TaeHan büyük yemek masanızda ona uygun sandalye'de oturup sevimli bir şekilde boyamasını yapıyordu. Renkleri seçerken kendi kendine sayıklıyor ve dudak büzüyordu.
"Omma?" Odaklandığın dosyandan kafanı kaldırıp oğluna baktın.
"Efendim bebeğim?" TaeHan sana bakmaktan çekinip gözlerini kaçırdı.
"Omma... benim Appam yok mu?" Duyduğun soru ile nefesin teklemişti. TaeHan'ın bir gün bunu sormasını bekliyordun ama bu kadar erken olmasını beklemiyordun.
TaeHan sana masumca bakarken ne söyleyenileceğini düşündün. Bu sefer gözlerini kaçıran sendin.
"Yok bebeğim."
"Neden ki? Bütün aykadaşlayımın Appası var. Biylikte oyunyay oynuyoylay." TaeHan bir yandan boyamasını yapıp konuşurken senin gözlerin dolmuştu bile.
"Omma ile oynamayı sevmiyor musun?" Ister istemez bunu sorma ihtiyacı duymuştun. Kendi düşündüğün gibi ona yetememek seni cidden çok yaralardı.
"Hayıy! Şeninle oyamayı şeviyoyum. Ama herkeş Appası ile yaptıklayını anlatıyoydu. Ben biy şey anyatamadım." TaeHan dolu gözlerini kırpıştırdı. Senin karşında ağlamamak için çabalıyordu.
"Buraya gel." Minik oğlunu sandalyesinden kaldırıp kucağına aldın ve sıkıca sardın. TaeHan iç çekerek ağlamaya başlamıştı.
Bir kaç dakika sonra ağlamaktan yorgun düşen oğlun omuzunda uyuya kalırken bu sefer ağlamaya başlayan sendin.
***
Önündeki kahveyi yudumladıktan sonra kafanı önüne eğip şakaklarını ovmaya başladın. Karşında oturan KaiRis çifti üzgün gözler ile sana bakıyordu.Ertesi gün Öğle yemeği arasında en yakın arkadaşın Jongin'in dükkanına gelmiştin. Amacın tabii ki lezzetli tavuklarından yemek değildi. Hatta şuan en acısından bir kahve içiyordun.
"Keşke dediğiniz zaman evlenseydim diyorum." Kafanı kaldırıp yorgun gözlerinle karşındaki iki adama baktın. Ikisi de senin duygularını paylaştıklarını belli edercesine bakıyordu.
"Yanlız olmadığınızı biliyorsun değil mi? Sen ve Han için her zaman buradayız." Yifan elini uzatıp kısaca saçlarını okşadığında içten olmasını umduğun bir şekilde gülümsedin.
"Elbette biliyorum FanFan. Fakat TaeHan'ın her zaman onunla ilgilenecek bir baba'ya ihtiyacı var. Ben her zaman ona yetemiyorum." Kahvenden son yudumunu alıp masaya geri koyduğunda ağlamaklı halin tekrar geri gelmişti. Derin nefesler alıp kendini sakinleştirdin.
"Evlenmeyi tekrar düşünür müsün?" JongIn elini senin elinin üzerine koyarken yumuşak bir sesle konuştu.
"Istersen senin için bir kör randevu ayarlayabilirim." Jongin'e baktın. Bu ihtimal seninde aklına gelmişti elbette. Hatta gece TaeHan sana sokulmuş uyurken bunu ciddi anlamda düşünmüştün.
"Biraz daha sakinleşeyim. O zaman olur mu?" Dolu gözlerinle Jongin'e baktığında genç adam sandalyesinden kalktı ve sana sarıldı. Oturduğun yerden onun beline kollarını dolayıp yüzünü karnına bastırdın.
"Elbette tatlım. Sen ne zaman iyi olursan."
***
TaeHan diğer arkadaşlarından en uzak köşede boyamasını yaparken Chanyeol dikkatle küçük çocuğu izliyordu.Sabahtan beri ufaklık ne arkadaşları ile konuşmuş ne de önceki gibi öğretmeni ile gülümseyerek konuşmuştu. Sabah kucaklamasını alırken bile oldukça moralsiz gözüküyordu.
Chanyeol derin bir iç çekti. TaeHan'ın bu halleri hiç normal değildi. Ufak çocuk hasta olduğu günler hariç asla böyle davranmazdı.
Elindeki kalemi bırakıp serbest saatte olan çocukları tek tek kontrol ettikten sonra en köşedeki ulaşmayı amaçladığı TaeHan'ın yanına geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Öğretmen (Chanyeol OC)
FanfictionHiç evlenmemiş biri olarak bir çocuğa sahip olmak senin için zordu. Hele de erkek çocuğa sahip olmak. Henüz 5 yaşında olan oğlun TaeHan'a Anne olmaya çalıştığın kadar Baba da olmaya çalışıyordun. Park Chanyeol ise oğlunun sürekli olarak övdüğü ve ba...