ek bölüm two

423 20 45
                                    

Evet, yine ek bölüm yine Nehir'in ağzından... başlıyoruz!

Part -2-

Öncelikle Percy, birdaha ellerini ponçik kulaklığıma uzatırsan doğrarım seni.Yok canım radyasyonmuş.Yok canım telefon canavar çekiyormuş.Yok canım mutasyona uğramış fok balığına dönermişim zart zurt.Sen git onları annabeth'e ve telefonuna söyle.
Yemiyo demi.Tabii ki de böyle söyleyince
"Haklısın" demiyor
"O farklı ben ona laf geçiremiyorum ama sana laf edebilirim ver şunu" diyor.

En sonunda "yettiğ beğ" diyorum.
Ve oturduğum yerden kalkıyorum.
"Bende gider annabeth'e Rachel'ın ikinci adının elizabeth olduğunu hatırlatırım diyorum.Tabi gerizekalı abicim hiçbişi anlamıyor ve bana bön bön bakıyor.Sonunda iç çekip anlatıyorum.
"Percabeth"

"Eee...Güzel ship deme"diyor öküz abim.

Rin arkadan homurdanarak anlatıyor.
"Elizabeth...Percabeth.Elizabeth'in sonunda da abeth var.Zeki abicim benim"

O sırada ben parmağımı Rin'e doğrultarak "aynen" diyorum.
Ve kulübeden dışarı adımımı atmamla aynı anda biri omuzumdan tutup beni
geri çekiyor.
"Tamam.Sakın söyleme."{Percy}

Umutlanıyorum.
"Yani telefonumu kullanabilir miyim?"

"Hayır"diyip telefonumu elimden alıyor.

"İyi bende söylerim"diye arkamı dönecekken.Yine konuşuyor orangutan.

"Babama söylerim bak."

"Sölersen Söle be.Kreş çocuğu muyum ben"

"Benim gözümde evet"diyip Çeşmenin yanına gidiyor.Eline bir drahmi alıp suyun üstünde oluşan gökkuşağına atıyor.
"Ey,Gökkuşağı Tanrıçası İris,Adağımı kabul et ve bana babamı göster"

(Olimpos'ta poseidon ve triton)
O sırada Poseidon su içiyordur ve percy'i görünce şaşkınlıktan suyu triton'un üstüne püskürtür ve tüm Poseidon kulübesi kahkahalara boğulur.

Poseidon'da dayanamaz ve gülmeye başlar.Triton yüzünü bir havluya silerek konuşur.
"Ha ha.Çok komik."

Nehir mırıldanır.
"Sus bakalım Percy'nin 3 katı ego ya sahip olan yüzen ego"

Bunu rin duyar ve daha çok güler.
Gülmeler kesilince Poseidon sorar.

"Nasılsınız bakalım?"

Triton kaçamak bir bakış atar babasına ama bakış atmayı bir tek o bilmediğinden nehir ne demek istediğini anlar:'en sevdiğin oğlunun kim olduğunu sakın unutma'

Nehir gözlerini devirir.
"İyi değilim.Percy telefonuma göz dikti."

Percy her zamanki sevimli sandığı ama aslında sinir bozucu olan ifadeyi takınır.
"Ama baba,sadece kardeşimin mutasyona uğramış fok balığına dönmesini istemiyorum"

O sırada Rin oturduğu yerden panda yastığı Percy'e fırlatır.

"Rahat bıraksana kızı be"

"Sen sus bay karanlık meraklısı"

Nehir homurdanır
"Yine başlıyoruz"

"Sanane bay korumacı ukala"

Poseidon lafı böldü.
"Sakin olun,ben o kulübeyi siz yıkın diye inşa etmedim aksine orda huzurlu bir yazınız geçsin diye inşa ettim"

Rin tek kaşını kaldırdı.
"Huzurevi mi burası"

Percy'de tamamladı.
"Bizde yaşlı insanlar mıyız"

"Melezler"diye düzeltti nehir

"Evet ve melezler telefon kullanmaz"
(Percy)

"Annabeth'e hakaret mi ettin sen şimdi?"(Beyza)

"Üff batırdım yine"

Poseidon gülümsedi.
"Bencede ve kız kardeşini rahat bırak Percy fok balığı mı?Ciddi misin? "

O sırada kulübeye Doğa,Derin dalar.

"Napıyo-"(Doğa ve Derin)

Poseidon'u görmeleri ile lafları kesilir.

"Aa şey kötü bir zamanda mı geldik?"(doğa)

"Yoo geçin"

Triton yapmacık bir şekilde öksürür ve konuşmaya başlar.
"Şuan balıkların şikayetleri ile ilgilenmen gerekiyor baba"

"Çok güzel,Güle Güle"

İris mesajı biter.

"Ve telefonum bende kaldı.!"
Son anda Derin ve Doğa beni kollarımdan çektikleri gibi dışarı sürüklediler.
"Ne oldu?"

"Ne olacak be.Bizim Percy işte sonra anlatırım"

"Neyse hadi dolanalım"(drn)

******birkaç saat sonra*****
Güle güle drn ve doğa.Diyip kulübeye girdim ve girmemle Percy yerden bir yastık alıp Rin'e fırlattı rin çok öfkelenmişti kum torbasını kaptığı gibi Percy'nin tam kafasına attı.
"Ne yapıyorsunuz siz!"(nehir)

Percy kafasını ovuşturdu.
"Çok acıdı be öküz.Ben yastık atmıştım oysaki."

"Bu böyle olmaz yastık atsa bişi demicem de kum torbası fena yürü Apollon kulübesine gidiyoruz.Beynine filan bişi olmasın"

"Olmayan bişey zarar görmez merak etme"(Rin)

"İki dakika laf atma ya hayır bensiz 10 dakika bile idare edemiyorsunuz"

Diyip Percy i Apollon kulübesine götürüyorum.Sonra kulübeme dönüp Rin'i fırçalıyorum.

"Özür diliceksin kardeşinden."

"Dilemicem haketti."

"Bana mı hayır dedin?O zaman en gidiyorum.Anladın sen"

"Üff,çok şeytan bir kız kardeşim var.
Tamam ya tamam özür Dilicem"

Ellerimi çırpıyorum.
"Tamam  o zaman"

Sonra oturup telefoncağızıma bakıyorum.Percy geldiğinde arın konuşuyor.
"Ö.d. Bro"

Percy bana bakıyor.
"Nehir mi fırçaladı seni?"

"Önemli mi?"(nehir)

"İvet önemli."

"Sanane o zaman"

Burda bittiii.

Ilham gelirse 3. De olabilirmiş...

Hades Kızı (Kampın Kara Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin