İfadesizce dakikalardır izlediğim tavan sanki artık yataktan kalkmamı söylercesine sıkıcılaşmaya başlamışken gözlerimi ovuşturdum.
Evime siktir olup gitmek istiyordum.
Ellerimi beyaz çarşafla kaplanmış yatağın yüzeyine koyup, bileklerimden destek alarak doğruldum. Sırtımı başlığa yasladım. Komodindeki telefonumu elime aldım ve ekranı açtım. Öğlen olmuştu. Baya uyumuştum. Kendimi salak gibi hissediyordum. Hâlâ ayılamamıştım.
Whatsapptan gelen mesajlar ekranımda belirirken Whatsapp'ın simgesine dokundum. Yine şu bilinmeyen numaraydı. Alnımı sıvazladım. 'Tanrı'm yardım et sikeceğim belasını' diye içimden geçirirken mesajları okumaya başladım.
Bilinmeyen numara: Saat 3.47
Bilinmeyen numara: Gecenin bu saatinde
Bilinmeyen numara: Yine tek düşündüğüm şey sensin.
Bilinmeyen numara: Canım yanıyor
Bilinmeyen numara: Kaybediyorum çünkü seni yavaş yavaş
Bilinmeyen numara: Sonra aklıma düşüveriyor kalbimi kor gibi yakan o acı gerçek
Bilinmeyen numara: 'Sahip olamadığın birini nasıl kaybedebilirsin?'
Bilinmeyen numara: Mesele de bu ya zaten
Bilinmeyen numara: Sen, hiç sahip olamadığım ama onsuz da yaşayamadığım en değerli şeysin.
Bilinmeyen numara: Seni seviyorum.
Boş boş ekrana bakarken bir kez daha okudum mesajları. Daha önceden bana mesaj atan o bilinmeyen numaraydı. Yaptığı şeyin komik olduğunu falan mı düşünüyordu. Komik değildi. Bu mesajları atan muhtemelen Josh'tı.
Josh'tan başka beni seven biri yoktu.
Nasya: Siktir git Josh
Nasya: Gerizekalı mısın sen anlamıyor musun laftan?
Telefonumu yavaşça kucağıma bıraktım. Parmaklarımı sinirle saçlarımın arasından geçirirken kendimi yatağa doğru bıraktım. Sırtım yumuşak çarşaflara değerler uzun dalgalı saçlarım salkım salkım çarşafı motifledi.
Kendimde en çok değer verdiğim şey saçlarımdı. Doğru düzgün kimseye dokundurtmazdım.
Ben kafamdaki düşüncelerle uğraşırken odamın kapısı birden açıldı. "Günaydınlar matmazel." Niall enerji dolu sesiyle yanıma doğru adımlar atarken attığı adımları sayıyordum.
Altı.
Yedi.
Sekiz.
Dokuz.
On.
Son adımı da attıktan sonra kendini yatağa bıraktı ve dirseği karnıma girdi. Ani bir refleksle ben de onun karnına dirseğimi geçirdim. O acıyla inlerken ben de karnımdaki acıya rağmen kıkırdadım. "Dirseğin götüne girsin."
Niall'ın acı dolu yakarmasıyla daha çok kıkırdadım.
Birkaç saniye sonra ikimiz de susmuş sadece tavanı izliyorduk. Ah, bunu Niall ve ben hep yapardık. Birbirimizin yüzüne bakarak söyleyemediğimiz şeyleri böyle anlatırdık.
İlk sevgilisini, ilk aşkını, ilk kalp kırıklığını, ilk kaybedişini... bana hep böyle anlatmıştı.
İlk aşkını bana anlattığında aklımın ucundaki kapıların ardındaki Destiny, yere çöküp hüngür hüngür ağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fragile || Malik.
Fanfiction"Bu kalp on iki yıldır sadece senin için atıyor güzelim. Sence vazgeçer mi senden?" ff #61 [19/11/2016~] Küfür içerir. 04/06/2016