"kankama dokunma beyaz-siyah saçlı sadist herif..."

441 39 25
                                    

Yazardan

Hades hemen kulübeye gitti. Kızı korkunç yaralarla en sevdiği iki arkadaşıyla kendi yatağında yatıyordu. Yavaşça elini buz tutmuş yaraya getirdi. Kızının ince ama güçlü kemikleri kırılacakmış gibi görünüyordu. Yataktan kalktı ve kulübeye baktı. Herhangi bir yerde başka birinin girdiği ile ilgili yabancı bir aura yoktu. Nico'ya döndü. Onun da perişan olduğunu gördüğünde içinde istemsizce bir üzüntü oluştu. Doğa'nın kitapları okurken sırf bu çocuk yüzünden kendisine saydırdığı zaman gelmişti aklına... Nico'nun yanına gitti ve elini omzuna koydu. Nico babasının bu davranışına şaşırdı. Neden umursamıştı ki oğlunu?

Hades ise şuan kardeşleri onu görse ne olur diye düşünüyordu. Gerçi görseler de pek umrunda değildi ama...

Acı acı gülümsedi.
"Doğa ölmeyecek. Eğer öyle bir şey olursa onu geri getiririm. Bianca gibi olmayacak, Styks Nehri üzerine yemin ederim."

Nico şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı. Hayatında ilk defa bir Tanrının böyle davrandığını görüyordu ki, o Tanrı ölümün Tanrısıydı. Kafasını iki yana sallayıp babasına baktı.

"Te-teşekkürler"

Hades Nico'ya kötü davrandığını Doğa seriyi okuyup kendisine küfredince fark etmişti. Doğa o zamanlar melez olduğunu bilmediği için seriye inanmıyordu ama yine de yere ayağıyla sinirli sinirli vurup Nico'ya iyi davran, serinin içine etmişin... Demişti. Hades hem şaşırmış, hem de ona biraz hak vermişti. (bir tanrı bir meleze hak veriyor. Hıhı. Pki. Tmm.) Nico hala şaşkın şaşkın babasına bakıyordu. Doğa ölümün eşiğine gelince Hades oğlu için üzülmüştü.
Doğa atlatamazsa bile Hades onunla görüşebilirdi ama Nico bir kere daha o acıyı kaldırabilir miydi? Sonra Hades Laura'nın yatağına oturdu.

"Nico, Doğa gelene kadar burada kalsam sorun olur mu?"

Nico öylece kaldı. Hades çocuklarını bu kadar önemser miydi ki?
Tek kaşını kaldırdı.

"Neden bu kadar önemsiyorsun?"

Hades bu tepkiyi bekliyordu.

"Çünkü birinizi daha kaybetmek istemiyorum." (bence mantihli...)

Nico öylece kaldı. Sonra omuz silkti.

"Sorun olmaz sanırım. Uyanınca görmek isteyebilir."

Bu sırada Doğa acı bir çığlık attı. Nico tekrar Doğa'ya döndüğünde kesik olmayan kolunun bileğinin biraz üstünde kaynar su dökülmüş gibi kırmızı bir yanık oluşmuştu. Sesli bir küfür savurdu ve yaraya soğuk su tutup yanık kremi sürmeye başladı.

Doğa'dan

Lanet lanet...

Koluma dökülen kaynar suyla çığlık attım. Naptınız 200 derecede felan mı ısıttınız suyu? Gerçi fizik kurallarına aykırı ama...

Siyah beyaz saçlı adam kovayı yere koydu ve kolumu tuttu. Omzumu açtı ve bir iğne sapladı. Pek işe yaramış gibi hissetmedim ama sonra daha da ağırlaştığımı fark ettim.

"Zincirlerin içinden geçmeni istemeyiz değil mi?"

Sonra masaya gidip bir şırınga aldı.

"Kan örneğine ihtiyacımız olacak..."

Sonra kolumdan kan aldı ve şırıngayı yerine koydu. Biri daha gelip o şırıngayı aldı ve giderken kapının arkasında iki silüet gördüm.

Nehir ve Derin...

Adamın elindeki bıçağı yüzümde tehditkar bir şekilde dolaştırmasıyla gerçek dünyaya döndüm. Tam bıçağı gözüme saplayacakken Nehir kapıdan fırladı ve bağırdı.

"Kankama dokunma beyaz siyah saçlı sadist herif!"

Adam duymamıştı ama benim gözlerim o tarafa kaydığı için o tarafa baktı. Sanki görmemiş gibi bana geri döndü. Sonra elindeki bıçağı indirdi.

"Neden hiç konuşmuyorsun?"

Sırtımda bir bıçak olduğu, kolumu hissetmediğim ve deli gibi acı çektiğim için olabilir mi manyak adam?!

İç sesimi bastırıp sakin ve ürkütücü bir tonda konuşmaya çalıştım.

"Buradan kurtulduğumda, konuşamayan sen olacaksın."

Adam güldü.

"Kurtulsan bile o kolla zor...."

Koluma elini koydu ve yaraya getirdi.

Hass

Elini çekti ve masadaki levyevari aleti alıp yaramın içine daldırdı. Öyle bir çığlık attım ki duvarlar titredi. Bilincim yavaşça kapanırken kapının yanında iki kız silüetinin harekete geçtiğini gördüm.

........................................................................
Oi minna!
Nabersiniz?
Nese alın size yb
Erken atiom
Diğer bölüm 1000 kelime olcak...
Saçmalayabilirim haberiniz ola
Hadi bb

Hades Kızı (Kampın Kara Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin