Dersler sona ermişti ve günün bitimine az kaldığı için seviniyordum. Hırkamı yine belime bağlayıp çantamı da alıp kızların yanına gidecekken Taehyung beni belimden tuttu ve kendine yaklaştırdı.
"Beni beklemeden nereye gidiyorsun baş belası."
Taehyung ile aramızdaki mesafe çok azdı. Bana sırıtarak bakıyordu. Ben tekrar önümü döndüm ve hemen gitmem gerektiğini söyledim. Hâlâ biraz utanıyordum.
Hızlıca Ga In ve Ga Yeon'un yanına gittim. Okuldan çıkmış yürüyorduk ki birkaç erkeğin bana baktığını fark ettim. Tedirgin olmuştum ve bu yüzden adımlarımı hızlandırdım.
Ga In aniden çıkıştı.
"Eun Mi biraz yavaşlasana."
"Nasıl yavaşlamamı bekliyorsun, herkes bana bakıyor."
"Bir şey olmaz, hem sadece bakıyorlar."
"Ne diyorsun? Sadece bakmaları bile yeterince kötü."
"Tamam tamam. Şurdaki ara sokaktan gideriz. Hem kestirme yol orası."
"Peki, tamam."
Ga In ve Ga Yeon evlerine gelmişlerdi. Bana beni bırakabileceklerini söylediler ama kabul etmedim.
Yürürken arkamdan birinin geldiğini hissettim. Arkamı döndüğümde kimse yoktu ama ben birinin her adımımda bana daha çok yaklaştığında emindim. Adımlarımı hızlandırmış tam gidiyorken bir el beni tuttu ve duvara yasladı. Bu Jiyong'du.
Perişan bir halde bana baktı ve "Eun Mi, neden artık benimle konuşmuyorsun? Arkadaş bile kalamayacak mıyız?" dedi.
"Hayır, saçmalama. Tabi ki arkadaşız."
"Peki neden o zaman beni görmezden geliyorsun. Varlığımı bile unuttun."
"Hayır unutmadım. Seni asla unutamam. Sen her zaman yanımda oldun."
"Ben yanında oldum ama sen pek benim yanımda olmadın doğrusu. O Taehyung'a karşı seni hep korudum ama sen gittin ona aşık oldun. Canımı da en çok bu yaktı zaten."
"Bak, üzgünüm ama ben seni sadece arkadaş olarak görüyorum. Daha fazlasını bekleme Jiyong."
"Bana bir şans versen. Sadece bir şans."
"Hayır, olmaz. Ben Taehyung'u seviyorum, lütfen anlamaya çalış. Kendini çok kötü hissettiğini biliyorum."
"Peki, bana bir kere seni seviyorum der misin? Söz veriyorum bundan sonra seni rahatsız etmeyeceğim. Sadece bunu bir kere olsun senin ağzından duymak istiyorum."
"Elbette, sen benim arkadaşımsın."
Taehyung'dan
Eun Mi'yi eve gittiğinden emin olmak için takip ettim. Boş bir sokakta durmuş Jiyong ile konuşuyorlardı. Pozisyonları pek hoşuma gitmemiş olsada sakinliğimi korumaya çalıştım.
Ne konuştuklarını duymak için daha yakın bir yere geçtim ve duyduklarım beni şok etti. Umarım bu bir rüyadır veya bir kamera şakası. Çünkü Eun Mi Jiyong'a onu sevdiğini söyledi ve sarıldılar.
Her ikinizi de yaptığınıza pişman edeceğim. Yalnızca bekleyin. Şu an hissettiğim acının kat be kat fazlasını hissedeceksiniz.
Eun Mi'nin ağzından
Seni seviyorum dedikten sonra Jiyong bana sarılmıştı. Onu ittirmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim. Ona kaba davranamazdım. Ben Taehyung'dan korkarken tek koruyucum oydu. O benim için farklı şeyler düşünse bile iyi bir dosttu.
~~~
Eve kadar beni Jiyong bırakmıştı. Sokakta bu kadar erkek varken yalnız gidemezdim zaten. Jiyong gittikten sonra eve girdim ve odama çıktım. Bir an önce üzerimdeki şu etekten kurtulmak istiyordum.
Bu sırada Taehyung içeri girdi. Tanrıya şükür üstümdekini hala çıkarmamıştım. Taehyung'a gülümseyerek baktım ama o bana öfkeyle bakıyordu. Sabah olanlar için hala sinirli miydi ki?
Komodinin üzerinde duran anahtarımı aldı ve odanın kapısını kilitledi. Üstüme doğru gelmeye başladığında korkmuştum. Uzun süre sonra ilk defa böyle hissediyordum. Beni öldürmek ister gibi bakıyordu. Geri geri giderken duvara çarptım.
Kekeleyerek "Taehyung ne yapıyorsun? Beni korkutuyorsun." dedim fakat o üzerime gelmeye devam etti.
"Ne mi yapıyorum? Beni kandıran birinden intikam alıyorum!"
"Neden bahsediyorsun?"
Bir anda elini boğazıma geçirdi ve "'Seni seviyorum.' Bunu daha kaç kişiye söyledin?! Bu kadar kolay bir cümle mi senin için?"
"Taehyung canımı acıtıyorsun. Açıklayabilirim."
Boğazımı daha fazla sıkarak "Açıklayabileceğin bir şey olduğunu sanmıyorum. Her şeyi gördüm. Benim o görüntüyü gördüğümde ki acının binlerce katını yaşatacağım her ikinize de." dedi.
Konuşamıyordum, nefesim kesiliyordu. Gözümden bir damla yaşın düşmesiyle Taehyung'un gözlerindeki alev söndü bir anda.
"Neyden bahsediyorum ki ben? Ufacık göz yaşın bile canımı acıtıyor. Şu aptal kafadan seni kolay kolay çıkaramayacağım kesin... Kafamdan başka gidecek yerin yok mu? Acı çekmeni istiyorum. Ama aklımı, durmuş kalbimi... baştan aşağı tüm bedenimi ve ruhumu ele geçirmiş durumdasın. Belki sana büyük bir acı çektiremeyeceğim ama emin ol, o Jiyong denen piçin hayatını karartacağım. Kimse beni aptal yerine koyamaz!" diyerek laflarını bitirdi ve odadan çıktı.
Eğildim ve dizlerimi kendime çektim. Sadece sessizce ağlıyordum. Bu gün lanetli bir gün olmalıydı. Çünkü her şey alt üst olmuştu. Her şey...
by me & withkof
Umarım beğenmişsinizdir.
Sizi seviyorum!🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Vampire Love | kth
FanfictionGerçek olmadığına kendimizi inandırdığımız varlıklar, gerçekten yoklar mı? • • • • • Yıllar önce yazdığım bir kitap. Çok büyük beklentiye girmeyin. Cringe oluyorsanız okumak zorunda değilsiniz. Sizi diğer kurgularıma davet ediyorum🤗💜