Gururlu insanlar için cesaret biraz muallak bir kavram olmuştur her zaman. Örneğin; "Sevdiğimi önce ben söyleyemem, gururum kırılır" derler. Tabi ki gurur çoğu yerde takdir edilesi olaylara sebep olabilir. Fakat; tanıdığın, bildiğin ve iyiliğinden hiç şüphe duymadığın bir insan var hayatında. Ve sen onu seviyorsun, gururunun burada yeri ne? Gururun burada daha mı önemli kalıyor? Hayatta güzel olan çoğu ilişkiler; ilk adımlarla başlar. Nasıl bir bebek ilk adımlarını atarken, hayatın ona getireceği güzel veya kötü günlere katlanmayı, bilmeden de olsa göze alıyor. Sende o misal; onunla yaşayacağın iyi veya kötü şeyleri göze alıyorsun ilk adımı attığında. Korkuyor olabilirsin, her insan sevilmemekten korkar. Ama ya mutlu olursan?
Ya o vazgeçemediğin gururunla sürekli mutluluğunu itiyorsan? Asıl korkman gereken şey bu bence; hayata geç kalmak. Birine takılı kalman, aklının sürekli onda olması ve onun seni sevip/sevmediğini bilmemek hayatını erteler. Bu yüzden; seviyorsan "Seviyorum!" de. Ne kaybedersin ki, seni sevmese bile hayatından en fazla ne götürebilir? Gururun ezilir diyorduk, gururunu hiçe saydığını; senden ve ondan başka kimse bilmiyor diyelim. Yine ezilmiş olur mu?
Hayatta her şeyin çözümü vardır, insan her şeye zamanla alışır. Alışmak olmasa; nasıl dayanır bir anne evlat acısına? En büyük acılardan biridir bu hayatta üstelik.
Sen reddedilsen de, aslında kendi hayatın için çok mühim bir soruya cevap bulmuş oluyorsun. Hayatına fazla geç olmadan yetişmiş oluyorsun. Ondan hoşlanırken neler kaçırdığını, nelerin gözünden kaçtığını görüyorsun. İki çözüm var, yaşanılan bu tek taraflı ilişkilere;
Ya her şeyi itiraf edeceksin.
Ya da kimseye hiç bir şey demeden, onu hayatından tamamen sileceksin.
Birincisini yaparsan eğer;
Belki, hissettiğin şeylerin karşılığını öğrenirsin güzel bir ilişki başlar.
Belki de, seni sevmediğini öğrenirsin. Biraz yalpalanır ama eninde sonunda toparlanırsın.
İkincisini yaparsan eğer;
Hayatında daima "keşke" ile yaşarsın. Yaşamam deme herkesten gizli saklı, içinde bir yerlerde belki çok derinlerde olur. Yaşatırsın onu istemeden de olsa içinde. Ve onun kalbine verdiği acı ağzından hep "keşke" diye çıkar. Duyduğun pişmanlığa bu sefer gururun bile yenik düşer, düşer de işte zaman geçmiştir. "Kim bilir koskoca dünyanın neresinde, nasıl bir hayat sürüyordur" dersin.
Diyelim ki iki şıkkı da seçmedin, yine ona bağlı devam ettin. Yanında gezdin veya hep fotoğraflarına bakıp gülümsedin. Kaçırdığın hayatı saymıyorum bile, buna ruhun dayanır mı? Ona beslediğin duygular, git gide yuva yapar içinde. Bir gün baktığın o fotoğraflar arasında, onu biriyle el ele görürsen. İşte o an; içindeki yuva, büyük bir yangınla yok olmaz mı? Daha çok acı çekmez misin? İşte bu yüzden hayatta en güçlü gördüğüm insanlar; sevdiği kişilerin onlara başkasını anlatmasına katlanabilen insanlardır. Çok nadirdir ama böyle insanlar elbette var. Sende onlardan olmak istemiyorsan sana sunduğum o iki seçenekten birini seçmelisin.
"Hangisini seçersem ruhum daha huzurlu olur?" diye sor kendine. Hayatındaki en önemli soru bu aslında, kendine değer verdiğini gösterir. Korkuyu, gururu ve başka her şeyi kenara bırakıp kendin için karar ver. Zaman geçiyor, yaşaman gereken çokça heyecan var. Bunları kaçırma, bir bilinmeyen için kendinden verdiğin ödün asla sana giden zamanını getirmeyecek. Değerli okur;
Konuyu toparlayacak olursam eğer, umarım cümlelerden kendine ait kısımları almışsındır.
Sevmek güzel şey der şairler, aşık olmak demezler.
Neyi sevmen gerektiğini de belirtmezler. Sen her neyi sevdiysen, onu kendin için güzel hale getirmenin bir yolunu bulursun eminim. Evrenin en güçlü varlığısın çünkü sen, kendinin farkında olmasan da. Ertelediğin bir çok korkunun yükünü taşıyabilecek kadar güçlüsün. Sadece korkunun hayat denen yolda, senden önde gitmesine izin veriyorsun. Yolda kötü bir şey olursa, ben kurtulayım diye düşünüyorsun. Ve; o yolda olan tüm güzellikleri kaçırıyorsun fark etmeden.
Çünkü; korku seni hep karanlıkta yürütüyor...
Mutluluk istiyorsan eğer, en iyi olduğunu düşündüğün her şey için mutlaka cesaret göster.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNA
Non-FictionBaktığını sandığın aynanın, aslında daima ardında duruyorsun. Kendini ne kadar tanıyorsun, biliyorsun? Bunu sordun mu hiç kendine? Senin iç dünyanı sana anlatan, sana ruhunu gösteren tek ayna bu kitap. Bunu iyi değerlendir, bir gün kendini tanıma...