Bölüm 3: Aile

4.2K 353 56
                                    

Bir adamın yokluğu varlığından daha fazla olabilir miydi? Genç kadının cevabı kocaman bir "evet"di. Yaşadığı müddetçe dostu, sırdaşı, yol arkadaşı ve ailesi olan Kahraman'ın hatırasıydı herkesi bir arada tutan. Ölümünün ikinci yılında, o gece Rezzak'ın evinde toplanmışlardı, dile getirmeseler de anısını onurlandırmak, bir şekilde onu yâd etmek için. 

Üç erkek kardeşin en büyüğü, kendisine çoktandır aşık Gonca'ya  gönül kapılarını inatla kilitlemiş adam, elleriyle pişirdiği yemeklerle donattığı zengin bir sofrada ağırlamıştı konuklarını. Şimdi de kahve ve çay servisi yapıyordu. Onun bu halini gören, Altınerler Grup CEO'su olduğuna asla inanmazdı. Rezzak, babasına kahvesini verirken içine dolan bir hisle başını kaldırdı ve gözleri henüz yeni toplanmış yemek masasında elini çenesinin altına dayamış dalgın dalgın onu seyreden kadının en koyu zümrütlerden daha koyu yeşil  gözleriyle karşılaştı. Hafifçe gülümsediler birbirlerine. Aralarındaki soğuk savaş yüzyıldır sürüyordu sanki.  

****

Nefes'er gelen son mesajla rahatlayarak derin bir nefes aldı, oturduğu koltuğa iyice dayadı sırtını. Yapacaktı. Bu gece bu işi yapacak, gerçeği görecekti. Kararlıydı. Sonraki ömrünü pişmanlık ya da hayal kırıklıkları ya da üzüntüler içinde geçirecek olsa bile, tek iyi ihtimalin peşinde plânını uygulayacaktı. 

Hemen yanında oturan Celil, yıllar önce plâjda ilk gördüğü an vurulduğu kızı izliyordu, yüreği sızılara mahkûm. Son haftalarda bir gariplik vardı Nefes'er'de. Sebepsizce uzaklaşmış, araya mesafe koymuştu. Konuşurken, sohbetteyken ya da gülüşürken görmeye alıştığı o pırıltılar çoktandır terk etmişti  güzel yeşil gözlerini. Şimdilerde soru işaretleri dolaşıp duruyordu sürekli dalgın simaında. (*)

****

"Ne düşünüyorsun?"

Gonca, öylesi dalmıştı ki kızıyla Celil'i izlemeye, işini bitiren Rezzak'ın yanındaki sandalyeye oturduğunun farkına bile varmamıştı. Ruhuna işleyen gür sesle irkilse de bedenini hafifçe döndürerek bakışlarını yüzüne sabitlenmiş kara kuyulardan daha kara bakışlarla buluşturdu. 

"Nefes'er," diye açıkladı sakince, "sene sonunda 21 yaşına girecek."

Gözleri küçük kardeşiyle bir şeyler konuşan karamel saçlı güzeli bulduğunda bu sefer, üç yıldır zihnini matkap gibi oyan soruların, kalbini kemirip duran şüphelerin yeniden canlandığını hissetti adam. 

Genç kız 21'se, annesi de 34'ündeydi. Nasıl? Neden? Kim?

Bir kadın 13'ünde nasıl ve neden anne olurdu? Bunu ona kim yapardı?

Başından bir evlilik geçtiğini biliyordu, daha ötesi kocasının kızının babası olmadığını da biliyordu. Zira korkusuzca ve dürüstçe söylemişti bunları Gonca. Fakat sonrasında hiçbir şey açıklamamış, Marmaris'te yollarının kesiştiği günden öncesine dair hayatıyla ilgili tek kelime etmemişti. Bu suskunluktan ziyade, güvensizlik yaralamıştı adamı. 

"Giderek daha göz alıcı bir hanımefendi haline geliyor," dedi. Sesinin sertleşmesini engelleyememişti. 

Ondaki gerginliği anlayan, nedenlerini de tahmin eden kızıl saçlı güzel: "Haklısın," diye cevapladı her zamanki sükûnetiyle.

"Peki neden endişelisin?" diye sordu adam. Aslında cevap beklemiyordu.  

"Çünkü," dedi genç kadın içindekileri daha fazla tutamayacaktı, "artık ona bazı gerçekleri açıklamam gerek."

Ne cevap vereceğini bilemedi Rezzak ve ne şekilde devam edeceğini bilemedi Gonca. İkisi de böyle bir itirafı beklemiyordu zira. (**)

****

HERKES İÇİN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin