Tabi ya! ben ne bekliyordum ki! şans ne zaman benden yana oldu? şuan da hayatımın tek aşkı karşımda duruyor ve kalkmam için elini uzatıyor. büyük ihtimalle beni hatırlamıyor bile. Elini tuttuğumda elektrik çarptığına yemin edebilirim. "Teşekkürler. " "Önemli değil. " Dedi ve yoluna devam etti. Sadece arkasından bakabildim. "Hey! sana diyorum Adele!" Harry'nin sesiyle kendime geldim. "Efendim? ne diyordun?" "dedim ki onu tanıyo musun?" "evet! yani onu tanımayan yok değil mi? o Justin Bieber!" kahretsin kekelemiştim ve fazla heyecanlanmıştım. bana garipseyen bir bakış attı ve yürümeye devam etti. " ama bizi tanımıyordun. " "Evet ama onu tanıyorum." dedim olmayan sakinliyimi koruyarak. "Kantine inmek ister misin? sosisli yiyebiliriz?" "sen ısmarlıyorsan neden olmasın?" neşeye yürümeye başladım. Biraz sonra yiyeceğim beleş sosisliyi düşünmeye başladım. Ama aklıma bir şey takıldı. O neden buradaydı? Acaba Harry bilir mi? Veya ona sorsam bana söyler mi? Denemezsem asla öğrenemem. "Hey Harry! I-ı bişey sorucaktım da?" "Evet Adele. Bekliyorum." "Şu Justin. Neden burda olduğunu biliyor musun?" Kafasını olumlu anlamda salladı. "Evet." "Acaba bana söyleyebilir misin?" "O da bizimle." "Bizimle derken nasıl yani?" "Yani bizim turnemize katılıyor." Ne!!!! "Na-nasıl?" "Hayranlarımız istedi. O da kabul etti." "P-peki onun neden dansçısı yok?" "Aslında var." "Kim!?" Lütfen Eliz olmasın. "Sensin." "Ne! Ben mi?" "Evet. Sen. Amanda. Kimberly ve diğerleri." "Nasıl oluyor bu?" "Birimiz şarkıyı söylerken dançılar eş değiştirecek. Diyelim solo sırası bende. O zaman sen Justin'in eşi oluyorsun. Sonra sıra Justin'e geçtiğinde tekrar benim eşim oluyorsun." Tanrım sana minnettarım. Yani Eliz olmadığı için. Hey bi dakika Amanda ile de dans edicek. "Harry en çok kimin solosu var?" "Justin ve benim. Hatta çoğu şarkıda Niall ve Liam'ın solosu bile yok." İşte bu hoşuma gitti. Yani Justin ile dans etmem hoşuma gitti. Sosislilerimizi bitirdikten sonra "bence provalara başlamalıyız." Dedim. Ve beraber prova odasına doğru yürümeye başladık. İçeriden sesler geliyordu. Kapıyı açınca Niall ile Zayn'in kavga ettiğini mavi gözlü çocuk ve Justin'in onları ayırmaya çalıştığını fark ettim. Niall'ın yüzü fena dağılmıştı. Zayn ona küfürler savuruyordu. Tam bu sırada Kim ve Amanda'nın olmadığını fark ettim. Acaba onlarlamı ilgili kavga ettiler? Harry " ah Tanrı aşkına Zayn! Yine mi? Lucy olayını unut artık! O kız sana tekrar geri dönemicek ve sen Perrie'den ayrılamayacaksın! Kabul et artık bunları! Senin yaptığın boklar yüzünden başkalarını suçlamayı kes!" Diye bağırmaya başladı. Ben sadece olanları izliyordum. Ama anladığım kararıyla Zayn Kim'in söylediği kadar "mükemmel" biri değil. Hatta mükemmelliğin yanından bile geçemez. Zayn'in kafasından dumanlar çıktığına yemin edebilirim. "Kapa çeneni Harold! Bu olanlar benim veya Niall'ın suçu değil! Hepsi senin ve yanındaki küçük fahişenin suçu! Olanların Lucy ile bir ilgisi yok ve bana bir daha Perrie'den bahsetme!" "Onunla düzgün konuş Zain!" Neden herkes herkesin tam adını kullanıyor merak ettim. Hey bi dakika az önce Zayn bana fahişe mi dedi? Pezevenk. "Lafını geri al rampa kafa!" Tanrım bunu ben demiş olamam değil mi? "Hayır hiç sanmıyorum Adele."
JUSTİN'İN GÖZÜNDEN;
Doğru duydum değil mi? Ona Adele dedi. Acaba bu Adele o Adele... Ne saçmalıyorum ben? O öldü. 2 yıl önce bana ölüm haberi verildi ge bende ona karşı olan hislerimi müzik ile birleştirmeye başladım. Ve şimdi karşımda canlı duruyor olamaz. En yakın zamanda Harry ile konuşmam gerekiyor. Ama eğer Adele'imi bulduysam onu geri kazanmam çok zor olucak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paris Love |Justin Bieber fanfic| (Canceled)
Fiksi PenggemarOnun adı Adele. Adele Bernard. Ailesinin ölümünün ardında Fransa'ya büyükannesinin yanına taşınan sıradan bir kız. Onun adı Justin. Justin Bieber. Kanada'da doğup Fransa'da büyüyen sıradan bir erkek. Sonra... Aşık oldular. Hayatları tamamen değilti...