Chapter 26.

1.4K 128 242
                                    

Bulaşık makinesinin içinden tabakları teker teker çıkartıp düzgünce dolaba yerleştirirken de bir yandan da düşünmeden edemiyordum. Bu evde tek yaşıyordum. Bu kadar bulaşık nasıl çıkabiliyordu anlayamıyordum. Tamam, haftanın neredeyse her günü Harry ve Niall bende otluyordu ama onlar da pizza yiyip gidiyordu.

Tabaklar bitince üst tarafı açıp bu sefer bardakları dolaplara yerleştirmeye başladım. Birkaç gündür temizlik yapmadığım için raflar da tozlanmıştı. Bulaşık makinesini boşalttıktan sonra bir temizlik yapsam fena olmazdı.

Elimi kaşınan gözüme atınca acıyla inleyip yerimde sıçradım. Gözümdeki morluk bir türlü geçmemişti ve gözüm sürekli kaşınıyordu.

Evin içini zil sesi doldurduğunda gözümü yavaşça kırpıştırdım. Uyuşuk adımlarla kapıya ilerlerken bu sefer zil ard arda çalınmaya başlandığında ben de bağırdım. "Geldim lan geldim çatladın mı?"

Kapıyı sertçe açtığımda Niall direk koluma yapıştı. "Harry dün gece birinin kafasında şişe kırmış. Zayn ile birlikte karkoldalar içeriye almışlar bun-"

"Ne demek şişe kırmış kafasında?" dedim şokla.

"Ben de bilmiyorum, yürü hadi şunları çıkartalım oradan."

İyi bok yemişlerdi gerçekten. "Ne diyorsun ya nasıl çıkartalım? Niall sen gerizekalı mısın? Biz ne yapabiliriz ki?" dedim ard arda sorular sorarken.

Birkaç saniye sustu sonra beni kolumdan birden çekip kapıyı da arkamdan kapattığında şokla ağzımı araladım. Anahtar evdeydi ve o kapıyı kapatmıştı. Telefonum da içerde kalmıştı!

Hemen arkamı dönüp kapıyı açmaya çalıştım ama açamadım. Dönüp Niall'ın bacağına tekme attım ve kafasına bir tane yapıştırdım.

"Telefonumla anahtarım içerde kaldı gerizekalı!"

Yavaşça nefesini verdi. "Oh be," dedi elini kalbinin üzerine koyarken. Kaşlarımı çattım. "Senin ağzını yırtarım Niall ne diyorsun sen kapıda kaldım senin yüzünden! Bekleseydin bari üzerimi değiştirseydim." dedim mızmızlanarak. Ayağımı sinirle yere vurdum sonra da Niall'a tekme attım.

Altımda klasik bir ev şortu vardı ama en kötüsü üzerimde askılının içinde sütyenim yoktu. Göğüslerim şu an gayet belli oluyordu.

Niall yavaşça beni süzdü. "Ne var ki üzerinde?"

Gözlerimi devirmek istedim ama gözümdeki morluk yüzünden bu çok acı verici olduğu için vazgeçtim. Yine de anlamamasına sevinmiştim. Belki de o kadar belli olmuyordu göğüslerim. Başımı eğip üzerimi süzdüm. Gayet de belli oluyordu sadece Niall gerizekalıydı.

Kafana sıçayım Niall.

"Ya tamam yürü Niall." dedim sıkıntıyla. Niall elindeki anahtarla arabanın kapılarını açarken kaşlarımı çattım. "Niall senin ehliyetin yok."

O arabanın koltuğuna yerleşirken torpidoya uzanıp karıştırmaya başladı. Sonra birden suratıma bir şey fırlatınca attığı şeyi yakaladım. Ehliyet. Ehliyet almıştı.

Ön koltuğun kapısını açıp ben de oturdum. Emniyet kemerimi takıp Niall'ın kemerine de baktım. Takmıştı. En azından Zayn gibi bu konuda inatçılık etmiyordu.

Fragile || Malik.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin