordum artık. Annemin gençliğinin geçtiği şehre gitmek annemin yürüdüğü sokaklarda yürümek istiyordum. En önemlisiyse anannemi görmek istiyordum.
Arabalara bindiğimizde iPod'umu arabaya bağladım. Biraz müzik dinlemek istiyordum. (medyada ki şarkıyı açabilirsiniz) Şarkı çalarken dışarıyı izledim. Çantamın içinden sigara paketimi çıkartıp araç küllüğünü kucağıma aldım, pencereyi hafif araladım. Bu sırada Çınar şarkıya eşlik etmeye başladı. Sesi gerçekten çok güzeldi. Bir anda hayatıma giren bu insanlar benim için hiç bilmedikleri bir yere geliyorlardı. Ya insanlar çok iyiydi ve ben bu zamana kadar hep onlardan uzak durarak onların iyiliklerini göremedim. Ya da Tanrı karşıma çok iyi insanlar çıkarmıştı. Sigaramı söndürüp pencereyi kapattığımda ben de şarkıya eşlik etmeye başladım.
"Seslerimiz bayağı uyumlu gibi duruyor. Şu yarışmada birlikte şarkı söyleyebiliriz aslında ne dersin?" dediğinde kafamı çevirip Çınara baktım. Omuz silktim.
"Bilmem olabilir. Efsunun kafasında bir şeyler varmış fakat anlatmadı." dediğim de gülümsedi.
"Onun aklında emin ol her zaman bir şeyler vardır." dediğinde ben de gülümsedim.
Kafamı çevirip birlikte şarkı söylemeye devam ettik. Dışarıyı izlerken otostop çeken iki kişiyi gördüm. Yanlarından hızlıca geçmiştik. Çınara birden dönüp
"Duuur! Onları da alalım. Arabada zaten boş yer var." dediğim de fren yaptı. Bana dönüp
"Ya seri katillerse, ya bizi bıçaklarlarsa, ya paramızı ve arabanı alırlarsa." diye salak salak sorular yöneltirken anarya yapmaya başladı.
"Bir şey olmaz sen yanımdasın." diyip küçük bir kahkaha attım. otostop çekenlerin yanına vardığımızda penceremi indirdim.
"Nereye gidiyordunuz?" Kız olan heyecanlı bir ses tonuyla
"Doğu turu yapmaya karar verdik. Nereye gidiyorsanız oraya." dedi. Gülümsedim ben de. başımla arkayı işaret edince arabaya bindiler.
Bu sırada müzik değişmişti. Sesini biraz kısıp muhabbet etmeye başladık.
"Bu arada ben Yase," "Ben de Yasir." dediklerin de onlara doğru dönüp konuşmaya başladım.
"Ben Pia bu da Çınar." dedim. Yase yine heyecanlı ses tonuyla
"Ne kadar güzel bir ismin varmış, kim koydu?" dediğin de gülümseyip
"Annem." dedim sadece. Çınar bu konuşmalardan sıkılmış görünüyordu. Konuyu değişmek için
"Siz kardeş misiniz?" diye sordu. Kız kızarmıştı.
"Şey hayır sadece arkadaşız." dediğin de önce çocuğa baktı. Sonra gözlerini kaçırdı hemen. Sanırım hoşlanıyordu. Çok tatlı görünüyorlardı. Önüme dönüp yolu izlemeye devam ettim. Şarkı değiştiğinde Çınarla aynı anda şarkıyı söylemeye başladık. Bu sırada ona bakarken bir anda göz göze geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Ses
ChickLitPia... Ahh tatlı Pia, gerçek aşkı bulmuşmuydu? Arkadaşları yanında mı kalacaktı? Yoksa tamamen yanlış yollarda mı sürükleniyordu? Çınar.. Ahh yakışıklı Çınar, hayatı mı değişiyordu? Dost bildikleri dostu muydu? Kendi kayboluşlarının içinde birbirler...