YALAN

57 9 2
                                    

Beyaz, pembe veya küçük; böyle nitelendirildi hep yalanlar. Yolun sonu aynıydı hep, yolların adının farklı olması neyi değiştirirdi ki? Herkesin hayatında olmuştur pusulası yalan olan insanlar. Yollarını hep o pusulaya göre evirip çevirirler fakat hiçbir zaman doğruyu bulamazlar. Peki ya sen sevgili okur, senin söylediğin yalanın rengi ne, senin gittiğin yolda yanlışa mı çıkıyor?

Birde yalan söyleyen insanlar, başkaları onlara inansın diye hep şunu derler:

"Ben yalanı hiç sevmem" Senin ona güvenmeni bu cümleyle sağlarlar ve senin onu tanıdığın süreçte, kim bilir kaç kez seni kandırırlar. Yalanı hiç sevmiyorlar ya güya! Sevilen insanı kaybetmemek için yalan söylemek var birde, sende hiç böyle bir yalan söyledin mi? Söylemediysen şanslı insanlardan birisin, söylediysen de:

O yalanla sevdiğin insan yanında kaldı tamam da, onun senin yanında sadece o yalanla kalışı seni hiç mi rahatsız etmedi? Bir insanın seni sevdiğini, hatalarını affedip seni doğru yola götürebildiğinde anlarsın. Sen ona yalan söyledin diyelim, her hatanda bir bahane buldun durumu ya da kavgayı kurtardın. Peki onun seni gerçekten sevdiğini nasıl anlayacaksın?

Yalan aslında insanları değil, kendimizi kandırma yöntemimizdir. O insan buna inandığında bir şey kaybetmez belki ama biz kocaman bir özsaygı kaybederiz. Evet, kendimize olan saygımızı zamanla yitiririz. Korktuğumuz şey ne? Terk edilmek mi, yargılanmak mı? Boş versene seni yargılayanlar, sana doğruyu göstermeyip terk edenler hiç mi hata yapmadılar? İnsan kendisini pür pak görür her zaman, zaten insan kendisini beğenmese dünya onun için çekilmez olur. Yaratılış gereği belki de, kendimizde olan hataları hiç görmeyiz. İşte bunun farkına varılsa, belki çoğu insan doğrularıyla yaşayacak. Seni yargılayanla değil, sana değer verip yanında kalanla hayatını paylaş. Çünkü; o insan bunu hak ediyor. Bırakalım da insanlar bizi hatalarımızla sevsinler, biz de o hatalardan ders alalım. İnsan böyle yaptıkça olgunlaşır. Sende bunu bilirsin elbet, bir yerden ders çıkarmışlığın vardır. Demem o ki; gerçek sevgi ile mutlu olur insan, yalan yollarla kazanılmış sevgilerle değil. Hem birde yakalanacağım korkusu olur ki; elbet yakalanılır. "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" demiş atalarımız, boşa mı demişler? Yalan oluştuğu anda etrafında da bir çember oluşur, bu çemberin düşmanı zamandır. Zaman sonsuzdur fakat çemberin belirli bir ömrü vardır. Bu yüzden, zaman o çemberi daraltarak senin içinide daraltmış olur. Ve gerçek ortaya çıkar, karşındaki insan belki yalan söylemeden önce seni affedecekken güvenini sarstığın için seni dinlemez bile.

Sevgili okur; hiç yalan söylemiyorsan ne âlâ! Fakat sende pembesi, beyazı derken düştüysen o yollara bir an önce dönmeye bak. Renkler mutlu ol diye var, yalanlara karışıp sevdiklerini kaybet diye değil...

AYNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin