"Neler oluyor bilmiyorum tamam mı?" Jaehyun bağırdı karşısındaki gence. "Taeyong gittiğinden beri her şey boka sardı!"
"Farkındayım ahmak! Ama bu saçma salak hareket edeceğin anlamına gelmez!" Doyoung onu omzundan ittirdi. "Kendini topla! Hiçbirimiz mükemmel bir hayat yaşamıyoruz."
"Aynı şey değil hyung!"
İki genç, kendilerine laf atan biriyle Jaehyun yüzünden az kalsın kavgaya karışacaktı. Gece yarısını geçmişti saat. Etraf sessizdi.
Jaehyun, diğerleri gibi, ruhen çökmüş durumdaydı. Psikoloğa gittiğinde, tramva sonrası tepki olduğunu söylemişlerdi. Taeyong'un ölüşü onu derinden etkilemişti. Sanki öz kardeşi ölmüş gibi, daha da kötüsü, kendisi ölmüş gibi hissediyordu. Ölü gibiydi. Ölü gibiydiler. Bütün grup artık neşesini yitirmişti. Sanki Taeyong yanında tüm mutluluğu da götürmüş gibiydi.
Jaehyun dayanamadı. Karanlık ara sokaktaki yeşil çöp bidonlarına sinirle tekme savururken bağırdı. Ağlıyordu. Tekme atıyordu. Bağırıyordu. Saçlarını geriye attı hışımla. Doyoung onu omuzlarından tutup kenara oturtana kadar bağırdı. Doyoung da yanına çöktü küçüğün. İkisi de göz yaşlarında boğulurken tepelerindeki dolunay, şu ana kadar hiç böylesine duygu dolu göz yaşları görmemişti.
*
*
Sınav haftası var lanet
Hala buna bölüm devam ettiriyoruz şu an hazır çoğu ama yine de yazamayacağım -_-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTROPOFOBI
Fanfiction❝ geyik geldiğinde, ölüm peşinde. ❞ ⋟Bir grup dost. Birinin ölümü ile peşi sıra gelen talihsizlikler ve doğaüstü olaylar. Birbirine tutunan eller, bir hayatta kalış mücadelesi. Ve ölen bedenler. © dububaozi • nct • gizem + gerilim...