~Arkad'aşk'~

6.1K 491 31
                                    

Uyandığımda yanımda hunharca horlayan ve hâlâ leş gibi alkol kokan bir Taehyung görmeyi beklemiyordum. Odadan çıktım ve annemleri kontrol ettim. Neyseki hala uyuyorlardı. Tekrar odama gidip kapıyı kapadım.
 
Taehyung'u yatakta göremeyince panikledim. Bu sırada ensemde sıcak bir nefes hissettim. Taehyung...

Arkamı döndüm ve "Gözlerin yakından daha güzel görünüyor sevgilim." dedi.

"Taehyung hemen gitmen gerek."

"Ne yani beni kovuyor musun?"

"Hayır, evde anne ve babam var. Seni burda görürlerse hoş şeyler olacağını hiç sanmıyorum. Her seferinde bunu söylememe gerek yok herhalde."

"Peki ama önce beni öpmen gerekiyor."

"Hayır, hemen şimdi gitmelisin."

Bir çocuk gibi inatlaşmaya başladı.

"Hayır. Beni öpmezsen adımımı bile atmam." dedi ve kollarını göğsünde birleştirdi.

"Çok inatçısın." dedim ve yanağına bir buse kondurduktan sonra Taehyung'u iteklemeye çalıştım. Suratıma şaşkınca bakıyordu. Onu itmek imkansızdı. Adeta yere montelenmiş gibiydi.

"Hadi ama, seni öpersem gideceğini söylemiştin. Annem birazdan gelir. Acele etmen gerekiyor."

"Hayalimdeki öpücük bu değildi ama..."

"Bak eğer şimdi gitmezsen bir daha asla görüşemeyiz, yüzümü unutursun, adımı dahi hatırlamazsın."

"O mümkün değil hanımefendi, hatırlatırım... Şimdi gidiyorum ama öpücük işini unutmam. Sen de unutma."

Ardından odadan çıktı. Rahatladım ve pencereyi kapattım. İçerisi hâlâ alkol kokuyordu. Masanın üzerinde duran oda spreyini aldım ve bitene kadar tüm odaya sıktım. Annem bana kızacaktı ama bunun bir önemi yoktu.

~~~

Okula vardığımda sınıfa çıkarken yanıma Jiyong geldi ve "Dün beni dinlediğin için teşekkür ederim." dedi.

"Her zaman Jiyong."

Ailesi ile ilgili problemlerini anlatmıştı. Ailesi geri dönmüş ama vampir olduğunu öğrenince onu yeniden terk etmişti. Onu elimden geldiğince teselli etmeye çalışmıştım fakat bu konularda pek de başarılı olduğumu sanmıyordum.

Biz havadan sudan konuşmaya devam ederken Taehyung öfkeli gözleriyle yanımızdan geçti. Dün yaşananların tekrar olmasını istemediğim için Jiyong'a sınıfa gitmem gerektiğini söyledim.

Sınıfa girdiğimde Taehyung çoktan yerine geçmişti. Yanına oturduğunda sinirli bakışlarını üzerime çevirdi ve "Bir daha o çocuk ile konuşma." dedi.

"Taehyung, erkek arkadaşım olman hayatıma burnunu sokabileceğin anlamına gelmiyor. Arkadaşlarımı ben seçerim, sen değil."

"Peki mühürünün sahibi oluşum? Bu hiçbir şey ifade etmiyor mu sanıyorsun?"

"Biliyor musun bazen aramızda sevgili ilişkisi olmadığını düşünüyorum."

"Neden? Bu nereden çıktı?"

"Sürekli mühürden, oyuncak olmamdan bahsediyorsun. Sanırım bunun ötesine hiçbir zaman geçemeyeceğiz." diyerek asık suratımla önüme döndüm. Taehyung'un iç çekişini duyabiliyordum. Ellerimi tuttu ve beni kendine çevirdi.

"Özür dilerim. Bu hoşuna gitmiyor biliyorum ama beni çileden çıkartıyorsun."

"Nasıl?"

"Seni seven bir adamla arkadaşsın. O adamın seninle ilgili neler düşündüğünü... Her neyse, bu beni yiyip bitiriyor."

"Bunu neden bu kadar dert ediyorsun ki?"

"Sevdiğinin düşmanın olan adamla bu denli yakın olması sana nasıl hissettirirdi?"

"Eğer sevdiğimin de beni sevdiğini biliyorsam ona her koşulda güvenirdim Taehyung."

Aşkla gözlerime baktı ve "Şu an sana sarılmayı deli gibi istiyorum." dedi.

"Olmaz Taehyung. Herkes burada, Jijong'un bunu daha sonra öğrenmesini istiyorum."

"Jiyong nerden öğrenecek ki?"

"Bu okulda biri bir şeyi öğrendi mi herkes öğrendi demek. Bu yüzden şu an olmaz."

"Biliyor musun, bazen Jiyong'dan hoşlandığını düşünüyorum."

Ellerimi çekrim ve "Ne saçmalıyorsun Taehyung?" dedim.

"O zaman neden onun öğrenmesini istemiyorsun?"

"Bana çok yardım etti. Zaten anne babası canını yakmışken bir de ben bunu yapamam. Her ne kadar o benden başka bir şekilde hoşlansa da ben onu arkadaş olarak görüyorum ve seviyorum."

"Fakat o gerçeği öğrenmedikçe bu kavgalarımız sürekli devam edecek. Jiyong'a zarar vermemek için bize mi zarar vereceksin?"

Son sözü beni bir çıkmaza sürüklemişti. Şu an sadece yalnız kalmak ve bunu düşünmek istiyordum. Hızla sınıftan çıktım ve revire gittim. Hemşireye kendimi iyi hissetmediğimi ve dinlenmek istediğimi söyledim.

Yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.

~~~

Uyandığımda karşı yatakta beni izleyen Taehyung'u gördüm. Birbirimize uzun uzun baktık. Ömrümün sonuna kadar böyle kalabilirdim. Bana aşkla bakan bu gözlerin içinde kaybolabilirdim.

"Yine benim yüzümden üzüldün. Beni sevdiğine emin misin?"

"Sana bunu açıklamıştım. Beni üzsen de senden kopamıyorum. Ve inanır mısın, bazen seni kaybetmekten korkuyorum."

"Endişelenmene gerek yok. Beni asla kaybetmeyeceksin, izin vermem."

"Ben bizi seçiyorum Taehyung. Hiç kimse umrumda değil, herkes sevgili olduğumuzu öğrenebilir."

Taehyung da ben de doğruldum. Taehyung yanıma oturdu ve beni sıkıca sardı. Kokusunu seviyordum. Aslında her bir hücresini ayrı seviyordum.

Taehyung elimden tuttu ve beraber okul bahçesine çıktık.

"Herkes beni dinleyebilir mi?!"

Onun aksine sessizce "Ne yapıyorsun?" dedim.

Pek umrunda olmamıştı sorum. Bana bakarak konuşmayı sürdürdü:

"Bu kız benim her şeyim. Onu her şeyden çok seviyorum!"

Sözlerini bitirdiğinde kollarıyla bedenimi sardı. Jiyong öğrenmişti fakat şu an bu umrumda değildi.

Sevdiğim adamın kollarında sevildiğimi hissediyordum. Bundan daha önemli bir şey olduğunu zannetmiyorum. Üzgünüm Jiyong, ben aşkı seçiyorum.

by me & withkof

사랑해♥️

My Vampire Love | kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin