Gözlerimi açtığımda dışarıdan fazlasıyla kulak tırmalayan sesler geliyordu. Sanki... sanki... Bilemedim. Çok karmaşık sesler var. Kendi evimden tanıdık olan sesler. O an umutla ayağa kalktım. Camdan dışarı kafamı uzatıp baktım. Hayal kırıklığına uğramıştım çünkü burası benim evim değildi. Daha sonra olanlar aklıma geldi. RQUEMin o şiddetli sarsıntısı sırasında kafamı bir yere çarpmış olmalıyım.Elime sonik kalemimi alıp dışarı çıktım.
Yaklaşık bir saattir dolaşıyorum ve kalabalıktan kurtuldum. Birde yanıma sülük gibi bir kız yapıştı. En sonunda susma yeminimi bozarak sordum; Burası neresi? Galaksi, gezegen, şehir belirt.
Soruma bir kahkahayla cevap verdi. Neyin bu kadar komik olduğunu anlamak için yüzüne tip tip baktım.
"Sen ciddisin." dedi gerilerek. Onaylaması gerek duymadığım için gözlerimi devirdim . "Samanyolu Galaksisi Dünya Gezegeni İSTANBUL Şehri." Sonra sırıttı.
"Diliniz ne?"diye sordum. Harbiden kaçık gibi baktı suratıma yinede cevapladı. "Umarım benimle dalga geçmiyorsundur. Türkçe konuşuyoruz Türkçe." Durdum ve idrak etmeye çalıştım.
Türkçe denilen dili duymuştum sadece benim gezegenimde konuşulan dile çok çok yakın bir dil. Nasıl olduğunu anlamaya çalıştım. İlk defa RQUEM tercüme etmeden kendim anlayabiliyordum. Birden dizlerim kesildi ve oturma ihtiyacı geldi.
Oturduğumda gözümden hızla anılar geçti. Annem ve babamdı gördüklerim. Anıların bitmesini bekledim. Sonra gözlerimi açtım. Ben bir yıldızın çocuğu olduğum için anne rahmine düştükten sonra herseyi anı olarak aklıma kaydederim. Annem ve babam birşeylerin ters gitmesi ihtimaliyle burdaki insanlara benim dilimi öğretmiş. Gözlemi kırpıştırıp kıza baktım. Ellerini birleştirmiş açıklama bekliyordu. Hiç birşey demedim. Sonra ona ilk sormam gereken soruyu sordum." Neden peşimi bırakmıyorsun? "
Gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı. " Ailem beni zorla evlendiyor."dedi birden. O sırada üzerinde ki beyaz kabarık elbiseye baktım. "Bu ne?"diye sordum gözlerimi kısıp elbiseye tuhaf bakışlar atarak. Bunu da bilmiyor olamazsın der gibi yüzüme baktı. Omuz silktim. "Gelinlik deniyor buna."dedi canı sıkkın bir şekilde.
Sonra yere oturup ayakkabıları çıkardı. Ağlamaya başladı. "Herkes bunu en mutlu gününde giyer."dedi. Bende ona aldırmayıp "Gözün" dedim. "Siyah oluyor."
Demek istediğimi anlamadan yerden kalkıp camdan yansımasına baktı. "Biz buna makyaj diyoruz. Akınca böyle oluyor."dedi gülümsemeye çalışarak.
"O zaman normal haline dönsen iyi olur." dedim. Çünkü bu haliyle fazlasıyla melezlere benziyordu. Bu sözümle gelinlikten bir parça kopartıp yüzünü sildi.
Arkamı dönüp kalabalıkta yürümeye başladım. Kolumdan tuttu. Saçma saçma sırıttı. "Bizden değilsin değil mi?"dedi. Başımla onayladım. "Uzaylılar var biliyordum" dedi sevinçle. Sonra adımı sordu. Evren diye kestirip attım. Elini uzattı sıktım. Memnun olmuş bir hâli vardı. "Bende Okyanus."dedi. Ona aldırmadan devam ettim bir an önce RQUEMi tamir edip gitmeliydim. Dünya denen gezegen hakkında çok az bilgiye sahibim. Sadece bana kendi gezegenimi anımsatıyor. Tabi burda ağaçlarda RQUEMlerin olmadığı kesin. Neyse ki RQUEM in oraya gelip içeri girdim. İçi kesinlikle dışıyla alaksızdı. Arkamdan kapı açıldı. İçeriye girene baktığımda şaşırmıştım. Buraya benden başka kimse giremezdi. Ne arıyorsun demeye kalmadan bayıldı. Gözlerimi kapatıp düşmediğini ve bana doğru yürüdüğünü düşündüm. Kısa süre sonra bacaklarımda birinin başını hissetmiştim. Gözümü tekrar açtım. Bu kız canımı sıkmaya başlamıştı. Başım ağrıyordu sanırım bu yeteneklere alışamam uzun sürecek.
Uyandığımda karşımda oturup beni izleyen birini gördüm. Benimle gelmekle ilgili bir şeyler zırvaladı. Onu kapı dışarı edip RQUEMi hareket ettirmeyi denedim. Onu almak gibi bir niyetim yoktu. RQUEM ilk başta yok olmaya başlamıştı hissediyordum ancak içerde -RQUEMin damarlarında-bir ses dolaştı onu almadan gitmen mümkün değil dedi. Ne olduğunu anlamadan kapı tekrar açıldı ve Okyanus tekrar içeri girdi.
"Beni almadan gitmeyeceğini biliyordum."dedi ve sarıldı. Boş ifademle ona baktım. Dua ediyordu. İşin ilginç kısmı benimle aynı dine mensuptu yani aynı din değil tabiki ama benim dinime benziyordu canlılar ve etnik dini bilgiler dersinden hatırladığım kadarıyla Müslümandı. Bir şey anlamadım ama öğrenirim elbet.
Benden ayrılıp sırıttı. Gözümle alt kata inen ana merdivenleri işaret edip konuştum. "Git aşağıda benim kıyafetlerimden giy." Başını sallayıp aşağıya indi o sırada RQUEM cebimdeki kalemi yerine çekti.
Aşağıdan pantolon ve T-shirtle çıkan Okyanus'a baktım. "Aşağıda nasıl oldu da bunları buldun burda sadece benim kıyafetim vardı."dedim. Sözlerim şaşkınlık doluydu. Bu iş gitgide karmaşıklaşırken. Birden bir cızırtı dikkatimi çekti. Ve arkasından babamın sesi.... İyide bu... imkansız.
Yanlışlık olmasın belki anlamışsınızdır ama Evren erkek. Neyse hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVREN LORDU
Science FictionHer şeyini kaybetmiş bir genç adam... Ve onun evrenine kendini kaptırmış bir kız... Evrenin bir köşesinde sessizce canlanmayı bekleyen mitolojik yaratıklar... He birde unutmadan koskoca evreni ayakta tutan küçük bir RQUEM....