Duyurular

7 2 1
                                    

Uyandığım da bu kadar şiddetli bir baş ağrısını gerçekten beklemiyordum. Yavaş adımlarla merdivenlerden inerken, salon'da olanları unutmuştum. Bir koltukta Orcan bir koltukta Ege yayılmış uyuyorlardı ve gerçekten çok komik görünüyorlardı. Efsun'u misafir odasında yatırmıştım. Pekii Çınar neredeydi? Mutfağa girdiğim de masanın üzerinde kahvaltılıkları, bir sürü pan kek ve tost görmeyi beklemiyordum açıkçası. Çınar'a doğru ses çıkartmadan yürürken birden 

"Günaydııın!" diye bağırınca zıpladı. Gerçekten zıpladı. Sinirli bir biçim de dönüp 

"Lan gerizekalı ya bıçağı sana saplasaydım. Harbi salaksın sen." diye söylenirken gülmeye başladım. Gerçekten katıla katıla gülüyordum. Karnıma ağrılar falan girmeye baslayacaktı. 

"Kızımız pekte hamaratmış. Ellerine sağlık tatlım." derken masanın üzerinde duran tostlardan birini kapıp kocaman bir ısırık almıştım. Oha! Domatesli kaşarlı lan bu. Çınar'a dönüp,

"En sevdiğim tostun bu olduğunu biliyor muydun. Önüme 4 tane koysan 4ünü de yerim." derken bilmiş bir edayla bana dönüp

"Biliyorum bayan gerizekalı." diyip gülümsedi. Oha o değil de bu çocuk ne kadar tatlı gülümsüyormuş böyle. Neyse sakin ol kızım kendine gel Pia. 

Kapı çalınca kapıya doğru yöneldim. Tamer beni görünce gülümsedi ve birden gülümsemesi silindi. Sinirle içeri girerken,

"Bu çocuğun ne işi var burada" diyordu. Salona girince donup kaldı. Çünkü salonda uyuyan Ege ve Orcan'ı beklemiyordu. Sakince bana dönüp, hazırlan okula gideceğiz dedi. Sessizce başımı sallayarak odama çıkarken, Çınarın sesinin yükseldiğini duydum. Tekrar aşağı inerek ne olduğuna bakıyordum. 

"Hayır arkadaşım sen bu kızın sevgilisi misin, abisi misin? Neden bu kadar karışıyorsun?" diye bağırıyordu. Ee haklı çocuk. Birden arkamda birinin varlığını hissedip kafamı çevirdiğim de henüz uyanamamış Efsunu gördüm, sesini çıkartmadan sadece dudaklarını oynatarak "Ne oluyor?" dedi. Sonra omzunu silkerek salona girdi. 

"Ne oluyor yahu? Sabah sabah bu ne gürültü? Bi uyutmadınız." diye söylenerek içeri girdi. Onun sesiyle Orcan ve Ege'de uyandı. Tamer etrafına bakınca sustu birden. Gözleri beni bulunca derin bir nefes alıp bana döndü.

"Bu konuyu daha sonra konuşacağız." diyip çıkıyordu ki Efsun kolundan tuttu.

"Nereye sonra konuşuyorsunuz? Kızın yaptığı bir şey yok ki neden büyütüyorsun bu kadar. Sizden başka arkadaşı olamaz mı bu kızın? Arkadaşlarıyla gece boyunca eğlendi. Saatte geç olduğu için burada kalmamız için ısrar etti. Bu durumun sonra konuşulacak bir yanı yok. Ki bu kız senin sevgilin bile değil. Ne oluyor sana?" derken Tamer renkten renge giriyordu. Ege kafasını kaşıyarak yattığı yerden kalktı ve Tamer'e döndü. 

"Annemin en yakın arkadaşının kızına hesap sorma hakkın nereden geliyor delikanlı." dedi en sert ses tonuyla. Tamer iyice sinirlenmişti ki birden durdu. 

"Annenin en yakın arkadaşı kimmiş yahu?" dalga geçer gibi bir ses tonuyla söylemişti bunu. Ege aynı sert ve soğuk ses tonuyla

"Melek Gürkan." diyince Tamer'in yüzü birden değişti. Bu ismi duymayalı uzun zaman olmuştu. Biraz içim sızladı ama sonra geçti. 

"YETER! Olanları Efsun anlattı zaten. Daha sonra konuşmakta istemiyorum. Bu oda da bulunan herkes arkadaşım. Ve dün gece uzun zamandan sonra çok eğlendim. Senin küçük kardeşin değilim. Lütfen uzatma artık." diyip odama doğru yöneldim. Efsun'un sesini duydum. 

"Afferim, yiyin böyle birbirinizi." diyip oda benim peşimden odama geldi.

"Boşver kuzum takma sen şunları. Hepsi aynı işte. Aynı durumda ben olsaydım. Tamer yerine Çınar'da bunları yapardı ki daha önce yapmışlığı da var. Sadece seni korumak istiyor. Hepsi bu." diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı.. 

O SesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin