-2 yıl sonra-Siyah motosiklet hızlandıkça acı bir yakarışa benzer sesler çıkarıyordu. Siyahlar içine bürünmüş iki kişinin taktıkları kask yüzünden yüzleri belli olmuyordu. Yanlarına kırmızı çizgilerle süslenmiş bir motorlu geldi. Aralıklarla önlerine geçerek yarışmak istediğini dile getiriyordu kırmızı motosiklet sürücüsü. Siyahlar içindeki ikili daveti kabul ettiklerini belli etmek için başlarını yukarı aşağı salladılar. Arka tarafta oturan kişi kollarını daha da sıkı sarıyordu önündekine. Caddedeki arabalara aldırmadan keskin dönüşler ve kıvrılmalar yapıyorlardı. Kırmızı ışığı ve karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayayı son anda fark etmişlerdi. Kırmızı motosikletli patinaj çekerken siyahlı ustaca bir hareketle durmayı başarmıştı. Kırmızı motosikletli sürücü bir süre boyunca bu uzman sürücüye baktıktan sonra yoluna devam etti. Yeşil ışığın kendini göstermesiyle ilerideki kavşaktan dönüp fazla büyük olmayan bir evin önünde yavaşladılar.
"Bir an ölüyoruz sandım. "
" Kabul et eğlenceliydi. "
Motordan atlayıp kaskını çıkarttı genç kız. Kısa saçları rüzgarın etkisiyle yüzünü gıdıklamıştı.
" Evet. Hiç özlememişim burayı. "
Motoru durdurup üzerinden indi ve ardından kaskını çıkardı genç adam.
" Al sana bir ortak nokta daha. İçeri geçelim mi Alev? "
--(geçmişten bir kesit) --
" İki hindistan cevizli sıcak çikolata. "
" Hemen efendim. "
" Sıcak çikolatayı hindistan ceviziyle sevdiğimi nereden biliyorsun? Genelde kimse öyle içmez. "
" Bilmiyordum. Kendi zevkime göre sipariş vermiştim. Demek ki ortak noktamız varmış. "
" Sadece bir tesadüf. Seninle ortak noktam olduğunu düşünmüyorum. "
Önüme koyulan bardağı iki avcumun arasına koyup üfledim.
" Bence sandığından çok daha fazla ortak noktamız var. İspatlamak için bundan sonra karşılaştığımız her ortak noktamızı söyleyeceğim. "
" Gerçekten doktorluğu bırakmaman gerekiyordu. İşsizlik sana yaramıyor. "
(...)
--Alev --
Melih cebinden çıkardığı anahtarı fırlattı. Elinin ayarı olmadığı için zor yakalamıştım.
"Kafama atsaydın?" diyerek hafiften sitem ettim. O ise gülümseyip saçlarımı karıştırarak yanımdan geçti. Nefesimi dışarı vererek yanına ilerledim. Anahtarı kapı değiline yerleştirip iki kez sağa çevirdim ve içeri ittirdim. Sürekli yer değiştirdiğimizden kişisel eşyalar yoktu. Bir eve hatıralarıyla bağlanmamayı fazla geç öğrenmiştim. Anahtarı komidinin üstüne fırlatıp ceketimi çıkardım. Üzerinde ismim yazan odaya girerek kapıyı kapattım. Leş gibi ter kokusu yayılıyordu üstümden. Tişörtümü çıkartıp yatağın üstüne fırlattım. Dolabın kapağını açınca gülümsedim. İçinde sadece bir sırt çantası vardı. Melih önceden gelip benim için kıyafet koyduğunu söylemişti. Çantayı kucağıma alarak yatağa oturdum ve içini karıştırmaya başladım. Kot bir gömlek görmemle içinden çıkarıp giymem bir oldu. Düğmelerini alttan üste doğru tek tek ilikledim. Boy aynasının karşısına geçip kendimi inceledim. Gömleğimin uçlarını amatörce ön tarafta bağladım ve kapaklı kolyemi gömleğimin üstüne çıkardım. Elimle bir süre öylece yuvarlak kısmını okşadım. Ardından kapağını açarak aynadaki yansımama baktım. İçine koyduğum Gizem'in fotoğrafının bir kısmı buruştuğundan çizgi oluşmuştu. Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi (#WKT17)
ActionHayat masum değil,ben ise hiç değilim. Ama bir zamanlar öyleydim. Kötülükten habersiz prensimi beklerdim,ailemi beklerdim. Şimdi keşke hiç bulmasaymışım diyorum. Belki o zaman ben masum, öldürdüklerim canlı kalırdı... Belki o zaman rol yapmak zorund...