Hades Kızı (Kampın Kara Meleği)

kamp gezisi ve yeni çocuk

Kamp büyüleyiciydi. Satirler bize sağı solu gezdirdikten sonra büyük eve getirdiler. Kheiron'la Bay D. Satranç oynuyordu. Kheiron bizi görünce oyunu bıraktı ve yanımıza geldi.

"Merhaba kızlar, ben kheiron. Yolculuk nasıl geçti?"

Diğer kızlar hala şoktaydı. O yüzden kheironla ben konuştum.

"Sadede gel, uğraşmayalım. Satirler bize gerekli açıklamayı yapacağınızı söylemişti."

"Tamam,sadede geliyim. Sizler melezsiniz. Doğa Hades, Nehir poseidon, İlayda da Athena kızı. Sizler diğer melezlerden farklı olarak 12 tanrı tarafından kutsandınız. Bu da sizi yeni kahinimiz Rachel'in kehanetindeki üç arkadaş yapıyor. Ama kehaneti zamanı gelince öğreneceksiniz. Ayrıca 12 tanrı tarafından kutsandığınız için diğer melezlerin aldığı eğitim dışında bir eğitim daha alacaksınız. Bu yüzden herkez yedide kalktığı halde siz altıda büyük evin önünde olacaksınız. Artık kaçta kalkarsınız bilemem."

"Peki ya ailelerimiz? Buraya habersiz geldik. Hem okullar açıldı. Annem bana izin vermez"

"Biz ailelerinize haber verdik, hatta bavul bile hazırladılar. Herkesin bavulu kulübesinin önünde. Ha ayrıca unutmadan, ciddi kızımız dışında herkesin silahları kulübesine ebeveynleri tarafından bırakıldı. Şimdiden size iyi akşamlar."

Bu konuşmadan sonra büyük evden çıktık, kızlarla vedalaştık ve kulübelerimize doğru yola çıktık. Kızlar ne yaptı bilemem ama ben kulübeyi görünce şok oldum. Hadesin evinin mini boyu gibiydi. En az onun kadar ürkütücü bir güzelliği vardı.      
      Kapının önünde bir bavul duruyordu. Bavulu aldım ve içeri girdim. içerisi  de dışı kadar büyüleyiciydi. Yataklardan birinin üzerinde Bianca'nın fotoğrafı ve yeşil beresi vardı. O yatağın karşısında da bir ranza vardı. Kulübede, kütüphane (mini, böyle 3-4 kitaplık falan.) ve hemen yanında bir çalışma masası vardı. Onun yanında da banyo,tuvalet ve büyük bir gardolabın arkasında da bol çekmeceli masa vardı. Aydınlatma siyah bir avizeyle sağlanmış, oraya buraya mumlar ve kuru kafa biblolar yerleştirilmişti. Ranzaların hepsinin çarşafı siyah ve koyu renklerdi. Ranzanın alttaki yatağında müzik dinleyen yırtık kot, kuru kafalı tişört ve pilot ceketi giymiş bir çocuk vardı.
  Nico.
Beni görünce kulaklıkları çıkarttı.

"Merhaba, sen kız kardeşim ıııım... Doğa, değil mi?"

"Evet. Sen de Nico. Kardeşinin adını unutan abi, değil mi?"

"Biraz kafam dağınık o kadar."

"Tamam, Sorun değil. Ben nerede kalacağım?"

"Aaa, tabi. Üst ranza senin. Ayrıca gardolabın arkasında bol çekmeceli masa var. İstersen eşyalarını oraya koyabilirsin. Ya da gardolap. Hangisi?"

"Çekmeceli masa."

"Tamam, sana yardım ediyim."

Elimdeki bavulları aldı ve çekmeceli masanın yanına bıraktı. Çok yorgundum o yüzden bavulu yerleştirmeden pijamalarımı giyip yattım.
.....
Sabah alarmdan 1 saat önce kalkmıştım (yani 4.30). Ben de bu boş saatimde kampa geldiğimden beri yapmak istediğim şeyi yapmaya karar verdim. Bavuluma gittim ve siyah yüzücü mayomu giydim. Mayonun üstüne beyaz gömlek ve kot şort giydim. Okla yaya dönüşen Sırt çantamla kılıca dönüşen tokamı aldım ve sessizce kulübeden çıktım. Poseidon, Athena ve Demeter külübelerinin önünden geçip berrak gölün kenarına gittim. Şortla gömleği çıkarttım. Normal bir lastik toka gibi görünen ama kılıca dönüşebilen tokamla saçımı topladım. Eşyaları sırt çantama koydum. Tam suya giriyordum ki arkamdan bir erkek sesi duydum.

"Demek yeni Hades kızı sensin. Suyu çok mu seviyorsun? Duyduğuma göre 12 tanrı tarafından kutsanmışsın."

Korkuyla arkama döndüm. Arkamda gri, at baskılı (aman ne süpriz) bir tişört ve blucin giymiş, petrol mavisi gözleri olan siyah saçlı benim yaşlarımda sevimli bir çocuk vardı. Hemen tokamı çıkartıp kılıca dönüştürdüm. Bu sırada saçlarım da yeniden açılmış oldu.