Korkmuştum. Hemde hiç korkmadığım kadar... Sonuçta onun ne kadar korkutucu ve tehlikeli biri olduğunu gayet iyi biliyordum.
Hemen pencereleri ve balkon kapısını kapadım ve perdeleri çektim. Ürkekçe yatağıma geçtim. Oturdum ve düşündüm. Tüm bunların benim başıma gelmesinin sebebi neydi? Kaderin bir cilvesi? Belki...
Aşağı indim ve anneme atıştıracak bişeyler olup olmadığını sordum. Annem yiyecek bir şeyler hazırladıktan sonra odama tekrar çıktım. Genelde asosyal takılmayı sevdiğimden dolayı odamdan pek çıkmam.
Odama geçtiğim sırada perdeyi yavaşça araladım ve etrafa göz gezdirdim. Taehyung'un sözlerinden sonra paranoyaklaştığımı düşünmeye başladım.
Yiyecekleri yedikten sonra bodruma indim. Babam eskiden olağanüstü olayları araştırmayı seven bir adamdı. Daha sonra kendini sadece sıkıcı işine adadı.
Bodrum oldukça karanlıktı ve bir ampülü bile yoktu. Genelde buraya pek inmediğimizden olsa gerek. Elimdeki fenerle eski kitapların olduğu kutuları incelemeye başladım.
Her tarafta örümcek ağları vardı. Annemin neden buraya hiçbir zaman gelmediği belli oldu.
Dikkatli olmaya çalıştım ve titizlikle her kitaba baktım. Aradığım şey sadece vampirlerle ile ilgili birkaç bilgiydi. Tüm kutulara bakmama rağmen bir sonuç elde edemedim.
Karşımda son bir kutu kaldığını fark ettim. Hemen içini aradım. Tek bir kitap vardı. Üzerinde ise kocaman Vampir Rehberi yazıyordu. Aradığımı sonunda buldum.
Hemen gizlice onu kazağımın içine saklayıp bodrumdan çıktım. Tam o sırada kardeşim Hae Jin karşıma çıktı. En olmadık zamanlarda an olmadık yerlerde bulunmak kendisinin huyuydu.
"Bodrumda ne arıyordun?"
"Seni ilgilendirmez!"
"Peki ama eğer ne yaptığını öğrenirsem anne ve babama söylerim!"
"İyi olduğun tek şey ispiyonculuk zaten. Ben odama gidiyorum."
Hızlıca odama girdim be kitabı çıkardım. Yatağa uzandım ve kitabı okumaya başladım.
Giriş cünlesi ise Vampirlerin varlığına inanmayanlar için bir kitap değildir! Kitabın ilk sayfasından itibaren okumaya başladım.
Çok ilginç şeyler yazıyordu ve okumaya kendimi kaptırmıştım. O sırada annem odama girdi ve bana "Saat geç oldu, artık uyusan iyi olur. Biliyorsun yarın matematik sınavın var. Dinlenmelisin." dedi.
Bunun üzerine "Tamam, iyi geceler." dedim ve annem odadan çıktı.
Yarın sınavım olduğunu tamamen unutmuştum. Matematiğimin iyi olduğunu için çok da gerilmedim.
Elimdeki kitabı okumayı bıraktım ve yarın yine okurum düşüncesiyle çekmecemde gözükmeyen bir yere yerleştirdim.
~~~
Ertesi sabah okula gittiğimde Ga In ve Ga Yeon arkalarına dönerek "Senin şu yakışıklı sıra arkadaşın henüz gelmedi." dediler.
"Bu iyi." dedim.
Ga In heyecanla "Taehyung'un arkadaşları da kendisi gibi yaradılış harikası! Aralarından birini benimle tanıştırabileceğini umuyorum."dedi.
Bunun üzerine Ga Yeon'da arkasına dönerek "Sakın onlara bu acımasızlığı yapma." dedi.
Ga In bize sinirle bakarken dayanamayarak her ikimzde gülmeye başladık. Şu son hafta içinde hiç bu kadar gülmemiştim.
O sırada Taehyung geldi ve yanıma oturdu. Haliyle yüzümdeki gülüş de soldu.
Bu sırada Matematik öğretmenimiz sınıfa girdi ve kağıtları dağıtmaya başladı.
Sorulara bir göz gezdirdim. Hepsi oldukça kolaydı. Öyle ki son sorulara geldiğimde henüz 20 dakika geçmişti. O sırada Taehyung fısıldadı.
"Bana kopya ver!"
"Asla olmaz."
"Öyle mi?"
"Öyle."
"Galiba birileri oyuncak olduğunu unutmuş. İnan bana acısını çıkartırım Eun Mi."
Bunu demesi üzerine kağıdımı belli etmeden ona doğru çevirdim. O ise hızlıca kağıdımda yazanları geçirdi. En nefret ettiğim şeyi bana yaptırdı. Sınav süresi bitmek üzereydi. Taehyung ise kopya işini tamamlamışa benziyordu.
Matematikci sürenin dolduğunu söylerek kağıtları topladı ve o sırada teneffüs zili çaldı. Sınıftan dışarı çıktım.
Bahçede öylesine yürüyordum ki Jiyong yanıma geldi ve "Nasılsın? Seni görmek çok güzel." dedi.
"Gayet iyiyim."
"Bugün okul çıkışı bir şeyler yapmaya ne dersin?"
Tam cevap verecekken Taehyung uzaktan beni izlediğini gördüm. Yanıma hızlı adımlarla geliyordu.
"Umarım soruları doğru yanıtlamışsındır. Kötü not almak istemem."
"Teşekkür etmen gerekirken neden bunları söylüyorsun? Eğer sana kopya vermeseydim hiçbir şey yapamayacak ve çok kötü bir not alacaktın!"
Sinirli sinirli bir bana bir de Jiyong'a baktı ve uzaklaştı. Jiyong'un surat ifadesinden hiçbir şey anlamadığı belliydi.
"Neden bahsediyor bu?"
"Matematik dersinde benden kopya istedi de."
"Seni bu şekilde rahatsız etmeye devam ederse bana söyle, haddini bildiririm."
"Çok da büyütülecek bir şey değil."
"Yine de ihtiyacın olduğunda her zaman yanındayım."
Zilin çalmasıyla ona veda ettim ve sınıfa çıktım.
Taehyung bana yer vermek için kalktığında garip bir bakış attı. Biraz ürkütücüydü ama aldırış etmeden yerime oturdum.
Ders boyunca Taehyung'un uyuması kendimi daha rahat hissetmemi sağlamıştı. Diğer türlü fazla gergin oluyordum. Uyurken çok masum görünüyordu. Keşke gerçekten öyle olsaydın Kim Taehyung.
~~~
Okul bittiğinde ve eve gittiğimde kapıyı açan her zamanki gibi annemdi. Onu öperek hızlıca odama gittim. Annem şaşırmıştı.
Odama girer girmez kitabı aldım ve okumaya kaldığım yerden devam ettim. Kitapta "Vampirler açlığa en fazla 14 gün dayanabilir! Fakat bazı istisnalar vardır. Eğer aç vampir aşık olmuşsa veya bir vampir için fazla olan acıma, merhamet vb. duyguları hissediyorsa açlığa tahammül süresi uzar. En önemlisi herhangi birini mühürü ile mühürlemişse bu süre 4-5 aya kadar çıkabilir!" yazıyordu.
Genel olarak saçma bulmuştum fakat nedense bir bilgi çok dikkatimi çekmişti. Mühür ne anlama geliyordu? Acaba Taehyung beni mühürlemek gibi bir düşünceye kapılmış olabilir miydi?
by me & withkof
Umarım okurken zevk almışsızındır.
Sizi seviyorum🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Vampire Love | kth
FanfictionGerçek olmadığına kendimizi inandırdığımız varlıklar, gerçekten yoklar mı? • • • • • Yıllar önce yazdığım bir kitap. Çok büyük beklentiye girmeyin. Cringe oluyorsanız okumak zorunda değilsiniz. Sizi diğer kurgularıma davet ediyorum🤗💜