SON B'ÖLÜM'

436 15 39
                                    

2 Hafta Sonra

Hayat neyden ibaretti? Sevdiklerimizden mi? Yada kaybettiklerimizden mi? Bence hayat gelecekten ibaretti. Geleceğimiz o kadar belirsiz ki hayat sürprizlerle çıkıyor her seferinde karşımıza. İyi veya kötü biz o sürprizlere seviniyoruz içine daha bakmadan. Kimimiz çoktan alışmıştı içinde kötü şeyler olduğuna. O derece garip bir hayat.

Çatıda öylece durmuş şehri izliyordum Kerem'in yanıma geldiğinden habersizce. Sarıldı birden ve o sarılış öyle huzurluydu ki sanki her şey yolunda her şey düzende. Hayatımız hiç bozulmamış gibi. Mutluymuşuz gibi. Gibisi yok artık hiçbiri gerçek değil.

"Seni seviyorum Bücürüm. Hep sevdim. Hepte seveceğim. Bunu sakın unutma olur mu?" içime bir sıkıntı girdi birden. Derin nefes aldım. Kerem durduk yere seni seviyorum demezdi. Gözlerim doldu hemen. İçimdeki sıkıntı kötü hislere dönüştü.

"Bende seni seviyorum küçük yakışıklım ama bir şey olacakmış gibi davranma bana. Sende biliyorsun durduk yere hiç demedin bana seni seviyorum diye. Hep beklemiş olsam da dememiştin. Şimdi demen daha çok korkuttu beni." hafif sesli olacak şekilde güldü.

"Desek suç demesek suç. İçimden geldi söyledim. Ne var yani söyleyemez miyim? Tekrar söyliyim hatta. Seni çok seviyorum." beni rahatlatmaya çalışıyordu bunu anlamak zor değil elbette. Mutlu ediyor beni her şekilde. Varlığıyla gülümsemesiyle bakışıyla.. her şeyiyle mutlu ediyor.

"Eğer sana bir şey olursa.." cümlemi bitiremeden öptü usulca. Zaten bitiremicektim. Boğazım kitlendi.

"Öyle bir şey olmayacak kötü düşünme lütfen. Mutlu son olacak sonumuz. Güven bana." yapamıyordum işte. Kendime engel olamıyorum ve kötü düşünüyorum. İçimden konuşmaya başladım. 'Allah ım ne olur Kerem'e bir şey olmasın. Onu hep koru. Hep yanımda olsun.'

"Bana bak Bücürüm, gökyüzüm, sevdiğim, güzelim. Sana söz veriyorum bugünü atlattıktan sonra bir daha olay olmayacak. Hatta lunaparka gideriz. Kamp yaparız. Ne bileyim tatile çıkarız. Ama atlatıcaz tamam mı? Hatta yarın lunaparktan başlarız." başımı salladım gözyaşlarımın arasında gülümseyerek.

"Dönme dolabın tepesinde kalalım ama olur mu? Her hikayede ve filmlerde öyle oluyor çünkü." tekrar sarıldı sıkıca hemde. Bu sefer gerçekten güvende hissettim kendimi.

"Tamam güzelim sen ne istersen hepsini yapacağız." boğazımdaki düğüm çözülmüştü biraz.

"Şeyy bölüyorum ama çıkmamız lazım artık polislerle buluşucaz vakit yaklaştı." Buğra çekinmişti. Gittim yanına ve sarıldım. Özlemişim yine.

"Tamam bir şey yok abla hadi gidelim." işte şuan tam olarak iyiydim çünkü hayatımda güvenebileceğim iki erkekte yanımda. İyi ki yanımdalar.

"Son bir yemek yiyelim öyle çıkalım." onayladık Kerem'i. Çok güzel bir masa hazırladık. Oturduk ve tabi konu konuyu açtı. Eskilerdendi hep konular.

"Beni hep dışlardınız sizden sadece bir yaş küçüğüm diye. Tabi aşıktınız güya ya ondan. Size bir şey itiraf edeyim mi?" sinsice sırıttı. "Sizi hep annemlere ispiyonlardım. Bazen bu yüzden görüşemezdiniz." güldü.

"Buğra çok kötüymüşsün." diyerek koluna vurdum. 

"O halde bende itiraf edeyim." kaşlarımı çattım. Çünkü Kerem itiraf edecekti.

BücürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin