Film henüz bitmemişti. Hızlıca toparlanıp bir an önce eve dönmek istedim. Taehyung'a o kadar kızgındım ki! Bana bu şekilde davranmasından nefret ediyordum!
Hızla sinema salonundan çıktım ve ilerlemeye devam ettim. Arkamdan gelen Taehyung kolumu tuttu ve "Ya! nereye gidiyorsun? Film henüz bitmedi, hem de en heyecanlı yerinde!" dedi.
"Umrumda değil, izlemek istemiyorum. Bana karşı tutum ve davranışların beni rahatsız ediyor. Aslında bakarsan seninle aynı ortamda bulunmak bile beni rahatsız ediyor. Ne zaman ne yapacağın belli olmuyor. Az önce sinema salonunda yaptığın hareketin amacını hala anladığımı sanmıyorum. Eminim sadece alay ediyorsun fakat başka bir şeyse... üzgünüm ama asla!"
"Ne anladın bilmiyorum. Ben sadece eğleniyorum. Unutma sen benim oyuncağımsın ve insanlar oyuncakları eğlenmek için kullanır."
Bunun üzerine cevap veremedim. Çünkü mühürlenmiştim ve ona karşı çıkamayacağımı gayet iyi biliyordum. Aynı zamanda Taehyung'a yakın olmamın benim için daha iyi olduğunu da biliyordum. Gerçekten benimle bir oyuncak gibi oynuyordu ve ne kadar itiraz etmek istesem de gerçek buydu.
Beni eve bırakmayı teklif etti fakat ben elbette kabul etmedim ve yanından ayrıldım.
Taehyung'un ağzından
Kendisi gidebileceğini söyledi fakat içim hiç rahat değildi. Cidden şapşal bir insandı ve bu saatte başına bir şey gelebilirdi.
Ne diyorum ben? Eun Mi'yi düşünmeyi kesmeliyim ama vampir gönlüm elvermiyor işte. Oyuncak ve sahip ilişkisi. En iyisi ona gözükmeden arkasından gitmek ve başına birşey gelmediğinden emin olmaktı.
Arkasından gizlice onu takip ettim. Yolda biriyle karşılaşıp konuşmaya başlayıca durdum ve izlemeye başladım. Okulda bir üst sınıflardan olan Choi Min So ile konuşuyordu.
Yaklaştım ve dinlemeye çalıştım. Duyduğum tek cümle Choi Min So'nun Eun Mi'ye "Yarın müsait misin?"demesiydi.
Ona ne? Yani onu ne ilgilendirir ki?
Eun Mi'nin ağzından
Choi Min So ile birlikte okulda yapacağımız proje ödevi için sözleştiğimiz sırada Taehyung geldi ve beni yanağımdan öperek "Ah, burada mıydın?" dedi.
Doğal olarak şaşırmıştım. Beni öpmek alışkanlık oldu herhalde bunda. Ben ters ters Taehyung'a bakarken Min So da şaşkınlıkla bize bakıyordu.
"Erkek arkadaşın mı?"
Taehyung'la birbirimize bakıp aynı anda konuştuk.
"Evet."
"Hayır!"
Gözlerimi Taehyung'a dikerek "Demek istediği erkek bir arkadaşım. Yani sadece arkadaşım." dedim.
"Hayır. Öyle değil."
Min So halimize bir anlam verememişti. Tabi haklıydı da. Ben bile şu an olup bitene bir anlam veremiyordum.
"Tamam, bu soruyu sormadığımı farzedebilirsiniz."
"Yanlış anladın. Taehyung benim erkek arkadaşım değil."
Bu sefer de şaşkınlıkla bakan Taehyung olmuştu.
"Değil miyim?"
"Değilsin."
"Yani erkek arkadaşınım."
"Evet. Yani. Bir dakika. Hayır!"
"Öyle miyim, değil miyim?"
"Değilsin! Kafayı mı yedin?"
Min So bir Taehyung'a bir bana bakarak "Lütfen durun. Kafam karıştı. Eun Mi sonra görüşürüz." dedi.
"Görüşürüz."
Ve Taehyung da lafa atladı.
"Evet, görüşürüz."
Min So uzaklaşınca Taehyung'a döndüm ve "Bu neydi şimdi? Sevgili olduğumuzu düşünecek." dedim.
"Belki de daha iyi olur."
Bir of çekerek "Eve gidiyorum." dedim.
Kolumu tuttu ve "Hayır, seni eve ben bırakacağım. Ayrıca yarın kimseyle görüşemezsin, işimiz var seninle sevgili oyuncağım. Biliyorsun istediğim her şeyi yapmak zorundasın. Sonunda zarar görmek istemezsin." dedi.
Bunun üzerine sinirlendim ve çıkıştım.
"Sen fazla olmaya başlıyorsun. Annem veya babam değilsin, değil mi? Ayrıca neden Min So ile görüşmemi istemiyorsun? Yoksa kıskanıyor musun?"
"Sanırım sen beni çok yanlış tanımış ve fazlasıyla yanlış anlamışsın. Bir insana, özelliklede senin gibi bir insana karşı asla o tarz şeyler hissetmem!"
"O halde özel hayatıma da karışamazsın."
Taehyung bana aramızda az bir mesafe kalacak şekilde yaklaştı ve "Biliyorsun sen benim oyuncağımsın. Sana istediğim her şeyi yapabilirim. Sen istesen de istemesen de." dedi.
Elinden kurtulurken "Senden nefret ediyorum!" dedim.
"Ben de sana bayılmıyorum zaten! Sadece eğleniyorum seninle. Yoksa dışarda bir sürü güzel kız var. Belki o dar kafan algılamaz ama söyleyeyim. Peşimde yüzlercesi dolanıyor. İstersem onları da oyuncağım haline getiririm ki buna pek gerek yok. Zaten çoktan kendi kendilerine oyuncak olmuşlar. Ben seninle hiç muhattap olmamış olsaydım bile sen de o kızlar gibi peşimde sürünürdür... Sadece seni sinirlendirmek hoşuma gidiyor o kadar. Bu nedenle seni seçtim."
Bunları duyduktan sonra gözlerim dolmuştu. Beni peşindeki sürtüklerle kıyaslamış, hatta bir tutmuştu. Bu fazla iğrençti.
"Hadi ama ağlayacak mısın şimdi?"
Sinirle gözlerimi gözlerine diktim ve "Benden uzak dur!" dedim. Ardından koşarak oradan uzaklaştım.
Normalde Taehyung'un sözlerini pek dikkate almazdım fakat bu söyledikleri ağır gelmişti.
by me & withkof
Sizleri de seviyorum🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Vampire Love | kth
FanfictionGerçek olmadığına kendimizi inandırdığımız varlıklar, gerçekten yoklar mı? • • • • • Yıllar önce yazdığım bir kitap. Çok büyük beklentiye girmeyin. Cringe oluyorsanız okumak zorunda değilsiniz. Sizi diğer kurgularıma davet ediyorum🤗💜