# ARMİNA SU ERDEN
#the white birch-breathe
••••••Hayat, acımasız bir nefis savaşı için vardı. Ya kendine hakim olucaktım, ya da kendine hakim olamayanlara..
Her insanın kendine göre bir sırrı vardır değil mi? İşte bende o her insandan biriydim.
Harabe bir beyinle yaşamıma devam ediyor, yıkıma uğramış cılız bedenimle hayatımı en güzel şekilde kılmaya çalışıyordum.
Ne kadar başarılı olduğum aşikardı tabii.
Siyah mobilyalara bürünmüş bu eve çok yabancıydım.
Adımlarımı temkinle atıyor ve her tarafı dikkatle süzüyordum.
Burda yaşamak sanki ölümle koyun koyuna olmak gibiydi.
Eşsiz bir karanlık vardı evde. Bu sanki ruhun, ruhların karanlığıydı.
Işık arıyordum ama bulamıyordum. Karanlık sanki tüm kaçışları yutmuş gibiydi.
Sonra o karanlığın ardından gözleri mavi ama çakmak çakmak bir adam çıktı.
İri bedeni, sağlam cüssesi , keskin bakışları vardı.
"Ölüm yıl dönümün , yaşam sürünüşün olsun! Kül kalbime hoş geldin güzelim" işte o an titredim ve ışıklar yandı.
Siyah ve karanlık herşey kırmızıya büründü. Kırmızıya , kan kırmızısına. Ölümün habercisi azrail bile kan kırmızı oldu.
Ve anladım ki, siyah dediğim her şey daha anlamlıymış. Gülüşüm bile siyah hayatımın parlak habercisiymiş.
Ölümüm ise hüzun ve keder dolu ömrümün son parçası.
••••
Sabırsızlıkla yeni bölümü bekleyenleri görebilirmiyim lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRLAR DÖNGÜSÜ
Teen Fiction"Elim kalbine değse, acır mı canın? Hayır diyeceksin ama Elim senin kalbinde. Her geçen gün biraz daha acıyorsun. Her geçen gün çok fazla ölüyorsun." "Her geçen gün senin kalbinden can buluyorum ve bu hiç doğru gelmiyor. Alnına dayadığım bu silah v...