EVREN LORDU

EVREN LORDU 12.BÖLÜM

Gözlerimi açtığımda Okyanus'un yanımda olmayışına şaşırdım. Genelde erken kalkan duşunu alıp diğerini uyandırma görevini üstlenirdim. Ellerimi mavi çarşafların üzerine koyarak yataktan çıkmayı başardım. Ellerimle gözlerimi ovalayarak odadan çıktım. Biraz fazla ovalamanın etkisiyle olsa gerek dengem dağıldı ve kapının girişine omzumu çarptım. Hafif şekilde inleyerek yoluma devam ederken bir elimlede omzumu ovalıyordum. Karşısında durduğum açık kahverengi ahşap kapıyı diğer omzumla iterek ıçeri girdim. Aynanın karşısına gectiğimde yansımama bakıp yüzüme hızlıca su çarptım. Saçlarımı ellerimle düzeltip yan taraftaki yeşil renkli kapıyı açtım. Içindeki eşyalardan elime gelen siyah ceketi ve siyah kotu alıp diğer kapağı açtım oradanda üstüme beyaz önünde Zelyut yazısıyla özgür yazan kazağı aldım. Kapakları kapatıp üzerimi giyindikten sonra tekrar yattığım odaya gelip çarşafları toplayıp yerine yine mavi tonlarında olan başka bir takım serdim. Odadan çıkarken hızlı bir şekilde göz gezdirdim ve hafif u şeklinde olan merdivenlerden yukarı çıktım. Okyanus hâlâ ortalıkta gözükmüyor ve canımı sıkıyordu. O sırada ellerimi ortadaki konsolun üstünde gezdirmeye başladım. Parmaklarım girintiler çıkıntılar ve balçık kıvamında ki zemini dolaşırken gözüme çarpan yeni sonik kalemi elime alıp inceledim. Sıradan bir kalemden farkı yok gibi dursada yapamayacağı pek bir şey yok gibiydi. Tekrar merdivenlere yaklaştığımda hemen yan taraftaki koridorlardan birine yöneldim. Her kapının yanında başka bir merdiven her merdivenin sonunda yeni bir koridor başlıyordu. Bildiğim şey şu ki RQUEM'in içi sonsuz odaya, koridora ve merdivene sahipti. Loş ışıkta yürümeye devam ederken gözüm yeşil renkteki kütüphane kapısının aralığına takıldı. Muhtemelen Okyanus'u sonunda bulmuştum. Kapıyı parmaklarımın ucuyla ittirip içeriye girince kendini okuduğu kitaba fazlasıyla kaptırmış varlığımdan haberdar olmayan Okyanus'a doğru ilerledim. Omzuna elimi dokundurunca yerinden sıçradı bana döndüğünde ise gözlerinin dolduğunu farkettim. "Evren, gezegenine neden bunu yaptılar? Ne olduda yok ettiler gezegenini?"dedi biraz ürkerek. Bu soruyu sorduğunda okuduğu kitabın Zelyut gezegeninin kendi kitabı olduğunu anladım. Zelyut gezegeninin kendine has bazı özellikleri vardı. Bugüne kadar kimseye anlamadığım şeylerdi bunlar. "Zelyut gezegenimin ismiydi. Orada biz Evren Lordları yaşardık. Yüzyıllardır aynı kralla idare edilir, aynı tip giyinir, gerekirse aynı cümleleri söylerdik. Orada yıldızlar ve zaman lordlarının çocukları yaşardı. Ilk evren lordunun kral olduğu iddia edilsede kimse bu konuda net bir bilgiye sahip değildi. Kullandığımız dil zelce olmakla birlikte alfabemiz Zelyut alfabesiydi genellikle içiçe geçmiş geometrik şekillerle oluşturulmuş hoş bir alfabeydi. Ben doğana kadar yıldızlar ve zaman lordlarının aşık olmaları, çocuk yapmaları yasaktı. Dediğim gibi ben doğana kadar. Çünkü tüm evrende dolaşan bir inanç vardı 'Doğumu annesinin ölümüne sebep olacak bir evren lordu tüm Evreni ayakta tutan son kişi olacak. Gezegeni ve diğer evren lordları yok olacak.' gibi bir kehanet. Sonra ben doğdum. Bu kehanete göre Evren'i bu kişi koruyacak. Bildiğin üzere ben doğarken annem öldü sonrasında yıldızlar ve zaman lordları affedildi. En azından biz öyle sandık ama babamın anlattıklarına göre öyle değilmiş. Her neyse. Irkımızla ilgili bilinmeyen bir başka şey ise anne karnında genetiğimizin bozulup Melez ırkına sahip özellikler taşımamız. Melez ırkı iki ırkın karışımı değildi ama onlara benzeyen hiç bir canlıda bulunmamaktadı. Doğum günümde kral damağımda bulunan piercingi takmak için geldiğinde çektiğim acıyla yüzüm meleze benzemiş iddialara göre. Bir kaç Evren Savaşı yaşadık o iki yıl içinde iki ırkta çok büyük kayıplar verdi. Biz ne kadar barışçıl yaklaştıysak onlar o kadar kin tuttular. Ve günün birinde saldırdılar çok güçlü gelmişlerdi uzun süren arada klonlanmayı ve çabuk iyileşmeyi bulmuşlardı. Işin aslı kendinlerine benzeyen bir ırk görmek istememeleri. O gün herkes katledildiğinde Kral ve ben sağlam kalan son RQUEM'e binmiş bir çözüm arıyorduk. Kral ağır yaralıydı ve ben kafamı duvarlara vurup duruyordum ki o sırada kafam çalıştı. Kralın enerjisini sonik kalemime doldurarak can vermesine sebep oldum. Bunu yapmadan önce kraldan tabiki izin almıştım. Zelyut gezegeninin bazı özellikleri vardır. Cisimlerin içi dışından büyüktür RQUEM gibi. Gökyüzü turuncudur gezegenin küçük bir kısmı hariç her yer dağlık ve taşlık arazidir. Ağaçlarında RQUEM'ler yetişir ve insanları asla ölmez denecek kadar zor ölür. Ağır yara aldığında rejenerasyon geçirir. Gibi. Düne kadar melezlerin de benim ırkımla yok olduğunu düşünürdüm. Sanırım kalan son melez de dün o enkazda can verdi. Yüzüme yapışan o armada melezlere aitti. "diyerek gerekli açıklamayı yaptım. Ama aklı hâlâ karıştı anlaşılan soru sormaya devam etti. "Peki ya yeteneklerin? Kitap çok fazla şeyden bahsetmiyor ama çok fazla yeteneğiniz olduğunu söylüyor."diye söyledi bir şeyler. Tekrar nefes aldım. "Doğru,ben pek neyim var bilmiyorum. Zihin gücüyle nesneleri hareket ettirebiliyorum. Canlıların gözlerinin içine bakarak onları fikirlerim için ikna edebiliyorum. Büyü yapamıyorum çünkü o yeteneğim sende. Kılık değiştirebilir melez,yıldız, zaman lordu yüzüne sahip olabilirim. Istedigim zamana, mekana, boyuta yolculuk edebilirim. Zamanı kısa bir süre durdurabilirim."diye şimdilik bildiğim yetenekleri sıraladım.

Günün devamı Okyanus'un basit soruları benim uzun cevaplarımla devam etti. Gece ise sabaha kadar Okyanus ile büyü yapmayı denedik bir sürü malzeme almak için bir sürü gezegen dolaştık. RQUEM'in nasıl kullanıldığını anlattım ve sonunda uyumaya karar verdik. Evet Okyanus'la uyumaya alışmış ve onu yanıma aldığım için kendimi tebrik etmiştim. Uyumak için gözlerimi yumduğumda "Zelyut alfabesini de öğrenmeliyim."dedi muhtemelen gülümseyerek. Gözlerimi açmadan yanıtladım onu... "O zaman öncelikle özgür nasıl yazılıyor onu öğren bak üstümde yazıyor."dedim. Sonrasında zaten sabaha kadar uyuyamayıp anlamaya çalıştığını hepimiz biliyoruz.

Bir bölüm sonu daha. Aklınızda Zelyut yada Melezlerle ilgili soru kaldıysa alayım buraya... Iyi okumalar.