Basma etek ..!

21 1 0
                                    

Bismillahirrahmanirrahim

Hayırlı okumalar..

*****- Asya, kızım şu odada iki tane elek var getirir misin?

- Tabi, getiririm teyze.

Bu eve geleli bir hafta olmuştu. Evin her köşesini öğrenmişti. Ama bu odaya ilk kez girecekti. Merakta etmiyordu. Basit bir oda. Ambar gibi kullanılıyordu demekki. Odanın içinde elekleri ararken duvarda asılı yüzü çarşafla kapatılmış fotoğraf vardı. Çarşafı çekip fotoğrafı açmıştı. Şaşırmıştı. Neye şaşırabilirdiki. Zümre teyzenin Rize'den göçtüklerini biliyordu ama Rize'de oyun oynadığı camiden kaçıp kaçıp gittiği park vardı. Taşlardan atlayarak geçiyorlardı. O dere bile fotoğrafta gözüküyordu. Ne çokta özlemişti. Yine gidebilecekmiydi Rize'ye kim bilir.

Biraz daha etrafa bakınca elekten çok herşeye rastlıyordu. Köşede duvarda çiviyle asılmış eleklerde gözünden kaçmamıştı. İkisini alıp çıkmak için kapıya yöneldi. Yerde ki torba dolusu oyuncaklara çarpmasıyla yere düştü. Şaşırmıştı. Odanın ortasında ne işi vardı bunların. Yusuf'un oyuncaklarıydı demekki. Oyuncaklara baktı. Hepsi güzeldi ama içlerinden bir oyuncak çok dikkatini çekmişti.

- Aaa, benimde böyle bir bebeğim vardı. Ama ne olduğunu hatırlamıyorum.

Düşündü kazadan sonra daha hiç görmemişti. Belkide ateşe düşüp yanmıştı. Duygulandı. O günler ne acılı günlerdi. Kendisine zarar veren arkadaşıydı. Hatırlamıyordu ama sevip, deger verdigine inanıyordu. Aklına ne zaman gelse vucudunda ki acıdan çok kalbi sızlıyordu. Bu sızıyı bayadır hissetmiyordu. Bebeği yerine bırakıp eleklerle beraber odadan çıktı.

- Getirdim, Zümre teyze.

- Gel kızım, bahçede buğday eleyecegiz.

Basma etekleri giyip, başınada çemberini taktı. Peçesini hiç çıkartmıyordu zaten. Eski püskü kilimin üstüne oturup buğday elemeye başladılar. Zümre hanım Asya'yı köy kızı gibi giydirmişti. Rize'deykene böyle giyinirdi. Bunlardan vazgeçmemişti. Bitmesine az kala kapı çalmıştı. Bahçe kapısını kilitlemişti Zümre Hanım. Kedi, köpek girmesin diye, iş yapıyorlardı çünkü.

- Kapıyı açayım ben kızım.

- Tamam, Zümre teyze. Az kaldı gerisini ben elerim.

Memnun bir şekilde bahçe kapısını açtı. Yusuf kapı açılınca bahçeye dalmıştı. Annesi gülümseyerek;

- Buğday eliyorduk hayvan girmesin diye kilitlemiştim.

- Tamam ana, önemli değil. İyi etmişsin. Anne bu köylü kızı kim..!

- Asya oğlum. Ne güzel yakıştı basma etek. Sanki Rize akıyor..

Yusuf o halini görmek için, büyük adımlarla karşısına oturdu. Asya Yusuf'un böyle yapmasına heyecanlanmıştı. Konuşuyorlardı tabi. Ama hâlâ alışamamıştı kendisine olan davranışlarına. Tebessüm etti. Gözlerinin güldüğünün farkındaydı Yusuf. Oda anlamıştı Asya'nın birşeyler hissettigini. Alıştıra alıştıra yanaşıyordu Asya'ya . İşleri bittikten sonra bahçede kahve içmişlerdi. Yorgunluk kahvesini doya doya içti. Rahat birşeyler giymek için odasına çıktı. O sırada bunu fırsat bilip Asya'da evine gitmişti. Yolda yürürken Ecrin'e rastladı.

- Asya, bende senin yanına geliyordum.

- Yarın tekrar gelirsin, şimdi eve gidelim.

- Asya, ne zamandır vakit geçiremiyoruz. Hep o evdesin, parka gidelim mi.

Bu parkı sevmişlerdi. Sakin bir yerdi. Fırsat buldukça geliyorlardı. Asya sallanarak, Ecrin ise banka oturup kitap okuyordu. Saatin nasıl geçtiğini farkedememişlerdi. Beraber parktan ayrılacakları sırada bir kaç zibidi önlerini kesmişti.

- Oo, kızlar ne güzel oturuyordunuz. Nereye böyle.

- Biraz daha kalın, beraber eğleniriz.

Ecrin hemen lafa girdi.

- Siz bereber eğlenmenize bakın, biz gidiyorduk.

- İşte hemen gitmeyin biraz daha kalın. Ben ne dediysem o..

- Aynen, buralarda bizden izinsiz birşey yapılmaz.

Asya hiç tereddüt etmeden Yusuf'u aramıştı. Telefon açıldı ama çocuklardan korktuğundan konuşamıyordu. Yusuf'un duyabilecegi bir şekilde.

- Bizim parkta işimiz bitti. Yol verin geçelim.

- Oo, bak sen hacı konuştu.

Yusuf anlamıştı. Asya zordaydı. Yerinide akıllıca davranıp söylemişti. Bu mahalledeki parka gidecekti. Kesin oradadırlar. Telefonu kapatmadan parka gitti. Asya ve Ecrin'in banka oturmuş bir şekilde etraflarına bakınıyorlardı. Yanlarında ki çocuklar Yusuf'un tepesini attırmıştı. Siz benim Asya'ma nasıl dokunursunuz. Bir sinirle banka gidip Asya ve Ecrin'in kolundan tutup çekti. Arkasına almıştı. Çocuklar tanıdıktı. Yusuf;

- Bir daha kimseyi rahatsız etmiceksiniz demedim mi ben size..

- Birşey yapmıyorduk, sadece oturuyorduk değil mi kızlar.

Ecrin çocuga tiksinerek baktı.

- Zorla bizi burada tuttular.

- Şimdi napayım sizi.

Çocuklara vuracagını anladığı sırada istemsizce ellerini tutmuştu Yusuf'un. Çok şaşırmıştı. Asya elini tutuyordu. Aklından uçup gitti çocuklar. Ne kadar yumuşak parmakları. Bir daha kimbilir ne zaman tutacaktı elini. Keyfini çıkarmalıydı. Asya'yı uzaklaştırdı oradan tabi Ecrin peşlerinden geliyordu. Asya sonunda naptığını farkedip elini çekmişti. Boşlukta hissetti Yusuf.

- Teşekkür ederim geldiğin için.

- Ben teşekkür ederim aradığın için. Ne zaman başın sıkışsa beni ara hemen gelirim.

- Peki.

Yusuf eve bıraktı kızları. Sonrasımı sonrası muamma. Ne hasretlik çekti elindeki ele. Ne yumuşat gibi teni. Düşüncelerle evine gitti. Uyumasğ zor olmuştu. Koyunlar yerine Asya'yı saymıştı. Sonunda gözlerini kapattı. Uyumuştu. Belkide hiç uyuyamadı. Asya'lı rüyalar.

*****

Merhaba canlar
Finallerden önce bölümün gelmesi iyi oldu degilmi. İnşAllah begenirsiniz.

Sağlıcakla..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kalbim Senin Mi?(ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin