Yattığın yerde yan dönüp şöyle bir gerindin. Göz kapaklarını yavaşça araladın. Gördüğün görüntü karşısında ise yüreğini hoplamıştı.
TaeHan, Chanyeol'un göğüsüne sokulmuştu. Chanyeol'de onu büyük kollarının arasına almış sıkı sıkı sarmıştı.
Dün gece saat oldukça geç olunca Chanyeol eve gitmenize izin vermemişti. Sonuç olarak şu an da onun yatağında sen, o ve oğlun yatıyordunuz.
Derin bir nefes alıp kahvaltı hazırlamak üzere yavaşça yerinde doğruldun. Yavaşça doğrulmuş olmana rağmen Chanyeol fark edip gözlerini aralamıştı.
"Günaydın." Yüzünde uyku mahmuru bir gülümseme ile konuştu. Yeni uyandığı için sesi biraz çatlaktı. Fakat yine de çekiciydi.
"Günaydın. Sen biraz daha uyu istersen ben de yemek için bir şeyler hazırlayayım." Chanyeol söylediklerini anlamlandırmak için bir kaç saniye düşündü ardından kafasını onaylarcasına salladı. Gülümseyip yataktan kalktığın sırada TaeHan sızlanmıştı. Chanyeol ufaklığın sırtını pat patlayıp kafasına öpücük kondurdu ve iyice kendine çekti.
Yüzündeki geniş tebessümle odadan ayrıldın.
***
Sen son tabağı da sofraya yerleştirdiğinde Chanyeol kucağındaki TaeHan ile birlikte mutfağa gelmişti."Omma! Dünaydın!" Ufaklık uzun adamın kucağından senin kucağına atladı ve yanağına sulu bir öpücük kondurdu.
"Günaydın bebeğim." Aynı şekilde sende onu öptüğünde kıkırdayıp sana sarıldı. Kafanı TaeHan'dan kaldırıp karşındaki adama baktığında onun sizi gülümseyerek izlediğini fark ettin.
Göz göze geldiğinizde size yaklaşıp ikinizinde saçlarına birer öpücük kondurdu.
"Hadi kahvaltı edelim!" TaeHan'ı kucağında biraz hoplatıp konuştun. Oğlun kahkaha atarken Chanyeol de kıkırdıyordu.
Sonunda sofraya oturduğunuzda üçünüz masada yerken Toben de mutfakta bulunan mama kabında yemeğini yiyordu.
Kahvaltının sonlarına doğru çalan telefonun ile yerinden kalkıp salona gittin. Orta sehpanın üzerinde olan telefonunu eline aldığında arayan kişi gördüğünde derin bir şekilde yutkundun.
"E-Efendim Bay Kim?" Kekelemen üzerine boğazını temizleyip derin bir nefes aldın.
"Nasılsın?" Telefonun diğer ucundaki adam tedirginlikle konuştuğunda gözlerini devirmekten kendini alı koyamadın.
"Bu soru sizce de çok saçma değil mi?" Sert bir ses tonu ile konuştuğunda kendindeki bu ani tavır değişikliğine sende anlam verememiştin.
"Özür dilerim. Ben gerçekten çok üzgünüm."
"Neden aramıştınız?" Çaresiz bir ses tonu ile özür dileyişini göz ardı etmeye çalışarak konuştun.
"DNA testi için aradım. Jongin'in ısararı üzerine onun istediği ve güvendiği bir doktor ayarladık. Bugün öğleden sonra."
Kaşlarını çatmıştın. DNA testi olmasını sende istiyordun ama bu acelenin sebebi neydi?
"Neden bu kadar acele ediyorsunuz?"
"Ne kadar çabuk öğrenirsek o kadar erken içimiz rahat eder."
Onaylamaktan başka çaren yoktu. Şimdi yapılmasını istemediğini söylersen Jongin muhtemelen seni mahvederdi. Bu kadar erken yapılmasının altında onun olduğunu hissediyordun.
"Peki. Adresi ve saati mesaj atın." Diyerek her hangi bir cevap beklemeden telefonu kapattın.
"Kim aradı?" Arkandan meraklı bir ses tonu ile konuşan Chanyeol'u duyduğunda arkanı döndün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Öğretmen (Chanyeol OC)
FanfictionHiç evlenmemiş biri olarak bir çocuğa sahip olmak senin için zordu. Hele de erkek çocuğa sahip olmak. Henüz 5 yaşında olan oğlun TaeHan'a Anne olmaya çalıştığın kadar Baba da olmaya çalışıyordun. Park Chanyeol ise oğlunun sürekli olarak övdüğü ve ba...