Sabah kalktığımda otel odasındaydım. Yanımda ise Fatih vardı. Hızla kalkıp çorabımı ve ayakkabımı giydim çantamı alıp Fatih'e döndüm. Uyurken bile gülümsüyordu, böyle bir tabloyu nasıl bırakıp gidebilirdim ki? Daha fazla saçmalamadan odadan çıktım. Beni birçok kez aldatan birine tekrar nasıl güvenebilirdim ki! O bizim masum aşkımızın içine sıçmıştı!
Eve girdiğimde hızla eşyalarımı toplamaya başladım. Valizi kapatmaya çalışırken kapının sesini duydum. Hızla gidip baktığımda ağabeyimle Barlas'ı gördüm. Altay hızla gelip bana sarıldı. Sonra geri çekilip bağırmaya başladı.
'Algan sen beni deli mi edeceksin? Evde seni göremeyince bakmadığımız delik kalmadı! Hala çok sorumsuzsun!' gözümden inen yaşları görünce susup onları sildi. 'Ne oldu Algan?'
Arkamı dönüp koltuğa oturdum. Başım o kadar ağır geliyordu ki ellerimle sabitledim başımı. 'O buradaydı.' Sesim varla yok arasındaydı.
'O hıyarağası hangi cehennemde?' ağabeyim öyle bir kükremişti ki yerimden sıçramıştım. Benim irkildiğimi görünce yanıma oturup kollarının arasına aldı beni.
'Ben gidiyorum. Burada olduğumu biliyor. Beni bulana kadar duracağını sanmıyorum. Bana herhangi bir yere bilet alır mısın? Söz seni haberdar edeceğim artık.'
'Algan saçmalama daha yeni geldin sayılır bırakmam seni! Hem buradan gitmesi gereken sen değilsin o!'
Barlas araya girdi bu sefer.
'Altay bırak gidelim.'
'Seni peşimden sürükleyemem Barlas. Ben gideceğim ve sen de burada kalıp her şeye yeniden başlamalısın.'
'Algan biz bu yola birlikte çıktık sen benim için buraya geldin ve benim yüzümden o itle karşılaştın.'
'Ona öyle seslenmeyin onun yaptığı kötülükler bana size yaptığı hiç bir şey yok!'
'Yok mu Algan? Lan seni benden ayırdı daha ne olsun?'
'Alakası yok gitme kararını ben aldım o değil. Ben ona sayıp sövebilirim ama sizin bunu yapmaya hakkınız yok.'
Barlas'da eşyalarını topladıktan sonra yola koyulduk. Yolda ne müzik dinledik ne de sohbet ettik. Ben camdan dışarıyı izlerken oda dikkatlice arabasını sürdü. Ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı kendime çektim kollarımla sardım onları. Küçülüp kaybolmak istedim. Dün ona karşı koyamadım hatta karşı koymak dahi istemedim onun yanında kendimi mutlu hissettim. Geleceğimiz bir yazılmış gibi geliyordu ya da öyle olmasını istiyordum. Ben onu hala deli gibi seviyorum. Kendime bir sigara çıkarıp içmeye başladım.
'Bana da yakar mısın bir tane?' başımı sallayıp sigara paketinden çıkardım bir tane ve yakıp ona verdim. 'Onu hala seviyorsun değil mi?' ani gelen soru karşısında bi durağanlık yaşasam da hemen kendime geldim.
'Sana yalan söylemeyeceğim Barlas. Evet, onu hala seviyorum ama sevmek istemiyorum. Ona hayır diyemiyorum. Kaç defa ayrılıp geri barıştık Allah bilir ve bunun sebebi ona hayır diyemiyor oluşum. Düşün o uyurken bile bir an yanında mı kalsam diye düşünmedim değil! Tüm bu olanlara rağmen onunla olmamam gerektiğinin farkındayım.' Barlas arabayı durdurdu ve bana döndü.
'Algan onunla olmak istemediğin için onunla olmamalısın, olmaman gerektiği için değil.' Baktı cevap vermiyorum konuşmaya devam etti. 'Algan o senin bu güzel sevgini hak etmiyor. Sen onu çok sevmesen onu affetmezdin ki sen onu hala affetmeyi düşündüm diyorsun.'
'Barlas ne olursun sus! Yapma bana bunu onu istememeye çalıştığımı görmüyor musun? Beceriksizim bu konuda kabul ama deniyorum.'
'Algan sen onun için her şeyi göze almışsın. Seni tonlarca kez aldatsa bile sen onu affedecek hale gelmişsin, o da bunu kullanıp durmuş olan bu. Ama o senin sevgini hak etmiyor. O senin sevgine bağımlı olmuş bence, üzgünüm ama düşüncem bu. O sensiz yaşamak istemiyor çünkü kimsenin onu senin gibi sevemeyeceğinin farkında.'
'Haklısın onun beni sevmediğini biliyorum. Alışkanlıklarından vazgeçemiyor. Beni elde edemediği için bana takıntılı bununda farkındayım.' Barlas şaşkın ifadesiyle kahkaha atmaya başladı.
'Algan daha ne kadar elinde oynatması gerek seni elde ettiğinin farkında olman için?' yüzüm kızararak önüme döndüm.
'Boşver.' Düşünceli bakışlarla bana bakıyordu farkındaydım ama dönüp bakmadım ona. Önüne hızla dönüp arabayı sürmeye devam etti, sanırım anlamıştı. Uzun bir süre daha ilerledikten sonra dayanamayıp konuştum. 'Barlas ben acıktım.' Gülümsedi tatlı tatlı.
'Bende ne zaman diyeceksin diye bekliyordum. Bende çok acıktım. Arka koltukta yiyecek bir şey kalmamış mı bir baksana.' Ön koltuktan arkaya döndüm ve bakındım sonunda bir bisküvi paketi gördüm ama arka camın oradaydı ona ulaşayım derken yere düştüm Barlas hemen arkasına dönüp bana baktı ve gülmeye başladı. 'Bir bisküvi için düştüğün hallere bak Algan ya.'
'Sus bak bisküviden vermem ona göre!' ellerini direksiyondan kaldırıp konuştu.
'Tamam susma hakkımı kullanıyorum.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNZİVA
RomanceHer şeyi geride bırakıp kaçmak korkaklıktı evet ama kalıp ne yapacaktı ki? Eşyalarını evde bırakıp kitlediği ruhunu alıp sırra kadem bastı Algan. Hayat fark edilmeyecek kadar kısaydı lakin hayat ne kadar kısa olursa olsun sevmek gerekti birini. Hak...