Multimedya Ekin, İris, Tamer
Yavaş yavaş uyanıyordum ama gözlerimi açmak istemiyordum. Buraya babamın isteği doğrultusunda gelmiştim. Benim fikrim sorulmamıştı, oysa ben evde pinekleyip okulun açılmasını bekleyecektim. Amerika nereden çıkmıştı? Tamam itiraf etmek gerekirse New York'u seviyordum annemin ölümünden bir yıl sonra gelmiştim. Acım tazeydi ve ne yapacağımı bilemiyordum. Etrafımda ki herkes hayatıma devam etmemi söylüyordu. Olmuyordu işte bunu göremiyorlar mıydı?
"Pia? Hadi güzelim uyan. Kahvaltıya bekliyorlar bizi" İrisin bu yumuşak sesini her zaman seviyordum.
"Tamam sen git hazırlanıp geliyorum bende." dedikten sonra saate baktım saat daha 6'ydı çıldırmış mı bu kız diyip tekrar uykunun kollarına geri döndüm
-
Gece olaysız geçmişti. Otele döndüğümüz zaman annem odamıza gelip; Yarın gece otelden ayrılmamamızı buraya geliş sebebimiz olan gecenin olacağını söyleyip gitmişti.
Ege'den
Herkesten erken kalkmıştım. Efsun tek kalmak istemediği için hepimiz Çınarın odasında kalmıştık sabaha kadar eski günleri konuşmuştuk. İlk uyuyan ve ilk uyanan ben olmuştum. İçimde garip bir his vardı, sanki hepimizin hayatı bugün değişecekmiş gibi. Hepimizin 'Orcan, Çınar,Efsun ve ben' ailelerinin şirketleri holdingleri var bizlerse bu şirketlerin varisiyiz. Ailelerimizi zar zor ikna edip istediğimiz bölümde okuma fırsatı bulduk. Hepimiz müzikle besleniyoruz, müzikle yaşıyorduk ve bu yüzden hepimiz müziğin içinde olduğu birer bölüm okumak istedik. İlerde bunun bizim bir işimize yaramayacağını biliyoruz ama istiyorduk işte.
Efsun bizim prensesimiz göz ağrımız ailesinin parçalanması yüzünden çok ağır zamanlardan geçiyordu bizde bu zamanlarında onun yanında oluyorduk. Bu kızı kardeşimiz gibi seviyorduk. Çınar ve Efsun tek çocuk bu yüzden Çınar her zaman Efsunun üzerine biraz daha çok titrerdi. Karnımdan sesler gelmeye başlayınca.
"Hadi lan kalkın acıktım!" diye bağırmaya başladım. Efsun ve Orcan hemen uyandı.
"Laaan Çınar! Götüm hadi kalk açlıktan midem sırtıma yapıştı."
uyanmıyor hayvan. Ben ona yapacağımı bilirim şimdi diye içimden geçirip piç piç sırıtmaya başlayınca Efsun anladı ne yapacağımı
"Sakın Ege bak kalkınca seni parçalar." dedi. Bu beni durdurur mu ulan! Acıkmışız şurada
Çoraplarımı çıkartıp yüzüne sürtmeye başladım, bu sırada burnunu tutup ağzını açmasını bekledim. Ağzını açtığı anda çorabımın tekini ağzına tıktım. Bir anda açıldı gözleri.
"Laaaaaannnn!!"
"Ne yapıyorsun amına koduğumun hayvanı!"
"Siktim belanı Ege." küfürleri peş peşe sıraladı.
"Uyuyan prenste uyandığına göre kahvaltıya inebiliriz" dedim sırıtırken o anda kafamda bir şaplak hissettim. Arkasında sırtımda bir adet Çınar Giray
"Lan kalk üzerimden hayvan nefes alamıyorum."
"Sen istedin bunu Ege bey, üç gündür çıkartmadığın çoraplarımı ağzıma tıkmadan önce düşünücektin onu." pis pis sırıtıyordu. Bu sırada zorlukla nefes alıyorum.
Orcanın sayesinde üstümden kalktı.
"siktiğimin mandası iyice kilo almışsın sen vallahi ölüyordum. Zaten acım. Hadi kahvaltıya inelim" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Ses
ChickLitPia... Ahh tatlı Pia, gerçek aşkı bulmuşmuydu? Arkadaşları yanında mı kalacaktı? Yoksa tamamen yanlış yollarda mı sürükleniyordu? Çınar.. Ahh yakışıklı Çınar, hayatı mı değişiyordu? Dost bildikleri dostu muydu? Kendi kayboluşlarının içinde birbirler...