Aklıma dank eden soruyla dostuma döndüm.
'Adını söylemedin hiç.'
'Gerek var mı?' pis pis sırıtıyordu. Omzumla omzuna vurdum gülümseyerek. 'Barlas.'
'Cidden mi?' gözlerimi kocaman açarak sormuştum. Gülümseyerek kafasıyla onayladı. 'Savaşçı, erdemli ve gizemlisin desene.'
'İsimlerin anlamlarına bir ilgin var sanırım.' Omzumu silkip denize döndüm.
'Kendi çapımda hikayeler yazıyorum. Karakterlere isim bulurken baya araştırırım, isimlerin kişilikleri etkilediğini düşünüyorum. Benim ismim erkek ismi normalde ama annem o kadar çok sevmiş ki bakmış kimse kullanmıyor bu ismin kızı erkeği olmaz diye koymuş.'
'Anlamı ne peki?' ona dönüp tek kaşımı kaldırdım gülümseyerek.
'Araştır öğren.' Gülümseyerek kafasını iki yana salladı.
'Peki. Ee söyle bakalım neden birden kötü oldun?' denize döndüm tekrar. Bana hep daral basardı ki, ama o an neden daral bastığının farkındaydım.
'Bana genelde de daral basar zaten ama o an onların o sarmaş dolaş halleri geldi gözümün önüne. Onu içimde tamamen bitiremediğim için sanırım ama biteceğine eminim. Bence bitti ama ben şımarıklık yapıyorum.' Cebimden sigaramı çıkarıp yaktım. 'İstemediğine emin misin?' biraz bakındı düşündü. Bekle deyip kalktı. Yanıma tekrar döndüğünde elinde başka marka bir paket vardı.
'Senin sigaranı sevmiyorum ben. Ben benim paketimi arabada unutmuştum. Çakmağını ver bakalım.' Çakmağımı ona uzatıp denize dönüp içime çektiğim dumanı denize üfledim.
'Eskiden benim olduğum gözlerinde şimdi bir başkası vardı. Hayat buydu işte kendini tam bir yere ait hissettikten sonra oradan ayrılmak zorunda kalmandı. Bir daha oraya dönememek ne demek bir düşünsene! Neyse bence bu günlük bu kadar yeter. Başka zaman devam ederim olmaz mı?' ona dönüp gözlerimi büyüterek baktım.
'Yarına ne dersin?'
'Bu kadar çabuk olacağını sanmamıştım. Ya işin ne olacak.'
'İşsizsem demek ki!' bunun üzerine kahkaha attık.
Arabasını işaret ederek konuştum. 'Bence bu arabayı bir işsiz alıp kullanamaz.'
'İş sıkıntı değil korkma sen. Ne zaman, nerede?' biraz düşününce burada bildiğim mekan sayısının az olduğunu fark ettim. Yarın aynı yerde akşamüstüne ne dersin?' Omuzlarını kaldırıp indirdi.
'Olur, bana uyar.' Sigara izmaritini bana verdi bende yanımda ki çöpe attım. 'Hadi geç oldu seni eve bırakayım.' İkimizde kalkıp arabaya döndük. Sessiz sessiz yola odaklandık.
'Arabada sigara içsem sorun olur mu?'
'Hayır tabi ki rahat ol.' Kendi sigaramı yakınca ona döndüm.
'Dur direksiyonu ben tutayım sen de yak bir tane. Tek başıma içmekten yıldım artık.' Ben direksiyonu tutarken o da sigarasını yaktı.
'Oldu mu Algan Hanım?' Gülerek kafamı salladım. 'Yarın anlatmaya devam edeceksin ya eğer izin verirsen onunla ilgili hayallerini dinlemek istiyorum. Neden diye sorma çünkü bende bilmiyorum ama yaşanmışlıklardan daha çok hayallerin daha mutlu edici.'
'Neden olmasın? Sen dinlemek istediğin sürece ben anlatır dururum. Biraz bencilce olabilir ama anlatmak iyi geldi en azından biraz olsun hafifledim. Sanırım kimseye bu kadar detaylı anlatmamıştım.'
'İyi ve tutkulu bir dinleyiciyimdir senin hikayeni sen anlattığın sürece dinlerim.'
'Peki madem.' Deyip yola odaklandım. Eve yaklaşmıştık ki inmek istedim. 'Barlas beni sağda indirir misin? Eve gitmeden alacaklarım var ve biraz yürümek istedim.'
'Olur, eşlik ederim sana.'
'Hayır gerek yok, gidebilirim.' Kaşlarını çatarak bana baktı.
'Olmaz buralar tenha yerler ve pek tekin değil. Aklımın sende kalmasını istemiyorum.'
'Korkma bir şey olmaz bana. Hem iki adım cidden. Bıraktığın için teşekkür ederim ayrıca zaman ayırıp dinlediğin içinde.'
'Olmadı böyle Algan.'
'Oldu oldu hadi bak işine sende iyi geceler şimdiden sana.'
Arabadan inip az yürüyünce açık bir bakkala girdim. Bir paket sigara ve biraz kahvaltılık aldım en önemlisi kahve ve süt tozu aldım. Yolu uzata uzata eve bir saatte geldim. Evde yalnızlığım beni karşılarken ketıla su koyup çalıştırdım. Üstümü değiştirip eski, kolları boğazı ve ucu kesilmiş bir tişört, kapri giyip mutfağa dönüp kahvemi yapıp balkona geçtim. Sokaktan geçen insan sayısı azdı ve sessizlik hakimdi geceye. Kaç gece geçirmiştim böyle bilmiyorum ama bu gece diğerlerinden farklıydı. Bu gece onu gerçekten silmeye başladığım geceydi. Barlas bana Allah'ın yolladığı kurtarıcımdı beklide. Kahramanım bile olabilirdi. Yedi gün boyunca dışarı çıkmayıp sekizinci gün dışarı atabilmiştim anca kendimi ve bu gün Barlas'la tanışmıştım. Ya bu gün çıkmasaydım dışarıya iyice çürüyecektim burada. Sevdiklerimden bile kaçmıştım buraya gelirken. Herkes yurt dışına gittiğimi sanırken ben Türkiye'de ki küçük bir sahil yerleşkesindeydim. Geride tonla şey bırakıp kaçmıştım tam bir korkak gibi. Bu yaşadıklarım bana ağır gelse de başkalarının daha büyük dertleri vardı farkındaydım ama ben daha fazlasını kaldırmak istemiyordum yapamazdım da sanırım. Bu küçük olay bile bu kadar yıkmışken beni bir de daha büyük bir acıyı kaldıramazdım sanırım. Pencerenin kenarına koyduğum kitabımı alıp okumaya başladım. Sokak lambasının sarı ışığının altında kahvemi yudumlarken kitapla tam olarak bütünleşiyordum. Sigaramı da yakınca her şey tamam olmuştu.
Sigaramı ne ara bitirip ikincisini yaktığımın farkında değildim. Kitabı bir kenara koyup ayla bakışmaya başladım. Beni Fatih'e bu kadar bağımlı yapan olay neydi? Onu unutamamamın sebebi neydi? Belki de ara ara da olsa hayatıma girip çıkmasıydı. Bir anda bir mesaj ve hayatıma giriyordu. Hayatımın kapısını kilitlememe rağmen o anahtarlara sahipti ve ben ne kadar kilitlersem kilitleyeyim o açıp giriyordu. En kötüsü de bir anda çıkıp gidiyordu. Kalacağına tüm kalbimle inansam o kapıları bir daha asla kilitlemezdim. Ama o kilitlerimi açmakla kalmıyor bir de beni hapsetmeye çalışıyor. Arkadaşlarımdan bile sakınıyor beni. Yapmayı sevdiğim şeyleri yapmamı istemiyor. En önemlisi de karakterimi değiştirmek istiyor. Farkında değil ama sevdiği kızı kökünden kazıyıp öldürmek istiyor. Ben benliğimden vazgeçersem ben ben olmaktan çıkarım. Benim yerime herhangi bir robotu sevse daha iyi. Ben böylede idare ediyorum en azından etmeye çalışıyorum. Evet, tökezliyorum çoğu zaman ama bebekken yürümeyi öğrenirken de milyonlarca kez tökezlemedik mi? Eğer yürümeyi başardıysam bunu da başarabilirim. Yürümeyi de geçtim koşmaya bile başladım belki tekrardan aşık olabilirim. Neden başaramayayım ki?
İçeri geçip koltuğa oturup dizüstü bilgisayarımı açıp maillerime girdim. Telefon kullanmayı bıraktığım için sevdiğim insanlarla maille iletişime geçiyordum ve tabi ki işimi de mailden hallediyordum. Mailden yakın arkadaşlarımla birlikte çıkarttığımız dergiye önceden yazdığım hikayeyi atıp okuyucularımızdan gelen maillere göz atıp bu ay ki talihliyi seçip dergiye yolladım. Bankalardan gelen maillerden başka yeni mail yoktu, bende bilgisayarı kapatıp koltuğa yayıldım. Şimdi kim yatak odasına giderdi ki? Işıklar zaten kapalıydı koltuğun kenarına katladığım pikeyi alıp üstüme serptim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNZİVA
RomanceHer şeyi geride bırakıp kaçmak korkaklıktı evet ama kalıp ne yapacaktı ki? Eşyalarını evde bırakıp kitlediği ruhunu alıp sırra kadem bastı Algan. Hayat fark edilmeyecek kadar kısaydı lakin hayat ne kadar kısa olursa olsun sevmek gerekti birini. Hak...