Genç otobüsten indi. Elindeki eldivenleri düzeltirken gri atkısına yüzünü gömdü ve okul çantasının diğer askısını da taktı.
Hava soğuktu. Keskindi. İnsanı kemiklerini donduracak türdendi. Genç ellerini montunun cebine attı.
Okulu sıradan geçmişti, öğretmeninden biraz azar yemiş olsa da fena sayılmazdı. Fakat o kadar yorulmuştu ki düşüp bayılmamak için kendini sıkıyordu. Başı zonkluyor, gözleri yorgunluktan kapanıyor, dizlerinin bağı çözülüyordu.
Telefonu çalmaya başladığında ayıldı. Ekrana baktı ve aramayı onayladı. "Efendim hyung?"
"Mark, çabuk eve gel, annem sarhoş. Benim gitmem lazım." Telefonda sıkıntılı sesi işittiğinde tüm morali altüst olmuştu. Derin bir iç çekti ve adımlarını hızlandırırken aramayı sonlandırdı.
Kaldıkları siteye girdi, ardından apartmana girerek birinci katta olan dairelerine ulaştı. Ayakkabılarını çıkardı, ardından anahtarlarıyla eve girdi Mark.
"Hyung?" Eve seslendi fakat cevap alamadı. Abisi gitmiş olmalıydı. Annesiyle uğraşmamak için hep bir bahane üretirdi o.
Çantasını ve montunu gelişi güzel odasına fırlattı, ardından atkısı ile eldivenlerini masaya bıraktı. Dağılan siyah saçlarını eliyle karıştırıp derin bir iç çekti, ardından cehenneme çevrilmiş salona ilerledi.
Her yer dağınıktı. Annesinin elinde bir şişe içki, etrafında boş tenekelerle öylece koltuğa oturmuş, televizyona bakıyordu. Mark yüzüne bir gülümseme taktı. Ardından kapıda durarak annesine seslendi. "Anne, ben geldim."
Annesi, babasının onu aldatmasından beri böyleydi. Arada böyle sarhoş olur, etrafta terör estirirdi. Sarhoş olmadığında ise ağzını açmaz, tek kelime etmezdi. Mark dokuz aydır bu olaya katlanıyordu fakat şu sıralar sabrı tükeniyordu.
Annesinin yanına ilerledi genç çocuk, yanına usulca oturdu. "Anne," dedi fısıldarcasına. "Hadi, içme artık. Ha?"
Kadının elindeki şişeye uzandı. Fakat kadın izin vermedi.
"EĞER İÇKİME DOKUNURSAN SENİ MAHVEDERİM BÖCEK!" Birden bir bağırdı. Mark alışkın olmasına rağmen kendini berbat hissediyordu.
"Anne-"
"Git ve kendini öldür böcek. Sen de kurtul, biz de kurtulalım." Annesi ona nefretle baktı, ardından televizyona döndü. Sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Mark ayağa kalkıp odasına ilerlerken annesinin dediği şeyi düşündü. Git ve kendini öldür.
Aslında son zamanlarda sürekli bunu düşünüyordu ya zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTROPOFOBI
Fanfiction❝ geyik geldiğinde, ölüm peşinde. ❞ ⋟Bir grup dost. Birinin ölümü ile peşi sıra gelen talihsizlikler ve doğaüstü olaylar. Birbirine tutunan eller, bir hayatta kalış mücadelesi. Ve ölen bedenler. © dububaozi • nct • gizem + gerilim...