Bölüm 17

1K 48 2
                                    

                      BÖLÜM 17..

           Caroline, Candice ve Rebekah yorucu bir günün ardından Caroline'nın hayalindeki evi bulmuştu. Klaus'un alışıldık ve gösterişli zevkinin aksine bu basit bir apartman dairesi idi. Çatı katındaki yeri tüm New Orleans'ı tepeden görüyor muhteşem bir şehir manzarası sunuyordu. Küçük Terasından aşşağı baktığında kendini caddenin bir parçası gibi hissedebiliyordu.

        Ev çok büyük değildi. Üç odası bir mutfağı ve iki banyosu vardı. Odalardan birini Candice diğerini de kendisi için hazırladıktan sonra boşta kalan odayı ne yapıcaklarına karar verebilirlerdi. Belki de kıyafet odası oyun odası ya da sinema odası gibi birşey yapabilirlerdi ya da bir bar bu harika olabilirdi. Buna daha sonra karar verilicekti. Bugün ki öncelik yatak odaları salon ve banyoydu. Caroline bu evin tüm eşyalarını Klaus ile birlikte seçmek istiyordu aslında. Burasının ikisinin özel yeri olmasını çok isterdi. Üçüncü boş odanın ise O'nun resim atölyesi olmasını.. Çatı katının penceresinden bakarken Klaus'u düşünüyordu. O'nu bu düşüncelerinden çıkaran Candice oldu. 

Can: Caroline babam duyunca çok sinirlenicek.. Caroline Candice'ın ne kastettiğini anlayamıyordu. Babası neden sinirlenicekti ki zaten Caroline'ı istemeyen kendisi değil miydi? 

C. Ne için sinirlenebilir ki? Diye sordu soğuk bir sesle Caroline. 

Can: Benim burda kalmama. Candice haklı olabilirdi. Klaus küplere binicekti. 

C. Hadi boşver bizim için bir iş bulalım. Dedi 

      Caroline'nın  hayalindeki iş daha çok moda üzerineydi. Mankenlik yapmak istiyordu. Bu Klaus'un kıskançlık damarlarını patlatıcak türden birşeydi. Candice bir pastahane'de garsonluk yapıcaktı. Rebekah ise ortalıkta görünmek istemiyordu. Klaus'un kendisine patlicağına emindi. Candice bir kaç ajansı etki altına aldı ve kendisinide pasthane'ye kabul ettirdikten sonra evin diğer ihtiyaçları için yola çıktılar. 

       Rebekah abisinin  saray yavrusu evine gelmişti. Klaus'un bağırışları kocaman evin her yerinde yankılanıyordu. Jim kapıdan çıktığı anda bem beyaz kesilmişti. Rebekah Jim'in ağzından laf alabileceğini düşünüyordu. Büyük ihtimalle yine birşeylere sinirlenmişti. Rebekah korkudan bem beyaz olmuş Jim'in yanına gitti. 

R. Çekil bakalım yine neye sinirlenmiş. Jim'in gözleri şaşkınlıkla açıldı. 

J. Sen kafayı mı yedin gerçekten?

R. Neden bağrındığını biliyosun dimi Jimmy ?

J. Jimmy mi?  Bu halde bile dalga mı geçiyosun gerçekten seni Candice'ı ve o sarışın kadını öldürücek? Rebekah Caroline'dan bahsedildiğini duyunca şaşırmıştı. Doğru ya abisi heryerde onları arıyor olmalıydı. 

R. Sen çekil ben hallederim. Dedi ve içeri daldı. 

       Klaus sinirle elinde viskisi bir o tarafa bir bu tarafa volta atıyordu. Siniri gözlerinden taşarak etrafına dalga dalga yayılıyordu. Sabah Caroline'nın taşınıcağını duymuştu ama bu kadar çabuk olucağını düşünmemişti. Gitmesine izin vermemeliydi.  Birdaha onu ve kızını görememe fikri içini yiyip bitiriyordu. Her ne kadar ondan uzak durmak istesede bir şekilde hep gözünün önünde olmasını istiyordu. Gerçekten O'nun güneşi kıskandıran buklelerini, insanı delip geçerek direk kalbine bakan mavi gözlerini görmeden yaşayabiliceğini düşünmüştü. 

The Original Love..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin