19.bölüm

76 34 31
                                    

Sokakta yürürken babamın dediklerini düşünüyordum. Benden sevgili olmaya devam etmemi istemişti. Nasıl böyle bir şey ister! Bir katille daha ne kadar aynı ortamda bulunabilirim. Gerçi babam da bir katil. Ailemden geriye sadece babam kalmıştı. Ona sırt çeviremem. Çelişkiler içinde yürürken çoktan - babamın adamlarından öğrendiğim- Alev'in evine gelmiştim. Evin önündeyim yazıp gönderdim. Birkaç dakika sonra aşağı inmişti. O kadar masum duruyordu ki babamın söylediklerinden şüphe ettim. Derste emin olmak için "Mavi'm benim" deyince eli ayağına dolandı bildiğin. Elini tutup gözleriyle ilgili birkaç şey söyleyince hemencecik inanmıştı. Kahkaha attığını görünce güldüğümün farkına vardım. Hoca azarlayıp idareye yollamıştı bizi. Alev birden yığılınca paniklemiştim. Sonuçta onu gerçekten sevmiştim. Hastaneye götürünce panik atak geçirdiğini söylemişlerdi.

Oyun günü...

Sessiz sinema oynarken Alev'in pozisyonu şaşırmama sebep olmuştu. Birkaç gün önce babam silah kullanmayı öğretmişti. Gerçekten de bir silah tutuyormuş gibiydi. İçimden gelen dürüstlük dürtüsüne engel olamadım ve "Silah tutuyorsun, birilerini öldürdün." dedim. Söylediklerimin onu rahatsız ettiği belliydi.

İçeriye kuzenim dediği biri girdi. Hasat... Bu telefonda konuştuğu kişi, ayrıca hastanedeki adam. Alev'in kuzeni olmasının imkanı yoktu, olsaydı tek varis diye anılmazdı. Acaba sevgilisi miydi? Benimle numaradan mı çıkıyordu? Elimdeki kağıdı sinirden buruşturduğumu görünce yurda dönme vaktinin geldiğini anladım.

Doğum günü ...

Babam bugün toplantısı olduğunu söyleyip evden çıkmıştı. Aramızda biraz mesafe olsa da normal davranıyorduk. Beni dövüşe, koltuğa, hazırlıyordu.

Bodrum katındaki kum torbasıyla antrenman yaparken kapının açıldığını duydum. Oturma odasına geldiğimde babam sinirden köpürmüş bir şekilde eşyalara tekme atıyordu.

"Baba? "

" Elindeki son kozu ortaya çıkardı p*ç. "

" Noldu düzgün anlatsana! "

" Toplantıya Alev 'i de getirdi. Kızım diye tanıttı. Artık herkese açıkladığına göre senin hakkın olan taht elden gidiyor. "

Bu daha da sinirlenmeme sebep olmuştu. Hayatım birkaç günde alt üst olmuştu. Ceketimi alıp evden çıktım. Kapının önünde duran arabaya atlayıp Alev' in evine doğru sürdüm. Yüzleşmenin zamanı gelmişti. Arabayı fark edilmeyecek bir yere çektim. Birkaç kez kapıyı çaldım ama açan yoktu.

Ne yapıyorum ben? Kapı açılsaydı bile ona ne diyecektim ki? Bunca zaman bana oyun oynamışlardı. Evet, şimdi sıra bende.

Bakkala girip su şişesi, bir paket sigara ve çakmak aldım. Adam başlarda vermekte tereddüt etti ama para kazanacağı için yaşımı umursamadan verdi. Gökyüzündeki parlayan yıldızlar eşliğinde gözümden yaşlar süzüldü. Hemen akan gözyaşlarımı sildim ve arabaya gittim. Şimdi vazgeçemezdim. Etrafta kamera olmadığından emin olmak için bir süre bekledim. Bagajın içindeki benzin kutularını alıp evin üstüne boşalttım. Aldığım çakmağı eve fırlattığım anda alevler yükselmeye başladı. Buzlaşan kalbimi ısıtmaya yetmiyordu bu alevler...

Elimdeki suyu yanan evin üzerine dökerken "yangın var!"  diye bağırmayı ihmal etmedim. Meraklı insanlar sokakta toplanmaya başlayınca fark edilmeden gölgelerin arasına saklandım.

Alev yanımdan koşarak geçince kalp atışlarımı duyacak sandım. Gözleri açılmış bir şekilde yanan evine- hayır, yaktığım evine bakıyordu. O güzel yüzünü çatmıştı bir anda. Gözleri adeta nefret saçıyordu Mavi'nin... Bana doğru bakınca yakalanacağım diye korkmuştum. Gülümseyince telaş içindeki komşularına baktığını anladım. İlk karşılaştığımız gün de böyle gülümsüyordun. Merhamet ve şefkat akıyordu gözlerinden. Hâlâ olanlara inanamıyordum.

Mavi (#WKT17) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin