ADELE'IN GÖZÜNDEN;
Olayın şoku hâlâ üzerimde. Hayır Justin'in beni öpmesi değil. Beni öptükten sonra Harry'nin gelip Justin'e yumruk atmasının şoku. Şuan hasteneye gidiyoruz. Hepimiz. Merak etmeyin ciddi bir şeyleri yok. Sadece görevliler kavgadan dolayı onları bayıltmak zorunda kaldı. Justin'in gözü morarmış, kaşı patlamıştı. Harry'ninse dudağı batlamış ve burnu kanıyordu. Bide ikiside baygındı. Bu ikisinin derdi ne hiç anlamıyorum. Aslında biraz sevinmiştim. Justin bunu hak etti. Aradan 3 yıl geçti ve ben hiç bir şey olamamış gibi davranamam. Hayır ben satanist falan değilim insanların acı çekmesinden zevk almıyorum. Ama... Ne bileyim işte hoşuma gitti. Hastaneye vardığımızda direk Harry'nin odasına çıktım. "Hey Selam." Yorgun olduğu ap açık ortadaydı ama konuşmak istiyordum. "Selam." "Nasılsın?" "Sence?" "Iıı pekala bu pek de mantıklı değildi. Ki bu benim gerçek sorumda değildi ama bencillik yapmak-" "Adele..." " aa peki. Neden kavga ettin?" Sessizlik. "Sana sordum!" "Bağırmayı kes Adele! Zaten başım ağrıyo!" "Özür dilerim ama soruma cevap vermelisin Harry." "Çünkü seni öptü." "Yani?" "Yanisi öpmesini istemiyordum." "Neden?" "Çünkü..." "Çünkü ne Harry! Konuşsana!" "Çünkü seni seviyorum da ondan gerizekâlı!" Hayır. Hayır hayır. Bu bir daha olmamalı. Kimseyi kırmak istemiyorum. "B-ben Justin'i seviyorum." Dedim koşarak binayı terk ettim. Kahretsin yağmur yağıyor. Spikerler bugünün pikniğe uygun olduğunu söylemişlerdi. Yalancı pezevenkler. Bende elbise ile dolaşıyorum mal gibi. Arabamı bulup evime sürmeye başladım. Şansıma ev boştu bir güzel ağlayıp çikolata yiyebilecek ve The Vampire Diaries izleyebileceğim. Ama önce bu lanet elbiseden kurtulmalıyım sırılsıklam oldu. Dolabımdan asker yeşili kazak ve siyah eşorfam çıkarıp yatağıma koydum. Makyaj masama oturup küpelerimi çıkarırken aynada olmaması gereken bir yansıma gördüm. Çığlık atarak ayağa kalktım. Siyah silüet ağzıma kapattı ve beni duvara yasladı. "Şhh eğer uslu bir kız olursan zarar görmeyeceksin. " elini ağzımdan yavaşça çekti. Lanet gözyaşlarım boşalmaya başladı. "B-benden ne istiyorsun?" "Sessiz ol ve telefonunu çıkar." Ölmemek için dediği yaptım ve telefonumu masaya koydum. "Aferin." Şimdi yolculuğa çıkıcaz." "Nereye götüreceksin beni?" "5 aylığına tatil yapıcaz diyebilirim." "Lütfen bırak beni. Ben kimseye zarar vermedim!" "Kapa çeneni!" Lambanın parçalanma sesini duydum. Aynı zamanda kafam parçalanmış gibiydi. Sanırım o lamba kafamda parçalandı. Elimi kafama götürdüğümde sıcak bir sıvı bulaştı. Kan. "Bu işe yarar demişti. Lanet olsun." Ne yani beni bayıltmaya mı çalışıyor? Neden bayılmadım ki? Cebinden mendili çıkardığında gerçekten beni kaçırcağını anladım ama çok geçti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paris Love |Justin Bieber fanfic| (Canceled)
FanfictionOnun adı Adele. Adele Bernard. Ailesinin ölümünün ardında Fransa'ya büyükannesinin yanına taşınan sıradan bir kız. Onun adı Justin. Justin Bieber. Kanada'da doğup Fransa'da büyüyen sıradan bir erkek. Sonra... Aşık oldular. Hayatları tamamen değilti...