Ne olduğunu anlamaya çalışırken elimi kapıdan çekmek aklıma geldi. Ellerim yapışkan ve terliydi. Tekrar RQUEM'in içine yönelip Okyanus'a seslendim RQUEM'in bir özelliğini kullanacaktım ve bunu iki kişi yapabilir."Şimdi ellerini önündeki balçık gibi duran kısma daldıracaksın ve babamı hayal etmeye başla ardından."deyip emrini verdikten sonra aynı işlemi yapmaya başladım. Bir süre sonra RQUEM muhteşem sesini çıkartarak harekete geçmeye başladı. Emin değilim ama doğru yaptığımızı umuyorum. O sırada zihnimde babamla geçirdiğim son günler geçerken RQUEM yere iniş yaptı.
Tahmin ettiğim gibi babam kendini korumaya alacak bir köşe bulmuş ve oraya yerleşmişti. RQUEM'in durmak bilmeyen alarmlarından anladığım kadarıyla da ağır bir zararımız vardı. Benim muhteşem yetenekli kalemim bile sesini soluğunu kısmıştı. Onu olduğu noktadan alıp kapıya doğru tuttum açıkçası elime yapıştığı andan beri pek dokunmak istemiyordum. Kalem ince, kısık ve vızıldamaya benzer bir ses çıkararak kapıyı açtı. Dışarı adım attığımda babam neye uğradığını şaşırdı düzgünce konuşamıyor kekelemeye başlıyordu."E-e-vren gitmelisin O-o-okyanus'u da alıp git çü-çü-çünkü gezegenimiz eriyor."dedi parça nefeslerinin arasında. Ama anlamıyorum neden bunu söylemek yerine bizimle gelmiyordu ki. Merakıma pek dayanamayıp sordum."Iyi de neden? Seni de götürebiliriz bizimle gel." Bana bakıp hafifçe gülümsedi sonra tekrar konuştu sesi bu sefer daha iyiydi."Çünkü bu bir lanet Evren eğer şimdi giderken benide götürecek olursanız lanet sizi takip eder. Merak etme şu an ölmüyorum. Sadece bedenim eriyor başka bir noktada tekrar varolmaya başladık bile ama RQUEM buraya ait değıl o tekrar oluşmaz... sizde öyle..."dediğinde neye uğradığımı anlamadım."Ama"dedim "neyin laneti bu?" Tekrar yüzü asıldı anlaşılan tereddüt ettiği bir şey vardı. Ama tereddütü onu susturmadı aksine sesi tok çıkmıştı."Gündüzü gece tutmanın laneti Evren şimdi buradan çıkıp gidiyorsun. Tekrar görüşeceğiz."Neredeyse sinirden patlayacaktım önce annemi kaybettim şimdi babamı göremeyeceğim. Uğursuz olduğum konusunda neredeyse eminim artık. Ama kafam karışmıştı babam bunun sorun olmayacağını söylemişti bir kaç saat içinde yasa değişmiş olamazdı sanırım yada babam yalan söylemiş olamazdı bunlar benim için imkansız iki olay iyice düşünmeliyim ama şu an değil diyerek kendime geldim.
Babam neredeyse sıvı hale geçecekti ama hâlâ gülümsüyordu."Söz veriyorum baba seni tekrar bulacağım söz veriyorum!"diye bağırdığımda babam gitmişti. Dediklerimi duydu mu bilmiyorum ama ben sözümü tutacağım.
Arkama dönüp baktığımda RQUEM berbat gözüküyordu, Okyanus ise benim halime üzüldüğünü belli etmemeyi deniyordu. Ama anladığıma göre pek başarılı değil. Elimdeki kalemi tekrar RQUEM'e doğru uzattım. Kapının eridiğini izlemek istemiyordum çünkü. Okyanus'u elinden tutarak içeri çektim arkamızdan kapi zorda olsa kapandı. RQUEM artık can çekişir gibi sesler çıkarırken kalemi bölmesine koyup enerjinin RQUEM'e dağılmasını izledim. Sonra arkamı dönerek son kez Okyanus'a baktım. Camdan dışarıya bakmamak için alt kata iniyordu.
Aldığım kararın doğruluğuna inanarak önümdeki kolu çektim ve koordinatları girdim. Üzgünüm Okyanus ama benimle kalamazsın.
Kısa ve üzüldüğüm bir bölüm ama bir tür geçiş bölümü oldu bu . Uzun bir araydı farkındayım ama şimdi döndüm lütfen beğenmediğiniz kısım varsa yorum olarak belirtin. Bu arada bir soru soracaktım size sizce Evren gerçekten Okyanus'u bırakmalı mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVREN LORDU
Science FictionHer şeyini kaybetmiş bir genç adam... Ve onun evrenine kendini kaptırmış bir kız... Evrenin bir köşesinde sessizce canlanmayı bekleyen mitolojik yaratıklar... He birde unutmadan koskoca evreni ayakta tutan küçük bir RQUEM....