İnsan çözülebilmiş bir varlık değildir aslında. Çözülebilmesi mümkün olan tek şey biyolojik hayatıdır, oysa insanı insan yapan verdiği kararlar değil midir? Sen; iyisindir ya da kötüsündür. Hayatta hiç "bu nasıl biri?" diye sorulan bir soruya, "ne iyi bir insandır o, ne de kötü bir insandır" diye cevap verildiğini duydun mu? Ben duymadım..
"İyiysen üzülürsün!" derler. Böyle diyerek insanları da kötülüğe iterler aslında. İyiysen üzülmezsin bunu unutma, bir insanın kalbi tamamen temizse çevresindeki her şeyi kendisine göre seçer zaten. Kalbinde karartı olan insan, az da olsa kendi menfaatini savunur. Ve bu menfaat onun çıkarına olmayınca da üzülür. Demek ki; iyi insan üzülmezmiş, orta halli yaşamak isteyen insan üzülürmüş. Dön bir bak çevrene, hayatın ne kadar da güzel yanları var bir gör. Örneğin; hangi gün güneşi görebildiğin için hayatı sevdin? Ya da hangi gün en sevdiğin müziği duyarken, kendini şanslı hissettin? Hayat sadece sevdiklerimizle birlikte güzel günler görebilmemiz için var sanıyoruz. Sosyal medyada yüzü daima gülen insanları görünce, hayatta daima mutlu olmanın bir yolu var diye düşünüyoruz. Daima mutlu olsak, üzülenin halinden nasıl anlayacağız? Yahut, o insanlar gülümsediği fotoğraflarda ne kadar samimiler? Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum, çok mutlu olan çiftler (fotoğraflarda) aslında en çok sorunu içinde barındıran çiftler oluyorlar. Yaptığımız hata da tam olarak burada başlıyor aslında. Biz kendimizi düşünmeden gülümsüyoruz hayata, yaşadığımızın farkında olamadan da göçüyoruz bu hayattan. Yanımızda olan insanlar bize yetiyor nasıl olsa, mutluyuz değil mi? Değil...
Çok güzel bir arkadaş ortamındasınız, gülüyorsunuz eğleniyorsunuz. Adeta kahkahalarınız, atmosferdeki hüzünlere meydan okuyor. Gün bitti ve eve dönüyorsunuz, makyajınızı siliyorsunuz ya da erkekseniz üzerinizi değiştiriyorsunuz. Aynada kendinizi gördünüz, gülümseyebiliyor musunuz? Kendinize değer verip aynadaki yansımanıza da tebessüm edebiliyor musunuz? Daha demin ortamda çok mutlu olan kız/erkek nerede?
Hata bu işte! Sizin, sizden başka dostunuz yok. Nereden mi biliyorum? Öyle durumlar oluyor ki anneniz bile size inanmıyor, hayatta başına gelenler elbet vardır. Gün oluyor ki senin üzüntünü senden başkası bilemiyor. Ve aslında bu noktada hayatının da kahramanı sen oluyorsun, ömrün boyunca...
Gençsin ve hayatın henüz başındasın, onu görüyorsun. Farklı şeyler hissediyorsun, hani derler ya "içimde kelebekler uçuşuyor" o misal. Hoşlanmak, sevgi veya ilk görüşte aşk adına her ne dersen!
Yanına geldiğinde, dünyada zaman denen kavramın yok olduğunu sanıyorsun. Ancak bu duyguları yaşarken, aynaya bakınca gülümseyebiliyorsun. Peki kendini sevdiğinden mi bu tebessüm? Tabi ki hayır! Aynada gördüğün gözlerinde, onun hayalini gördüğün için gülüyorsun. Bak yine kendin için bir şeyler yapmıyorsun...
Her neyse zaman geçti, yaşadınız o kişiyle bir şeyler. Tabi ki hayatınız, bir aylığına da olsa harika gidiyor. Alışıyorsunuz; onunla olmaya, onunla doymaya, onunla yürümeye veya onunla gülümsemeye. Git gide kendi özelliklerinizi kaybedip "o" oluyorsunuz. Olmadığınız biri gibi gözüküyor, olmadığınız biri gibi davranıyorsunuz belki de...
"Sen çok değiştin eskiden böyle değildin" diyor herkes. Siz buna da seviniyorsunuz, oysa benliğinizi kaybetmekten daha beter ne var ki bu hayatta?
Zaman aleyhinize işliyor ve ona benzediğiniz için sevdiğiniz insan sizden sıkılıyor. Neden sıkılmasın ki? Aynaya baktığında kendini sevemeyen bir adam/kadın, siz ona benzeyince sizi neden sevsin? Kendine değer vermeyen biri, neden bu hayatta tamamen onun gibi olan bir insana değer versin? Şimdi içinizden diyeceksiniz ki "E herkes mi ayrılıyor canım? Benim mutlu olduğunu bildiğim bir sürü çift var"
Evet, haklısınız var. Ama gidin bir sorun bakalım, kendileri olmaktan hiç vazgeçmişler mi? Sırf beni daha çok sevsin diye başkalarına benzemeye çalışmışlar mı?
Kendine değer veren, kendini bilen ve her zaman kendi iyiliği için kararlar veren insan, mutsuz da olsa buna katlanır. Ama kendini hor görüp sürekli başkalaşmaya çalışan insanlar "Acaba şöyle davransam, şöyle olsam daha mı çok severdi beni? Daha mı mutlu olurdum?" vb. sorularla yaşarlar.
Sen değerlisin bunu unutma! Kimse seni mutlu/mutsuz etmek için gönderilmedi dünyaya. Seni senden başkası bilemez, senin için, senden daha iyi kararlar veremez. Kendini başkalaştırma, göreceksin ki seni sen olduğun için seven bir sürü insan olacak hayatında. Yeter ki buna inan, buna güven. Aşık oldun, sevdin veya hoşlandın. Karşılığını alamadın mı? Üzülme, demek ki seni hak etmemiş. Hayatına girse belki, kendinden vazgeçmene sebep olacakmış. Hayatta uğrayacağın son durağının göstergesidir bunlar. Yoluna çıkıp sana hoşlanmayı öğreten insanlar aslında sana nasıl sevmen gerektiğini öğretirler. Biri çıkar kendinden fazla kimseye değer vermemen gerektiğini öğretir mesela. Bu, her zaman böyle olmalıdır da zaten...
Ama asla, bir sonrakine güvenmemen gerektiğini öğretmez hayatına girenler. Bir sonraki tanışacağın insanın hayatını bilmiyorsun çünkü. Önyargı evrende bize verilmiş en güçlü silahtır aslında. İnsanları tanımadan onları yaralarsan, ölümlerine bile sebep olursun...
Cümlelerimin sonuna geliyorum. Umarım sana gerekli mesajı verebilmişimdir sevgili okur; iyi ya da kötüsün bilmiyorum. Hayatta seni nelerin iyi/kötü bir insan yaptığını da bilmiyorum. Hiçbir zaman, senden daha iyi bilemeyeceğim de zaten. Senden ricam şu; ne yaparsan yap ama kendini mutlu edemeden güne başlama. Ve kendin için bir şeyler yapamadığın günlerini hayattan sayma. Patronunu mutlu etmek için daha çok çalıştığın günleri, annen ve baban mutlu olsun diye deli gibi ders çalıştığın günleri. Sevgilin mutlu olsun diye bir çok kıyafetini çöpe attığın günleri, arkadaşın mutlu olsun diye sevmediğin mekanlara gittiğin günleri mesela. Kendin için çalış, kendi mutluluğun için okul hayatını güzel geçir.
Şimdi; "Çok saçma be, arkadaşlarım ve ailem mutlu olursa bende mutlu olurum" dediğini duyuyorum. Ben şunları çok duydum sevgili okur;
"Keşke babam istedi diye doktor olmasaymışım"
"Keşke annem istedi diye liseyi orada okumasaymışım"
"Keşke eski sevgilim istedi diye bütün kıyafetlerimi atmasaymışım"
"Al işte patron beni işten çıkardı! Keşke onun gözüne gireceğim diye koca bir hayatı kaçırmasaymışım"
"Ben ayrıldığıma üzülmüyorum canım, ben giden zamanıma üzülüyorum"
İnsan kendisi hariç her şeyin nankörüdür. Kendisi hariç ona karar verdiren herkese; kızar, küser ve mana bulur. Ama kendine kızamaz insan. Kızsa da çabucak unutur. İşte bu yüzden;
"Sana, senli ve mutlu yıllar diliyorum değerli insan..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNA
Non-FictionBaktığını sandığın aynanın, aslında daima ardında duruyorsun. Kendini ne kadar tanıyorsun, biliyorsun? Bunu sordun mu hiç kendine? Senin iç dünyanı sana anlatan, sana ruhunu gösteren tek ayna bu kitap. Bunu iyi değerlendir, bir gün kendini tanıma...