death 9 × ten

840 184 50
                                    

Ten gözlerini evinin koltuğunda açtı.

Kabus görmüş gibi kötü hissediyordu. Elleriyle yüzünü ovalarken esnedi.

"Kızım hadi topla bavulunu! Uçağa 1 saat kaldı."

Annesinin sesi evde yankılandığında Ten olduğu yerde kaldı.

Annesi mi? Evde mi?

"Tamam,~" Ablasının sesi de kulaklarına dolduğunda Ten ayağa kalktı.

Onlar ölmemişti! Yaşıyorlardı!

Canlanmış evde yürüyerek salonun kapısından koridora baktı. İşte ordalardı. İkisi de gülümseyerek konuşuyorlardı. Ten ağladı ağlayacak şekilde dizlerinin üzerine çöktü.

"Anne!" Bağırdı.

Fakat kadın işini yapmaya devam etti.

"A-Anne?"

"Ah doğru! Sana kimbap koyacaktım." Annesi kızına gülerek bakıp Ten'e doğru, salonla birleşik mutfağa ilerledi.

Ten hala orada dururken kadın sanki Ten yokmuş gibi içinden geçti.

Ten elleriniyere yaslayıp derin nefesler aldı. Gözlerinden yaşlar düşüyordu. Bu sadece bir rüyaydı.

Ailesi hala ölüydü.

Annesi tekrar içinden geçtiğinde Ten gözlerini kapattı. Bir süre açmadan öylece orada durdu. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı. Bj sadece bir rüyaydı. Oldukça gerçekçi bir rüya.

Gözlerini açtığında ise evde değildi. Kaldırımda oturuyordu. Etrafa bakınırken birkaç metre gerisinde annesi ile ablasının yola çıkmak için arabaya bindiklerini gördü.

"HAYIR!" Ten aceleyle bağırıp ayaklandı. Ne yapacağını bilmez şekilde etrafa bakınırken koşarak arabanın önünde durdu. Ellerini kollarını salladı fakat kimse onu görmüyordu.

Bu dönemeçten sonra gelen tır ile çarpışacaklardı. Ve sonra...

Tır.

Ten hemen yola koştu. Dönemeçin önüne, yola geçti ve uzaktan yaklaşan tırı gördü. Kalbi küt küt atarken ağlıyordu. Ailesi de arabayı çalıştırmış yavaşça yaklaşıyordu. Annesinin camın arkasından gülümseyen yüzünü gördü.

Ve tıra döndü. Çarpışmaya metreler kala Ten gözlerini yumdu. Tırın içinden geçip ailesine çarpacağını biliyordu.

Ama öyle olmadı.

Ten tırın kendisine çarptığını hissetti. Bedeni basınçla yukarıya savrulurken gözleri karardı. Ani yükseklik burnunu kanattı ve çarpışmanın etkisiyle kabürga kemikleri kırıldı. Sertçe yere düştüğünde kafası yarıldı.

Kulakları uğuldarken ve gözleri siyah siyah görerken fren sesleri duydu. Sonra çarpışma sesi. Çok değil, birkaç metre ötesinde tır ailesine çarpmıştı. Arabanın taklalar atarak yoldan çıktığını ve ters bir şekilde durduğunu gördü. Ağlamaya başladı. Bedeni titriyordu. Nefes alamıyordu. Ailesinin kanlar içindeki bedenlerini görebiliyordu.

Nefes almaya çalışırken tırın sürücüsü kapıyı açıp dışarı atladı. Önce arabaya uzun uzun baktı. Sonra ise dönüp Ten'e

Bu Taeyong'du.

"Tae..." kanla dolu ağzı konuşmasını engellerken kan nefes borusuna doldu. Yanaklarından yere kanlar süzülürken öksürük krizine girdi. Nefes alamıyordu.

Ten son gördüğünde ise Taeyong korkunç bir şekilde gülümseyerek ona bakıyordu.

***

birileri demiş bu kitap öldü şimdi de desinler bu şerefsiz geri döndü.

ANTROPOFOBIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin