her şeyin sonu

297 21 30
                                    

Laura kimseyi takmadan doğrudan 3 kıza bakıyordu. Bütün savaş liderlerinin yapacağını görmek için durmuştu. Laura Doğa'nın gözlerinin içine baktı. 

"Everything ends... Kızıl kafa"

"and i know."

Doğa sadağı ve yayı bıraktı. Şimdi silah açısından eşitlerdi. Diğerleri orduyla ilgilenirken Doğa savaştan uzağa doğru koştu. Niyeti Laura'yı onu koruyabileceklerden uzaklaştırmaktı. Ama kendisi de uzaklaşıyordu, tehlikeli de olsa bunu yapmak zorundaydı. En azından arkadaşlarına daha az hasar gelirdi.  Laura'yı iyice uzağa çektikten sonra arkasına dönüp pozisyon aldı. Laura da pozisyon aldı.

"Neden seni savaştan uzağa çektim biliyor musun?"

"Beni koruyanlardan uzaklaşmak için... Ama burada senin yardım çığlığını da kimse duymayacak."

"Çok konuşuyoruz..."

Doğa kılıcını tarttı ve Laura'ya saldırdı. Avantaj ondaydı ama kılıcı dikey savurarak hata yaptı.

Laura'nın kılıcı çok daha uzun ve güçlüydü. Kendi kılıcı parçalanırken yüzüne tuhaf bir ifade yayıldı. Umutsuzluktu bu... Laura'nın kılıcı omzundaki yaralardan birini tekrar açarken acı hissetmemişti. İfadesi hala aynıydı, ne bir acı ifadesi, ne de korku vardı. Aklında sadece bir soru vardı.

"Neden gittin? Neden bizi bırakıp gittin? Ben... Sizi ailem gibi görmüştüm. Sonunda eksik tarafım tamamlandı sanmıştım... Neden ihanet ettin ki?"

"Tch... Kabul et artık, o eksik taraf hiç kapanmayacak... Biliyor musun, Hades annemi tanımamıştı bile... Şu, Athena'nın mendil olayı gibi doğdum ben... Hiç istemedi annem beni, ama aldırmadı da... Benim yüzümden Persephone onu öldürdü. Bu hissi bilir misin? Suçluluğu, her gün böyle bir yükün altında ezilmeyi? Tabi bilmezsin, Hades'in göz bebeğisin sen... Bütün Tanrı/Tanrıçalar sen ve arkadaşlarına güveniyordu. Peki benim neyim vardı? Hiç birşey! Ama artık dünyadaki en güçlü 2 duyguya sahibim ben; aşk ve nefret. Sizin o küçük iyimser dünyanızdan, Tanrılardan nefret ediyorum!Sırf babam Hades diye annemin ölümüyle cezalandırıldım ben! Hayatımı hep yalnız geçirdim! Öyle bir kalabalığın içinde yapayalnız olmak nasıldır bilir misin sen?! Bir de karşıma geçmiş neden diye soruyorsun... Ama artık yeter, sizin o küçük umutlu dünyanızı parçalara ayırıp sizi gerçek hayatla tanıştıracağım, kaosun hüküm sürdüğü, güzel hayatla..."

Laura son darbe için kılıcını indirdiğinde beklemediği çarpışma sesiyle donakaldı. dizlerinin üstüne çökmüş kızın elinde Buzdan, büyüleyici, siyah sisler saçan bir kılıç görmeyi beklemeyen Laura şaşkınlıkla gözlerini açtı. 

Doğa Laura'nın kılıcını itti ve ayağa kalktı. Kılıcını yerde sürüyerek kızıl saçlı kıza ilerledi.

"Yaşadıkların senin suçundu. İnsan yaşayacaklarını kendi seçer;kaderler, hatta Afrodit bile beni yıkmaya çalıştı, ama ben neyi seçtim biliyor musun? Yaşamayı... Kalabalığın içinde yalnızdın çünkü bunu seçtin. Kalabalığın içinde yalnızdım çünkü bu hoşuma gitti. Ben de umutsuzluğa düştüm, ağladım ama kimse duymasın derdim içimden... Kendimi sadece sevdiklerim için değil, kendim için de toparladım. Benim de kaybettiğim yakınlarım var, yaşadığım acılar var ama ben hiç senin gibi durumu içinde kötüleştirmedim. Şimdi söyle bana, annen ne hale geldiğini görseydi seninle gurur mu duyardı?"

"Görmezden gelirdi. Beni hiç sevmedi..."

"Sanırım onun yanına gidip bunu sorman daha iyi olacak.Ceza tarlalarında iyi eğlenceler, kızıl kafa..."

Doğa üstüne atlayıp etrafını çiziklerle doldururken Laura savunmayı başaramıyordu. O zaman anladı, sadece Doğa ile dövüşmüyordu. Ya da tek başına dövüşmüyordu. 

Umudun ve nevmitin savaşıydı.

 Asla bitmeyen kötü ve iyinin savaşıydı.

Laura da dövüşmeye başladı. uzaktaki kılıç seslerini bastıracak kadar sert kılıç sesleri çıkıyordu ortaya... İkisi de emindi sonuçtan ama değiştirmek için savaşıyorlardı. Berabere bitemezdi. Bir kez daha aynı şeyleri yaşamak istemiyorlardı, ikisinin de üstünde yığınla insanın sorumluluğu vardı. Ama sadece biri kazanabilirdi. Sadece biri evine dönebilirdi. Sadece biri hikayenin sonunun görebilirdi. Laura için bu intikamdı, Doğa için ise hayatta kalma çabası... 

En sonunda Doğa kıyamadığı kardeşinin boynunu koparacak cesareti bulmuştu. Laura'nın kafası gövdesinden ayrılırken savaşın durmasını sağlayan tiz bir çığlık duyuldu. Acı dolu bir yardım çığlığıydı ama artık çok geçti. Çığlık, kopan ses telleri ve boğazına dolan kanla kesilmiş, kafası gövdesinden ayrıldığında kahverengi gözlerinin hayatışığı sönmüştü.Doğa'nın yüzü, üstündekiler, elleri ve kılıcı kan olmuştu. Gözlerinde soğuk, katillere özgü bir bakış vardı. Bunu istemezdi, ama mecburdu.

Ayak seslerine sol elinde taşıdığı kafanın altından damlayan kan sesleri eşlik ediyordu. Savaş alanında ölümcül bir sessizlik vardı. İkizlerden Lolly'nin yutkunma sesi duyuldu. Gözleri dolmuş, elini ağzıyla kapatmıştı. Lilly onu tutmaya çalışıyordu. Doğa sakince işkence süresinde öğrendiği Laura'dan daha yetkili tek kişinin önüne geçti. Bütün ordunun umudu parçalara ayrılmıştı. Kimse birbirine saldırmıyordu. Sadece kızıl saçları iyice kızıla boyayan kana ve kopuk kafanın yukarı doğru kaymış gözlerine bakıyorlardı. 

Doğa kafayı adamın ayaklarının ucuna doğru fırlattı. Sonra geri döndü. Yaptığı şey için teşekkür beklemiyordu çünkü yaptığı iyi bir şey değildi. Bunu farkındaydı; bunu yapmak da istememişti zaten... Yavaş yavaş kalabalığı yararak ilerlerken artık kılıcına baktıklarını fark etti. Gölgede kaybolurken arkasındaki görüntü silikleşti.

arkadaşlar farkındayım bölümler gecikiyor ama fark ettiyseniz diabolik loversa daha çok bölüm atıyorum. Bunu nedeni oraya gelen yorumlar, ne kadar çok yorum yapılırsa o kadar çok ilham geliyor bana... Bundan sonra ne kadar yorum o kadar hızlı veya uzun yb...

@-waterqueen- yb att

hadi imzasını hala bulamayan demigod, proxy, otaku ve potterhead yazar kaçtı...


Hades Kızı (Kampın Kara Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin