#irem demircan
•●•●•●●•●•●•Gözlerimin görmeye aşina olduğu binanın kapısında durduğumuzda tedirginlikle bakışlarımı elimde duran anahtara çevirdim.
Bazı eski alışkanlıklar ,yeni zorunluluklar dan daha da kötüydü.
"Burda bekliyorum. Gerekli bütün eşyalarını al." Bakışlarımın odağını barlasa çevirdim ve başımla onayladım.Kapıyı açıp çıplak ayaklarımı sarkıttım ve doğrulup arabadan indim. O topukluları giymek gibi bir niyetim asla yoktu.
Kapıyı yavaşca kapayıp binaya doğru adımladım..
Binanın kapısını açıp girdikten sonra bir kat yukarı çıkıp 1. kattaki evimizin de kapısını açıp içeri geçtim.
Etrafı inceleme gereği bile duymadan odama ilerledim.
Her şey yerli yerindeydi.
Etrafa kısaca göz gezdirdim ve gülümsedim.
"Kurtuluyorum sizden lanet anılar."bu evde yaşadığımız şeyler canımı yakıyordu. Uzaklaşıyorum artık sadece benim için birer yara olacaklardı.
Hızla yatağımın altında ki valizi mi çıkardım ve yatağın üstüne koydum.
Ön göze alabildiği kadar iç çamaşırı doldurdum.
Büyük kısma ise dolabımda ne kadar kıyafet varsa koydum.
Durumumuz orta halli olduğundan halamın hakaretlerine katlanamadığım anlarda alışverişe çıkabiliyordum. Bu yüzden kıyafet sıkıntım yoktu.
Valizin yan bölmelerine ayakkabılarımıda yerlestirdim.
Sırt çantamada makyajlarımı parfümlerimi ve tokalarımı koydum. En son anne babam ve benim olduğum bir fotoğrafıda koyup kapadım.
Çünkü onların yüzlerini unutmak istemiyordum. Eniştemin fotoğrafı boynumda asılı duran kolyenin içindeydi. O yanımda olamasa da ruhen yanımdaydı. Bazen arıyordu konuşuyorduk ama sesi duymak yetmiyordu. Görmek icin fazla uzaktaydı.
Odaya bir göz gezdirip almam gereken bir şey varmı diye süzdüm.
Aklıma gelen şeyle hızla odamdan çıktım .Kapının çaldığını duyduğumda panikle etrafıma bakındım.Sessiz adımlarla kapının yanına gidip delikten baktım.
Barlası görmemle derin bir nefes aldım.Bu dairede oturduğumu nerden biliyo diye düşünmeden kapıyı açtım. Içeri geçince hızla kapıyı kapadım.
"Iyiki hızlı ol dedim." Diye söylendi. Gözlerimi devirerek konuştum.
"Valiz hazırlamak kolay değil." Barlas ilerlemeye başladı ve gözüne kestirdiği ilk odaya daldı.
Yani benim odam.
Odada gözlerini gezdirdi . Her şeye fazla dikkat etmesi gözümden kaçmamıştı. Şahin gibi keskin gözlerle etrafı süzüyordu.
"Bir kıza göre fazla sade." Omuzlarımı silktim. Hiç bir zaman pembe rüya gibi bir odaya sahip olmamıştım. İstemiyordum da zaten.
"Abartılı hiç bir şeyi sevmem." Barlas üzerimde göz gezdirdi ve tek kaşını kaldırarak güldü. İma ettiği şeyi anlamıştım.
"Bunlar iremin giysiyleri." Gülümsedi , bu sönük öylesine bir gülümsemeydi. Ardından yatağımın üzerine kuruldu. Ellerini başının altına koydu ve ayaklarını da üst üste attı. Çok rahat ve korkusuz görünüyordu. Bana göre barlas koca bir dağ gibiydi. Dış görünüşü çok sert ve güçlü. Sağlam. Ama içini asla göremiyoruz. Belki zamanla tanırdım onu. Belki de her zaman iki yabancı gibi kalırdık. Fakat bir yanım onu keşfetmek istiyordu. Ben bir avdım. O da bir avcı. Ve ben avcı mı çok merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRLAR DÖNGÜSÜ
Teen Fiction"Elim kalbine değse, acır mı canın? Hayır diyeceksin ama Elim senin kalbinde. Her geçen gün biraz daha acıyorsun. Her geçen gün çok fazla ölüyorsun." "Her geçen gün senin kalbinden can buluyorum ve bu hiç doğru gelmiyor. Alnına dayadığım bu silah v...