Hades Kızı (Kampın Kara Meleği)

Artemis, Olimpos ve büyük test

"Yendiğin insanlarla çok konuşurmusun?"

"Yenildiğin halde nasıl bu kadar pişkin olabiliyorsun?"

"Ben yenilmedim kazanmana izin verdim."

Sonra Nehir Derin'in elinden kurtuldu ve meydana fırladı.

"Saçmalama! Eğer ağzının payını almadıysan yaralı bir kızla değil benimle dövüş!"

"Peki..."
Kılıç çektiler ve atak yaptılar. Bense sinirle aralarına girdim.

"Yeter!"
Yer sarsılmaya başladı. Etrafta siyah bir sis oluştu ve o sırada bunu benim yaptığımı fark ettim. Nehir çok şaşkındı. Clarisse ise korkmuştu.

"Doğa sakin ol! Bak tamam dövmicem Clarisse'i..."

"Sorun o mu değişik! Gebertsen umrum olmaz ama benim savaşıma burnunu sokmak? Kankam olsan bile bunu kabul etmem!"

Sis daha da yoğunlaştı.

"Sakin ol, ikinizle de dövüşcem... Kaybetmeyi bu kadar sevebileceğinizi-"

"Susar mısın?"

Bunu söyleyen ben değildim. Nehir de değildi. Bunu söyleyen kişi Artemis'ti.

"O kadar güçlü değilsin Clarisse..."

"H-haklısınız tanrıçam..."

"Neyse. Buraya avcılarımla ziyarete geldim ama kimse bizi karşılamadı. Kheiron'a sordum ve arenadalar dedi. Gelirken de yukarıya siyah bir sis yükseliyordu. Burada neler oluyor?"

Ben suçluymuşum gibi başımı eydim.

"Şey...tanrıçam...ben biraz fazla sinirlendim galiba...gomen..."

"G-gomen? Lütfen açıklar mısın ne diyorsun?"

Homurdandım.

"Kardeşin haikuya neredeyse aşık ama sen japonca bilmiyosun...pes..."

Duydu...

"Ben kardeşimden farklıyım. Ve söyle artık gomen ne demek? Küfür mü ettin yoksa?"

O sırada birinin kahkahası duyuldu. Rin gülmekten yerlere yatmıştı.

"Tanrıçam...bağışlayın ama gomen özür dilerim demek..."

"Anladım...Zoe'yu gerçekten özlüyorum. Anladığım kelimeleri bitek o konuşuyordu. Neyse Nehir Derin, Doğa ve Rin eşyalarınızı toplayın olimposa gidiyoruz."

Ben dinliyordum ama dinlemiyordum. Duyuyordum ama tek birşeye odaklanmıştım. Rin'in gülüşü... Beni bile gülümsetecek kadar sıcak gülüyordu. Derin'in şaşkın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Ne? Olimpos mu? Neden? Bişey mi yaptık? Eğitim için mi? Eğitim olsa Rin'in ne işi var.... Yoksa infaz mı? İnfaz olamaz biz birşey yapmadık"

Bütün ihtimalleri birkaç saniyede düşünmüştü. Olası yani...

"Hiçbiri... Ya da hepsi...gidince görürsünüz."

Biraz tırstım ama kızlara cesaret vermek için mecburen kendimi toparladım.

"Eee, gitcez napcaz? Sonuçta yanlış birşey yapmadık ve zaten bizi öldürmek isteseler ben sizi canım pahasına korurum yaani..."

Kızlar küçük bir tebessümle bana baktılar. Sanırım başarmıştım. Derin bana bakıp konuştu.

"Sen arkamızdaysan biz aynı anda ares ve annemle bile dövüşürüz."

Sanırım onlar da bana cesaret vermeye çalışıyordu. Ama pek işe yaramadı.