when moon dies with loneliness

1.3K 243 114
                                    

Elindeki kalemi önündeki test kitabına sertçe bıraktı genç. Saçını karıştırdı ve elleriyle yüzünü ovaladı. 400 geometri sorusundan sonra başı çatlayacak reddeye gelmişti.

"Niye duruyorsun?" Arkasında duyduğu ses tüylerini diken diken ederken gözlerini yumup sabırla iç çekti. "Bana cevap ver Lee Donghyuck. Cevap verilmediğinde sana ne diyorum ben?"

Dişlerini sıktı. "200 soru daha fazla çözeceksin." Arkasına, anne dediği kadına baktı. "Yoruldum anne. Uyumak istiyorum."

Kadın gergin bir suratla oğluna baktı. Donghyuck annesini sevmiyordu. Onu her zaman ders konusunda zorlardı, oysaki kişiliği belli etmese de lisede en iyi öğrencilerdendi. Hep birinci olmuştu.

Annesi eskiden onu zorlamazdı, fakat babasıyla boşandıktan ve şirketin müdürü olduktan sonra onu saran kontrol hastalığı çığrından çıkmıştı. Ne zaman birinci olamasa onu kısıtlar, psikolojik baskı uygulardı. Donghyuck kendi hatası olmadığı halde bile çöp parçası gibi hissediyordu.

Önemsiz hissediyordu. Annesine göre değersiz bir şeydi o. Kenera atılmış çöp parçası. Ve Donghyuck artık bundan bıkmıştı. Dayanamıyordu. Bazen sadece Taeyong hyungu gibi ölmeyi ve bu yaşamdan kurtulmayı diliyordu.

Donghyuck annesine yalvarırcasına baktı. O kadar yorgundu ki bayılabilirdi. Fakat kadın ona otoriter bir sesle cevap verdi, acımasız bakışlarıyla. "Kendi ağzınla söyledin Lee Donghyuck, 200 soru daha çözeceksin."

Ve Donghyuck'u öfkesiyle odada yalnız bıraktı.

*
*
Daha fazla yayımlamak isterim ama yapmayacağım eheh

ANTROPOFOBIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin