Asya'nın Öfkesi Gibi

58 31 7
                                    

4 gün sonra

Sonunda o gün gelmişti. Ayrılık vaktine saatler kalmıştı. Evde bir telaş, toplanma derdi vardı. Neredeyse eşyaların cogunu kolilemişlerdi. Asya odasını toplamayı bitirmişti. Mutfaktaki tabakları kolilemeye çalışıyordu, bir türlü beceremiyordu. Annesi mutfağa gelmişti.

- Asya kızım, mutfakta yardıma ihtiyacın var mı?

- Anne, evet ya bunları birtürlü paketlemeyi başaramadım.

Fatma Hanım kızının yüz ifadesine gülüyordu. Kızına bir el işaretiyle paketleyecegini ifade etmişti. Kısa sürede mutfaktaki kolileme işide bitmişti. Dışarıda bekleyen kamyona eşyaları taşıyorlar. Nakliye arabası onlardan önce çıkacaktı yola. Aksam saatlerinde de kendileri otobüse bineceklerdi. Nakliye arabası İstanbul'a varmadan Fatma Hanım evlerine varacaktı.

- Anne, valizleri de eşyalarla göndermek istiyorum.

- tamam kızım. Arabaya yerleştir.

- oh, valiz taşımaktan kurtulduk.

Ecrin, hiç üzülmüyordu. Rize de pek mutlu günü olmamıştı. Mutluyum dedigi günlerde Asya'ylaydı. Belki yeni hayat hepsine iyi gelecekti. Özellikle de Ecrin'e. Araba giderken bilmeden de olsa el sallamıştı. Oda biliyordu, elveda diyordu Rize'ye.

Bahçede ki salıncak hala aynı yerinde duruyordu. Asya en çok burayı özleyecekti. Acaba yeni evlerinde salıncak varmıydı. Annesi bahçeli oldugunu söylemişti. Bura gibi olmasada deniz kenarındaymış. İstanbulda ki akrabalar yardımcı olmuşlardı. Evi satıp, yeni ev almamıza.

- Ecrin, kuzum beni sallasana.

- Geliyorum. Fatma teyze salıncagıda götürelim mi. Orada kurarız.

- tamam kızım.

Güneş bugün fazla yakıcıydı. Sonbahar olmasına ragmen bahçedeki agaçın yaprakları hala yeşildi. Rize'nin havası, suyu, toprağı ayrı güzeldi. Karadenizi, gökyüzü maviligi hepsinden ayrı güzeldi.

Çünkü, Rize'ydi burası.

Gökyüzü ile denizin birleştiği yer Rize.

*****

- Ee, napıyoruz.

- Beni zorla sen dışarı çıkarttın. Ben birşey yapmayı düşünmüyordum.

- Kaç gündür evde gördüğün duvarlardan bıkmadın mı sen ya.

- Yoo, gayet memnundum duvarlardan.

- Sen de var ya.. Ben dışarı çıkarmasam, sen işe gidecektin. En azından bugün eglenmiş olacağız. Hem bugün gidiyorum. Daha beni yolculayacaksın.

- Oh be, sonunda Ogün bugünmüydü. Allah'ın bana acıdığını biliyordum.

- Uff ya yine başladı. Sen tanıyorsun, bildiğin gibi yap Aminn..

Sude Yusuf'un kuzeniydi. Bir haftalık tatilden sonra Ankara'ya gidecekti. Hep şakalaşırlardı. Yusuf, gibi abiyi kolay kolay bulamazdı. Gün boyu Yusuf'u bir o yana bir bu yana sürükleyip durmuştu. Yusuf olmayan kardeşi gibi görüyordu Sude'yi. Ne derse yapıyordu. Bayadır böyle Çılgınca gezmemişti. En sonunda eve vardıklarında kahya Sude'nin valizlerini kapının köşesine yerleştirmişti. Okadar eglenmişlerdi ki unutmuşlardı yolculuk saatini. Valizleri görünce mutlulukları yüzlerinde donmuştu.

- Hayırdır, oğlum. Saat geldi neredesiniz siz.

- Aslında, teyze biz tamamen unutmuştuk.

- Belli bir anda dut yemiş kediye dönmüşsünüz.

- Anne, ben bırakırım otogara Sude'yi

Valizleri alıp arabanın bagajına yerleştiriyordu. Annesinin ağladığı gözünden kacmamıştı. Hep böyle sulu göz olmuştu. Sarılmaları bittiğinde hala ağlıyordu. Yusuf'ta üzülmüştü ama pek belli etmezdi böyle şeyleri. O ayrılıklardan nefret ederdi. Sessiz sedasız bitmişti yolculuk. Valizleri muavine verdiğinde çekmişti kendine Sude'yi.

- Gel bi sarılayım sana.

- Vay vay, abilik damarların kabarmış.
- Abinim evet ama git diye hemen sarılayım. Hadi bin otobüse.

Otobüsün camında sallanan el, yüzünde tebessümü hiç bitmeyen Sude'ye aitti. Böyle vedaları sevmezdi. Birde elini sallamamıştı oda. Yine görüşeceklerdi nasılsa. Sude'yle birbirlerine bakarken yan otobüsten Asya'lar inmişti.

Mutlulardı. Otogarda kaybolmak istemiyorlardı. Arkasını döndüğünde Yusuf ilk defa Asya'ya bakmıştı. Işıl ışıl gözlerine denk gelmişti. O mavilikleri bulmuştu Yusuf'u. Sonradan Asya ve ailesi oradan ayrılmıştı. Yusuf gözlerinden başka birşey görememiştir. Zaten Asya farketmemişti Yusuf'u. Simsiyah feracesinin içinde kaybolmuştu sanki Asya. Büyük boşlukta gibiydi. Çanakkale onun kalbi olacaktı. Asya taksiye binerken, Yusuf arabasına binmişti. İkisinin de yolları ayrılmıştı. Ne kadar aynı yerde otursalarda. Yolları ayrılmıştı.

Kader gibi degilmiydi. İki yol vardır, yaşarsın birini seçip ama o upuzun yollar ayrı gibi görünsede aynı yere çıkar. İşte bunlarda böyle bir kader yaşayacaklardı.

*****

Evleri büyük olmasa da çok şekerdi. Asya odasını denize bakan tarafı seçmişti. Konuşacak denizi burada da vardı, Oturacak pencere kenarı olmasa da. Eve yerleşmeyi bitirmişlerdi. Dışarıya çıkıp ailecek gezeceklerdi Çanakkale'yi. Ecrin ile Asya çıkmıştı dışarıya, Fatma hanım dinlenmek istemişti. Bilmedikleri yerlerde gezselerde kaybolmuyorlardı. Sahil kenarı, tarihi yerler gezdikçe gezmek istiyorlardı.

- Asya, çok Yoruldum. Şu banka oturup dondurmamı yesek.

- Tamam, sen otur ben dondurmaları alayım.

Dondurmaları almıştı. Ecrin'in yanına giderken bilmeden çarpmıştı kıza.

- Önüne baksana kızım.

- Özür dilerim. Bilmeden oldu.

- Nesin sen ..

- Canım şuna baksana köylü ya.

Ecrin Asya'yı farkedip yanına gitmişti.

- Nolmuş, köylüyse.

- Ne olacak, sizin gibiler yüzünden sokakta rahat yürüyemiyoruz.

- Senin gibi boya küpü olmaktansa, köylü olmak daha iyidir.

- Ecrin, hadi gidelim nolur.

- Yüzün çirkin anladıkta, gözünde mi kör.

- Sen ne dediğini sanıyorsun. Kaç yıl fıcının içinde kaldın da bu haldesin.

- Bu ucubelerle konuşmayalım. Bize bulaşır çirkinlikleri.

Yusuf, oradaki gürültüye odaklanmıştı. Dört kişi kavga ediyordu sanki. Sans eseri sahil kenarında koşu yapıyordu. Asya'yı arkadan görmüştü.

- Dünyanın çivisi çıkmış. Yol ortasında kavga ediyorlar edepsizlik bu.

Oradan ayrılmıştı.

Asya alışmıştı bu durumlara, yine de Ecrin hep savunmuş, korumuştur Asya'yı. Kardeşi gibi koruyordu, sanki küçük kardeştiler. Çok alınmıştı Asya ama belli etmiyordu. Demek ki üniversite hayatıda zorlu geçecekti.

- Ecrin, dondurmalar eriyecek. Hadi gel oturalım

- Tamam canım, sen iyisin değil mi.

- İyiyim, biliyorsun sen varken yanımda üzülmüyorum. Alıştık bu durumlara, hala sen alışamadın mı?

- Ben hep senin yanındayım merak etme korurum ben seni.

Deniz biraz daha hırçındı bugün, Asya'nın öfkesi gibi.

*****

Merhaba arkadaşlar
Uzun zaman dan sonra anca paylaşabildim. İnsAllah begenirsiniz.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Eleştiriye tamamen açığım.

Saglıcakla kalın.

Kalbim Senin Mi?(ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin