Abim hızlı hızlı bana doğru yaklaşmıştı Emre'ye kısık sesle
"Abim geliyor sen git istersen " demiştim. Emre bana baktıktan sonra Abime doğru bakmıştı "Hayır sana birşey yapmasına asla izin vermem ben de buradayım ne yapacaksa bana yapsın." diyerek susmuştu.Abim kolumdan tutup kendisine doğru çekmişti beni canım yanıyordu ama konuşma gibi lüksüm yoktu Emre abime bakıp "Onun suçu yok " diyerek karşı çıkmıştı abim elini benim kolumdan çekerek Emre'ye sert sert bakmıştı
"Seninle sonra konuşacağız daha işimiz bitmedi " demişti.***
Abim evin kapısını açtıktan sonra beni oturma odasına itmişti.
Elim Ayağım titriyordu acaba beni annemgile şikayet edecek miydi ?
Annem va Babam bugün Ankara'ya gideceklerdi muhtemelen hazırlıklar başlamıştır ve beni abime emanet edeceklerini adım gibi iyi biliyordum abim odanın kapısını kapattıktan sonra elini alnına koyarak "Ben sana ne demiştim okulunu bitirdikten sonra adam gibi birisini bulurdun ayrıca o tişörtleri kendine almıştın değil mi ? Yazık sana gözlerime baka baka yalan söyledin artık sana güvenmiyorum Elif" demişti
Ben ses tonumu ayarladıktan sonra başlamıştım konuşmaya
"Emre öyle biri değil abi. Buse seni aldattı diye böyle söylüyorsun herkes aynı olacak diye birşey yok." demiştim ve abimin kabuk bağlayan yarasını açmıştım. Abim kapıyı çarpıp hiç birşey demeden gitmişti yanımdan ve onun sessizliği daha çok canımı yakıyordu.***
Odama girdiğimde ajandam yatağımın üzerinde atılmış vaziyette duruyordu. Bunu abim'den başkası okumuyordu zaten, ayrıca en son o almıştı okumak için Emre olayından sonra attığı belliydi, ajandamı elime almıştım masaya oturduktan sonra ilk sayfaya yazılan not çekmişti dikkatimi "Tıpkı yaşamış gibi anlatmışsın aşk bu kadar güzel anlatılamaz yazmaya devam kardeşim" abim yazmıştı bu notu evet yazdığım romanda aşkı anlatıyordum ayrıca yaşadığım aşktı o .Emre ve ben vardım o satırlarda romanın devamını yazdıktan sonra üzerimdeki sevgili tişörtünü değiştirmiştim.
O sırada Emre mesaj atmıştı "Abin ne dedi ?" şuan ona uzun uzun anlatamazdım kısa cevap vermek en makbul olanı idi artık bana güvenmiyor diyerek kısa ve öz mesaj atmıştım...***
Annemler yola çıkıyor abim artık benim yüzüme bile bakmıyordu. Yasemin beni kamelya da satmış Emre o kızlarla selfie yaparak içimdeki Emre aşkını öldürmüştü .
Şu sıralar mutluluktan eser yoktu ne kalbim ne de yüzüm gülüyordu anlaşılan benim mutluluğum buraya kadarmış .
Annem önce abimi sonra beni öpmüştü babam arabayı çalıştırıp tekrar yanımıza gelmiş abime bir miktar para bırakıp ihtiyacım olduğunda ondan almamı söylemişti.
Abim elindeki parayı eşit biçimde ikiye paylaştırdıktan sonra anneme bakarak
"Şunu kızına ver" demişti .
Annem olayı şakasından anladığı için gülerek benim payıma düşen miktarı bana uzatmıştı dakikalar süren nasihatten sonra annem arabaya binmiş korna sesinden sonra gitmişlerdi.Eve gidip akşam yemeği yapmalıydım her ne kadar anlamıyor olsam da aç kalmaktan iyidir kim bilir belki de bu sayede abimle barışırdık .Ben tezgahtan spagetti'yi aldığımda abim dolaptan iki tane yumurta çıkarmıştı ocağa tavayı koyduktan sonra yumurtaları birbirleri ile kırıp tavaya koymuştu. Allahım o nedir ya hem tavaya yağ koymamış hem de yumurtanın kabukları resmen dans ediyordu. Cahillik kötü olsa gerek
Anlaşılan benim makarnamdan yemeyecekti ama o yumurtayı yiyeceğini pek sanmıyorum abimin telefonu çalınca telefonu da alıp odasına gitmişti. Ben ocaktaki tavayı alıp içindeki yumurtayı çöpe atmıştım bu ne cesaret Yarabbim ya
Dolaptan iki yumurta alıp yumurtayı usulünce pişirmiştim kadın eli değdiği yumurtanın cazibesinden belliydi kendi pişirdiğim makarnamı tabağa koyduktan sonra masaya oturmuş yemeğe başlamıştım ocağın altını kapatmadım abim geldiğinde kendi pişirdiğini sansın hem aç kalmamış olur.Şuan kapısı açıldı evet geliyor abim geldiğinde ilk işi ocağı kapatmak olmuştu yumurtayı tabağa almış benim çaprazıma oturmuştu. O özgüven abimde mutluluk gülücükleri yaşatmıştı he abi he sen pişirdin afiyet olsun.
***
Saat bir olmuş günlerden pazar hayatım monoton olduğu kadar sıkıcı abim artık benimle konuşmuyor yazdığım romanı okumuyordu .Gece pijamalarımı değiştirdikten sonra televizyonun karşısına geçmiştim.
Magazin haberlerini izlerken telefonum çalmıştı Yasemin arıyordu aslında açmazdım ama üs üste dört kere aramıştı
"Efendim " demiştim Yasemin heyecanlı ses tonu ile konuşmaya başlamıştı
"Elif Emre burada yanında sarı saçlı bir kız var hemen gel" demişti.
Yasemine ne kadar güvenebilirdim ki ? Hayatımda en çok onunla vakit geçiriyordum ama o son olaydan sonra onu affedemezdim belki de olayı abartıyordum.
"Nerdesiniz ?" diye soğuk ses tonum ile sormuştum Yasemin aynı şekilde
"İlk pasta yediğiniz pastane var oradayız çabuk gel" demişti .
Hayatımda bu kadar hayal kırıklığına uğramamıştım artık tutunacak dalım kalmamıştı abim haklı çıkıyordu sanırım ama gözümle görmediğim sürece inanamazdım...***
Abim benden önce çıkmış yatağını bile toplamamıştı üzerime hırkamı alıp anahtarlarımı
Cebime koyarak çıkmıştım evden ,koşar denilecek kadar hızlıydım merdivenleri çıkarken kalbim küt küt atıyordu üstelik etraf koyu karanlığa bürünmüş göz gözü görmüyordu son merdiveni de çıktıktan sonra etrafta hiç insan olmadığını anlamıştım perdeler kapalı ışıklar kapalıydı lakin o sese kadar
"İyi ki doğdun Eliiff"
Ortalık ışıkların yanması ile aydınlanmıştı .
Üzerime kalpten yapraklar atılıyor Yasemin başta olmak üzere bütün sınıf arkadaşlarım beni alkışlıyordu işin ilginç tarafı Emre 'de vardı masalara göz atınca abimin oturduğunu farkettim anlaşılan bu partiyi beraber organize etmişlerdi.
Üzerime atılan gül yaprakları bitince Yasemin boynuma sarılarak
"Herşey senin için" demişti. Olayı idrak edememiştim bugün benim doğum günüm olduğunu dahi unutmuştum.Herşey o kadar kusursuz tasarlanmıştı ki insanın aşık olmaması elde değildi Emre elini havaya kaldırarak "Hey millet pasta kesmeye hazır mısınız ?" diye seslenmişti. Ortalıkta evet çığlıkları atılınca doğum günü şarkıları kulağımıza aşina olmuştu.
Emre bana gülümseyerek " Dilek tutmayı unutma" diye hatırlatmıştı ben içimden' benim tek dileğim hayatımın kalbime göre dizayn edilmesi ,Allah'ın hakkımda en hayırlısını vermesi' demiştim .
Bir iki üç artık mumlar sönmüş ortalıkta alkış sesleri duyulmuştu şuan on altı yaşıma girmiştim. Abim yanıma yaklaşıp sarılmıştı hediyesini masanın üzerine bırakıp oturduğu masaya tekrar gitmişti hala küs gibi davranıyordu ve sürekli Emre'ye bakıyordu. Herkesle tek tek sarılmıştım sınıftan sadece fatma yoktu zaten olmayışı daha iyiydi.
Sıra Esmre'ye gelince hediyesini masanın üzerine bırakmış sıkı sıkı sarılmıştı
"Doğum günün kutlu olsun hatunum" demişti abim kafasını başka yöne çevirmiş yumruğunu sıkıyordu herkes pastadan yedikten sonra =İrem derici 'Aşk eşittir biz= şarkısı çalmaya başlamıştı ben boş masaya oturdum Yasemin Betül ile dans etmeye başlamıştı .Onlardan gelen cesaret ile herkes ayağa kalkmış, dans etmeye başlamıştı abim hariç herkesin dans eşi mevcuttu Emre bana doğru gelerek elini elime doğru uzatmıştı.
"Benimle dans eder misin prenses ?"Günlerce beklemiştim bu anı ama ne yazık ki abimden korkuyordum..
Önce Emre'nin bana uzattığı ele daha sonra abime bakmıştım ...****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZLİĞİ DİNLE
Chick-LitAşk 'ın doğuşu. Herşeyin yalan olduğunu anlamıştım birkez daha. Hepimiz yanlış anlamıştık Aşk'ı. Biz harcamıştık yüreği beş kuruş etmeyen insanların uğrunda ömrümüzü. HANİ "AŞK" VARDIR ÜÇ HARFİ YAN YANA KOYARSIN. HANİ "SEVDA" VARDIR UĞRUNA CANINI KO...