WGM 2.1

1.6K 117 15
                                    


*

Yüzündeki gülümsemeyi karanlıklar arasından seçebiliyorum,

Hadi,

Gel artık.

*

Baekhyun.

Hayatımı özetleyecek olursak, tam tabiriyle BOK olurdu galiba. Onsuz geçen 5 senemi boşverin de, kısacık bir 8 ayda hayatıma büyük anlamlar katan bu adam hala ruhumu beslemekteydi. Sanki onsuz nefes alamıyormuşum gibi her adımımda çamura biraz daha batıyordum.

Onun hayatımı karartan kişi olmasına tabiki de göz yummadım. Ona aşık olmam demek her hatasını görmezden geleceğim anlamına gelmez değil mi?

Halen affetmedim. Ama seviyor muyum? Orası tartışılır işte. Bu koca adamında beni sevmesi için nasıl bir sevap işlemiştim acaba?

Şimdi ise seneler sonra karşıma çıkmış benimle birlikte olmak istediğini söylüyordu.

Diğer yandan Hyorin, onun yokluğunda sürekli yanımda olmuştu. Gerekli olduğunda SeHyun'a bakmıştı, yemek yapmıştı ve evimi temizlemişti. Ona olan hakkını parayla belki öderdim ama manevi anlamda bendeki emeği çok fazlaydı. Eğer gerçekten hetero olsaydım fena bir şekilde ona tutulabilirdim.

Ama sonuçta, aşk her zaman kendini öldüreni seven saçma sapan bir illet değil midir?

Aşk, bana göre davetsiz misafirdir. Hiç beklemediğiniz, hazırlık yapmadığınız bir duygudur. Aniden çatkapı gelir ve size nasıl olduğunuzu bile sormaz. Patavatsızın biridir. Terlik bile istemez ayağına. Hani 'Bir çay içip kalkacağım.' varya! İşte o aşka cuk diye oturuyordu sanki.

Böyle bir şeydi işte aşk. Size anlayabileceğiniz kadar anlattım. Hyorin'e aşık olmak her erkeğin doğal bir şekilde gerçekleştirebileceği olay. Ama benim kalbim öyle atmıyor. Onun bacaklarını görünce, sesini duyunca atmıyor kalbim. Gerçi, bu ne kadar doğru orasıda tartışılır.

Chanyeol'den hoşlandığım apaçık ortadaydı. Onu zamanında bırakıp gitmem ise bana yaptıklarının aynısını yapınca ondan bir farkım kalmamış olması. Yanında kalmam hem beni hem onu daha çok yıpratacaktı ve bu yüzden kaçtım. Ona olan duygularımdan, kendimden kaçtım.

Öyle herkese dikiliyorum, cazgırım falan ama korkağın tekiyim ben. Aşkını bile doğru düzgün dile getiremeyen korkağın biriyim.

Bu cümleleri her ne kadar avaz avaz bağırarak onlarada söylemek istesemde sadece içimden düşünerek kurgulamış ve yine korkaklığımı gözler önüne serip konuşmamıştım.

- "Baekhyun, Hyorin ile evlenecek misin?"

Aniden gelen soru karşısında afalladım. Hyorin ve ben? Evlenmek mi? Elbette bunu sonuna kadar hak ediyordu.

+ "Ben... Hyorin bak bunu hak ediyorsun evet. Güzelsin, çalışkansın, iyi bir anne olursun fakat ben, homoseksüelim işte. Bu benim canımın isteğiyle gerçekleşen bir şey değil. Ben... Bilmiyorum tamam mı? Lütfen üzülme. Daha iyilerine layıksın."

Nefes almadan konuşmuştum. Gerçekten nefes almamıştım. Hyorin duyduklarıyla ayaklanıp gözlerinden yaşlar akmadan sildi.

"Haklısın Baekhyun. Ben, belki senelerce peşinden koşmayı bıraksaydım şuan bir aile kurabilmiştim. İkinize mutluluklar dilerim. Her şey için üzgünüm..."

Cevap vermeme izin vermeden arkamdan geçti ve birkaç saniye sonra kapının kapanma sesi duyuldu.

Chanyeol mutlu gözüküyordu. Fakat şuanda bulunduğumuz durumdan hiç mi hiç hoşnut değildim. Onu üzdüğümü iliklerime kadar hissetmiştim. Zamanında yaşadığım bu duyguyu başkasına yaşatmak, gerçekten iyi olduğumu düşünen aptalın tekiydim değil mi?

WE GOT MARRIED | chanbaek | 2017 [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin