Sabah normalden erken kalkmıştım. Bu yüzden Vampir Rehberi'ni tekrardan okumaya başladım.
"Bir vampirin bir vampiri mühürlemesi evlenmesi anlamına gelirken bir insanı mühürlemesi birçok farklı şeye sebep olabilir." diye devam ediyordu.
Ben okumaya devam ederken Hae Jin kahvaltıya inmem için bana seslendi. Ben de aşağı indim.
~~~
Okula geldiğimde Jiyong yine kapıda bekliyordu.
"Günaydın Eun Mi!"
"Günaydın."
"Dün Taehyung geldi ve benim sorum da güme gitti."
Bir şeyler yapıp yapamayacağımızı sormuştu.
"Aslında bakarsan ben de Taehyung hakkında seninle konuşmak istiyorum. Çıkışta bir kafede konuşabilir miyiz?"
"Elbette."
Daha fazla konuşmadan sınıfa çıktım. Sırama oturduğumda Ga In hemen arkasını döndü ve "Hayırdır Eun Mi, Jiyong'la bu aralar pek bir yakınsın." dedi.
"Ne var yani? Sadece aslında o kadar da kötü biri olmadığını anladım."
Bunu dememle Ga Yeon hayretle arkasını döndü.
"Ciddi misin? Jiyong. İyi bir insan olmak. Kelimeleri bile yan yana getirince bir garip oldum."
Zaten insan değil.
"Evet zamanında çok kötü şeyler yaptı ama insanlar değişebilir. Jiyong da bir süredir değişmeye çalışıyor. Ve bence bunu başarıyor da."
Buraz düşündü ve "Aslında haklı olabilirsin. Yaklaşık bir aydır neredeyse hiçbir şey yapmadı." dedi.
Ga In de bunu onayladı.
"Bence de. Hatta garip ama geçen gün kütüphanede temizlik yaparken kitaplıklardan biri az kalsın üstüme düşüyordu. Bu sırada Jiyong hızla, hatta fazlaca bir hızla, geldi ve buna engel oldu."
"Şimdi anladınız sanırım. Sadece iyi Jiyong ile dost oldum."
Beraber "Anladık." dediler ve önlerine döndüler.
Sanırım bugün Taehyung gelmeyecekti. Hoca derse girdi ve o hala yoktu. Sonunda kendimi eskiden olduğu gibi rahat hissediyordum.
~~~
Öğle teneffüsü olduğunda keyfim yerinde olduğu için spor salonuna indim. Basketbol oynamayı severim ve diğer insanların aksine bunu stres atmak için yapmam. Çoğunlukla keyfim yerinde olduğunda oynarım.
Yalnız başıma oynarken bir anda iki kol arkadan belimi sardı ve bu beni ürküttü.
Kulağıma fafifçe değen dudaklar ve ensemde hissettiğim soğuk nefes ile bunun Taehyung olduğunu anladım. Ve bu korkumu kat be kat arttırdı.
"Nasılsın oyuncak? Okula gelmediğimi sandın ve kendini kötü hissettin, değil mi?"
Alay edercesine çıkan sesi beni fazlasıyla sinirlendirmişti. Ani bir hareketle kollarından kurtuldum ve "Aksine çok mutlu oldum." dedim.
Bu cesaret nerden geliyordu bana, inanın ben de bilmiyorum. Taehyung alaycı bir kahkaha attı.
"Çok asisin sanırım. Fakat bir vampirin umrunda olmayacağını düşünecek kadar aklın yok. Bir de okulun en başarılı öğrencisiyim diye geçiniyorsun. Bu cesaret nerden geliyor?"
"Ne istiyorsun Taehyung?"
"Yanlızca biraz eğlenmek."
"Ben bir eğlence aleti değilim!"
Ben sesimi yükseltmeme rağmen o hâlâ çok sakindi.
"Yanılıyorsun. Sen benim yeni oyuncağımsın."
"Siz vampirler insanları oyuncak olarak mı görüyorsunuz?"
"Evet. Bazen yiyecek bazen de oyuncak."
Gözlerimi sinirle kırpıştırdım ve "Peki biz sizi ne olarak görüyoruz biliyor musun? " diye sordum.
"Yakışıklı, karizmatik, seksi? Filmlerinizde hep öyle oluyoruz."
"Hayır. Size sadece katil, canavar ve yamyam gibi terimler yakışır! Benim gözümde şeytan ile eş değersin!"
"Öyleyse neden Jiyong ile bu kadar yakınsın?! Bir şeytana bu kadar yakınlık senin için normal mi?!"
"Gerçekten Jiyong ile kendini bir mi tutuyorsun? Jiyong benim dostum."
"Bir canavar ile, bir katil ile... Dur ya da... Bir şeytan ile dostluk kuruyorsun, öyle mi?!"
"Her zaman ufak istisnalar vardır Taehyung. Jiyong ise bu istisna. Değişmek için çaba sarf ediyor."
Taehyung'un gözleri ateş saçıyordu. Beni kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Bir dakika ne?!
Bir süre yaşadığım şokun etkisiyle donakaldım. Daha sonra Taehyung'u ittirdim ve bir tokat attım. İnanılmaz sinirliydim. İlk öpücüğümü bu kaçığa mı vermiştim?! Bunu nasıl yapabilirdi?
Ben sinirle spor salonundan çıkarken konuştu:
"Jiyong'a bu detayı da anlat. Eminim hoşuna gidecektir."Pis kahkahasını işitirken hızla orayı terk ettim.
~~~
Okul çıkışı Jiyong ile kafeye gittiğimizde bu gün olanları ve Vampir Rehberi'nde okuduklarımı anlattım.
Jiyong kaskatı kesilmişti. Gözlerindeki endişe ile konuşmaya başladı:
"Eun Mi... Taehyung seni öptü. O seni mühürledi. Boynunda bir işaret var. Bunu silebilecek tek kişi ise Taehyung."Refleks olarak elimi boynuma attım ve "Nasıl yani? Bundan sonra Taehyung'a ait gibi bir şey miyim?" diye sordum.
"Ne yazık ki. Ya sen vampir olacaksın ya da o ölecek. Bir ihtimal de seni kendisi bir büyü ile bırakacak. Başka türlü bu mühürden kurtulamazsın. İlkinin olmasına izin veremem. Son seçeneği de Taehyung'un asla yapmayacağına eminim. O yüzden bu pislik herifi öldüreceğim. Nasıl olacak bilmiyorum ama bir şekilde başaracağım."
Ben bir mal değildim ve bu pislik Taehyung'un yaptığı da neydi şimdi?! Lanet olsun!
Uzun bir sesizlikten sonra eve gitmem gerektiğini söyledim ve kalktım. Eve bırakmak istedi ama müsade etmedim.
Yolda ilerlerken aniden karşıma Taehyung çıktı.
"Her şeyi öğrendin. Şimdi inandın mı gerçekten bana ait olduğuna?"
"Neden bunu yaptın? Ben sana kötü ne yaptım ki?"
İstemsizce göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Taehyung baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi ve "Hadi ama ağlamana gerek yok. Yalnızca intikam almak istiyorum. Jiyong benim en değerlimin, dedemin, ölümüne sebep oldu. Bana şükretmeli ki ben onun yalnızca en değerlisinin benim olmasına neden oldum. İnsaflıyım yani. Ayrıca seni buna alet ettim ve bu böyle devam edecek üzgünüm." dedi.
Ardından hızla gitti.
~~~
Odama girdim ve bedenimi yatağa bıraktım. Nasıl bir şeye alet olmuştum böyle?! İlk defa ben olmaktan nefret ediyordum.
by me & withkof
Umarım beğenmişsinizdir.
Sizi seviyorum🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Vampire Love | kth
FanfictionGerçek olmadığına kendimizi inandırdığımız varlıklar, gerçekten yoklar mı? • • • • • Yıllar önce yazdığım bir kitap. Çok büyük beklentiye girmeyin. Cringe oluyorsanız okumak zorunda değilsiniz. Sizi diğer kurgularıma davet ediyorum🤗💜