Artık RQUEMin sarsıntıları beni bunaltmaya başlamıştı. Bu kadar sarsılıp bozulacak bir araçsa neden bunu kullanıyoruz ki? Acaba bunu toprağa gömsek kaç yıla yeni bir RQUEM ağacı olarak çıkar?
Ne diyorum ben ya kafamı sallayıp düşündüklerimi boşvermeye çalıştım. Okyanus epey panik olmuştu. Çünkü çok fazla sarsılıyordu. Sanki bir dolmuş şoförü gülüyor da göbeği sallanıyor gibiydi. (Bu benzetmeler hep Okyanus'tan bulaştı.)
Yok yok bende bir şey var sağlıklı düşünemiyorum. Tam kafamı yukarı kaldırdım ki... Allah'ım bu inanılmaz. Takvim resmen ilerlemişti. Bilin bakalım kaç gün ilerledi. Tabi ki iki gün ilerledi. Demek ki babam beni çabuk görmek istiyor. Tabi adam zaman lordu olunca pekte zorlanmadı anlaşılan.
RQUEM durmuştu. Ama tamamen durmuştu. Bu biraz sorun teşkil ediyor diye düşünürken yere indiğimizi anladım. Tam Okyanus'a seslenecekken... Harbiden delirmem olasıydı. Hiç bilmediğin bir gezegendeyiz değil mi? Bir dur bir sor çıkalım mı? Ama yok olur mu Okyanus hanım durmaz çıkar.
Neyse ki bunları düşünürken bende çıkmıştım. Okyanus'un elini tutup yürümeye başladım. Babam buralarda olmalıydı onu hissediyordum.
"Birini mi arıyorsun ufaklık?"dedi o ses tonuna hayran olduğum babam. Tam arkamı döndüm. Minicik dudakları gülmekten gerilmişti ki birden koşup sarıldım. Çok fazla özledim onu. Sadece bir resmi vardı ve o halinden hiçte farklı değildi. Zaman Lordları da rejenerasyon yaşar ama babam bir kere bile değişmeden ölmeye çabalıyor galiba.
Babamdan ayrılınca Okyanus'a baktım. Yine ağlıyordu. Ne olmuş olabilir ki? Daha önemlisi babamı nereden tanıyor diye düşünürken babam yanına oturdu. "Ağlama."diye fısıldadı. Okyanus dudaklarını oynattı. Sonra sustu ama çok uzun sürmeden konuşmaya karar vermiş olacak ki "Bu sefer mutluluktan. Yemin ederim. "dedi. Bende boş gözlerle onu izledim.
Ben babamı bebeklikten beri görmüyorum ağlamadım. O ne diye ağlıyordu ki? Babam açıklama istediğimi anlamış olacak ki bana baktı " Her şeyin sırası var Evren, anlatacağım."dedi huzur dolu sesiyle. Annem sırf sesi için bile babamla onlarca insana karşı gelmiş olabilir. Bir çok ırk babamın mertebesi yani gerçek bir lord oluşundan kaynaklı olduğunu iddia etse de çoğu annemin bir prenses olduğunu bilmiyor. Babamın sesi kusursuz hiç bir pürüzü olmaya nadir seslerden. Ben o kadar anlatabiliyorum.
Babam bizi alıp evine götürdü, ya da küçük sarayına mı demeliyim? İçeri girdiğimde ne oldu anlamadım. Okyanus babam ve içerde ki bir kaç kişi daha mutlu yıllar diye bağırdı. Neydi ki bu? Biz Müslüman değil miydik? Yada bu din konusunda çok sıkı yetiştirilmemizden mi kaynaklı? Bilmiyorum.
"Noel değil Evren sadece yılbaşı."dedi aklımı okumuş gibi. Başımı sallayıp oturdum. Nasıl oluyordu da Okyanus her şeyi bilirdi.
****************
Muhteşem bir yemek ziyafeti sıcak bir duş aldıktan sonra huzurla babamın yatağına yattım.
Erkek çocukları anneye düşkün olurdu. Ama annem ben doğarken öldüğü için anneme karşı hep suçluluk duyarım. İçeri babam girdi o sırada
"Naber benim yakışıklım?"diyip göz kırptı.
Yüzüme yalandan bir tebessüm koyup "Ne olsun Lordum aynı."dedim. Ama tabiki anlamıştı.
"Ahh berbat bir oyuncusun Evren. Umarım hâlâ kendini suçlu hissettiğini söylemezsin. "
Bunu biliyordum ama yinede babam söylemese iyi olurdu. "Hissediyorum. Çünkü öyle. Ben olmasaydım ne olurdu biliyor musun? Sen ve annem daha mutlu olurdun. Daha çok zaman geçirirdin."dedim ve gözümden bir damla yaş aktı. Onu da elimin tersiyle silip dik durmaya çalıştım.
Belki bir erkek olarak ağlamamam gerekirdi ama o babamdı. Ben ondan duygularımı saklamazdım. Babam bana baktı uzun uzun... Bu kadar duygusal olmama şaşırdı yada şaşırmadı yüzü asla ifade belli etmiyordu.
Babamla hiç görüşmesemde(çünkü o kendi gezegeninden çıkamaz. Ne kadar lordları olsa da onunda uyması gereken kuralları var.) hep mektuplarını okurdum. Nerede ne tepki verdigimi bilirdi. Bazen bana mektup yerine ses kayıtları gönderirdi.
Ben böyle düşünürken babam annemle birlikte çekilmiş bir fotoğraf gösterdi. O gerçekten çok güzeldi. "Büyülü gibi değil mi?"dedi. Haklıydı. Çok fazla güzeldi. Ve ben onu öldürdüm. Hemde doğarak. Şu an kendimi asmak istiyorum ama bu ihtimal beni korkuttu gittiğim yere uğursuzluk götürdüğüm için belki onu orada da kaybederim. Ve kafamda bir soru daha oluştu. Peki ona babamdan önce kavuşmam ne kadar doğru olur?
Babam konuyu değiştirdi. Yine düşüncelerimi okur gibiydi. "Bir tek sen kaldın değil mi?"dedi. Başımla onayladım. RQUEM son zamanlarda da değişikti. Tam ses kayıtlarını sormak üzereydim ki"2 ay boş boş uzayda durunca bir sorun olduğunu anladım. Ses kayıtlarını da aktif hâle getirdim. O kadar süre uzayda durunca RQUEM de yoruldu haliyle."diyerek yine susmamı sağladı.
Sonra tekrar söze girdi"Sanırım artık açıklama zamanı Okyanus'u da al gel."dedi ve gözlerini kapattı. Nasıl anlatacak merak ediyordum. "Hiçbir şey tahmin ettiğin gibi değil."dedi ve beni yine susturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVREN LORDU
Science FictionHer şeyini kaybetmiş bir genç adam... Ve onun evrenine kendini kaptırmış bir kız... Evrenin bir köşesinde sessizce canlanmayı bekleyen mitolojik yaratıklar... He birde unutmadan koskoca evreni ayakta tutan küçük bir RQUEM....